Yeni Yol Grubu’nun İftar Programında Eski Bakanlar Ve Siyasetçiler Bir Araya Geldi
Yeni Yol Grubu'nun iftar programında eski bakanlar ile siyasetçiler bir araya geldi. Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, iftarda yaptığı konuşmada “Eli silah tutanların serbest bırakılmasının konuşulduğu bir dönemde, eli kalem tutanlar içeri atılıyor” dedi. Babacan, "Sandıktan çıkanlar eğer hukuku tanımazsa, adaletli yönetmezlerse halkın eliyle seçilenler ülkenin sorunlarına çözüm üretemiyor” ifadelerini kullanırken, Davutoğlu “Her şeyden önce bir ahlak, zihniyet devrimize ihtiyaç var. Bunu gerçekleştireme
(ANKARA) – Yeni Yol Grubu'nun iftar programında eski bakanlar ile siyasetçiler bir araya geldi. Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, iftarda yaptığı konuşmada “Eli silah tutanların serbest bırakılmasının konuşulduğu bir dönemde, eli kalem tutanlar içeri atılıyor” dedi. Babacan, "Sandıktan çıkanlar eğer hukuku tanımazsa, adaletli yönetmezlerse halkın eliyle seçilenler ülkenin sorunlarına çözüm üretemiyor” ifadelerini kullanırken, Davutoğlu “Her şeyden önce bir ahlak, zihniyet devrimize ihtiyaç var. Bunu gerçekleştiremezsek ekonomik ve askeri sorunlarımızı geri kalmışlıklarımızı aşamayız” şeklinde konuştu.
Yeni Yol Grubu tarafından bir otelde iftar programı düzenlendi. İftara Yeni Yol Partisi Genel Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun yanı sıra, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Temel Karamollaoğlu, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, eski bakanlar Hüseyin Çelik, Gürcan Dağdaş, Lütfü Esengün, Sadullah Ergin, Ahmet Cemil Tunç, Ali Rıza Alaboyun, İmren Aykut, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, bazı eski milletvekilleri, eski siyasetçiler, partililer ve davetliler katıldı.
Yeni Yol Partisi Genel Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, iftarın ardından yaptığı konuşmada, ülkede adalete ve gerçek anlamda demokrasiye ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bunun gerçekleşmesi için de DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin bir araya gelerek Yeni Yol grubunu oluşturduklarını anlatan Akıncı, bu birlikteliğin ülkenin gerçek anlamda demokrasiye ve adalete kavuşması anlamında başlangıç olmasını ve gerçek anlamda ittifaka evrilmesini diledi.
“Demokrasi önemli sınavlardan geçiyor”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da Türkiye’de demokrasinin önemli sınavlardan geçtiğini vurguladı. Babacan, şöyle konuştu:
“Ülkemiz zor dönemler yaşadı, yaşıyor. Demokrasi öyle önemli değer ki bazen sadece sandıktan, seçimden ibaret gibi anlaşıldığında o kıymetli değere yazık oluyor. Sandık, seçim demokrasinin kutsalı ama demokrasi ancak hukukla beraber değer buluyor. Demokrasi ancak, insan onurunun yaşadığı, temel hak ve özgürlüklerin gözetildiği bir ülkede gerçek değerini buluyor. İfade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün tam yaşandığı bir ülke gerçek anlamda tam demokrasi olur. Demokrasi önemli ama hukuk, adalet olmadan demokrasi işlemiyor. Sandıktan çıkanlar eğer hukuku tanımazsa, adaletli yönetmezlerse halkın eliyle seçilenler ülkenin sorunlarına çözüm üretemiyor.”
Bir ülkede gücün tek elde toplanmasının sakıncalarına işaret eden Babacan, içlerinde Daron Acemoğlu’nun da olduğu Nobel Ödülü kazanan üç iktisatçının bilimsel olarak “Kurumların güçlü olduğu ülkelerde topyekün zenginleşme olduğunu, kurumların zayıf olduğu ülkelerde ise gelir dağılımın bozuk olduğunu” ispatladığını anlattı.
Bunu bilerek yola çıkıp Yeni Yol grubunu oluşturduklarını anlatan Babacan, Yeni Yol grubunun oluşmasında büyük destek veren eski Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na teşekkür etti.
Babacan, “Ülkemizde sıkıntılar çok ama asla umutsuz olmayacağız. Bu büyük ve güzel ülkemizden asla umudumuzu kesmeyeceğiz” dedi.
"Önümüzde iki yol var"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da iftara katılan eski bakanlar ve siyasetçilere işaret ederek, “Bu masalarda başarıya imza atmış devlet aklı var” dedi.
İç ve dış politik gelişmelere değinen Davutoğlu, “Öyle bir ahlaki çöküşle karşı karşıyayız ki olduğu gibi görünmeyen göründüğü gibi olmayan riyakar bir siyaset anlayışı her yere nüfuz etmiş. Yolsuzluklar bütün kurumları darmadağın etmiş" dedi. Davutoğlu, “Önümüzde iki yol var. Çok seçenek yok, ya dünyayı saran otoriterliğe, yolsuzluğa, baskıya emperyalizme teslim olacağız, eski hal ile Türkiye’yi yolsuzluklara bulanmış antidemokratik bir ülke olmasına rıza göstereceğiz ya da baş kaldıracağız” şeklinde konuştu.
“Bu ülke ağzınıza her geleni söyleyebileceğiniz bir kabile devleti değildir”
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan da şiddet diline tevessül etmeden, nefreti ve kutuplaştırmayı körüklemeden, ötekileştirmeden yeni bir siyaset tarzı benimsediklerini söyledi. Türkiye’nin iki partili bir sisteme mahkum olmadığını vurgulayan Arıkan, şunları söyledi:
“Türkiye genç bir cumhuriyettir fakat bin yıllık bir devlet geleneğinin ve birikiminin üzerinde oturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’yi yönetmek ve Türkiye üzerine konuşmak ciddi bir sorumluluk ister. Bu ülke ağzınıza her geleni söyleyebileceğiniz bir kabile devleti değildir. Bu ülke, sorumsuzca söylemlerle yönetilebilecek bir beylik değildir. Bu ülke, içi boş vaatlerle geleceğini riske atabileceğiniz bir macera alanı hiç değildir. Bugün Türkiye’de, hiçbir lisanda, hiçbir kitapta, hiçbir devlet geleneğinde yeri olmayan uygulamalar görülüyor. Bu durum, kurumlarımızı, kurallarımızı, kavramlarımızı, kodlarımızı ciddi anlamda zedeliyor. Biz kimsenin savunucusu değiliz, haksızlık ve hukuksuzluğu kim yaparsa karşısında oluruz. Son iki yılda yaşadıklarımızın özetini son iki haftada yaşıyoruz. Örgüt liderleri için özgürlüğün konuşulduğu bir dönemde, siyasetçiler için yasaklar, partiler için kayyumlar konuşuluyor. Eli silah tutanların serbest bırakılmasının konuşulduğu bir dönemde, eli kalem tutanlar içeri atılıyor. Biz kimsenin savunucusu değiliz. Adaletsizlik, hukuksuzluk, zulüm kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın, siyasi düşüncesine, rengine, milletine bakmaksızın yanında oluruz. Haksızlık ve Hukuksuzluğu da kim yaparsa yapsın onun karşısında oluruz. Bizim, çabamız; adaletine güvenilir, hukukuna sığınılır, tarafsız bir yargısı olan Türkiye’dir. Devleti sadece kendi otoriteleri olarak görenleri ilk seçimde hak ettikleri yere göndermek en önemli vazifemizdir.
Biz, bu iktidarın geçmişini ve bugününü, anlayışını ve işleyişini en iyi bilen, en iyi tanıyan grubuz. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere, bizlere çok büyük görevler düşmektedir. Devleti, sadece ‘kendi otoriteleri’ olarak görenleri; bin yıllık devlet geleneğine oturan Türkiyemizi, kendi partilerinin bir organı olarak görenleri; mahkemeyi, kadıya mülk görenleri; kaynaklarımızı, sırf birilerine şirin görünmek için peşkeş çekenleri ilk seçimde, tarih sahnesinde hakkettikleri yere göndermek bizim en önemli vazifemizdir. Hiç kimse karamsarlığa kapılmasın, hiç kimse ‘bu iş artık olmaz’ demesin. Unutmayalım ki bu ülkeyi en güçlü şekilde geleceğe taşıyacak tek kurum siyasettir. Siyasetin neden olduğu yozlaşmayla mücadelenin yolu da yine siyasettir. Biz, bir beladan, bin bela çıkarmak yerine sorumluluk alacağız. Ve yeniden yola koyulacağız. Hedefimiz, 86 Milyonun saadet ve selamet içerisinde yaşadığı bir Türkiye’dir.”
Anka Haber Ajansı