Ömer Çelik: “Chp Genel Başkanı, Parti İçinde Bir Siyasi Vesayet Altındadır”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in söylemlerini ve boykot çağrısını eleştirerek, “CHP Genel Başkanı’nın bir siyasi vesayet altında olduğu ve bu vesayetin de CHP’nin iç dinamiklerinden kaynaklandığı net bir şekilde görülüyor. Aslında orada demokratik protesto hakkını kullanan herkesin, tutumunu da istismar ederek bütün bu gündemi kendi Kurultay sürecinin bir parçası haline getirmeye çalışıyor” dedi.
(ANKARA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in söylemlerini ve boykot çağrısını eleştirerek, "CHP Genel Başkanı’nın bir siyasi vesayet altında olduğu ve bu vesayetin de CHP’nin iç dinamiklerinden kaynaklandığı net bir şekilde görülüyor. Aslında orada demokratik protesto hakkını kullanan herkesin, tutumunu da istismar ederek bütün bu gündemi kendi Kurultay sürecinin bir parçası haline getirmeye çalışıyor” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, basın toplantısı düzenledi. Çelik, şunları kaydetti:
“Soykırıma hassasiyet göstermenin kovuşturmaya sebep olması ABD demokrasisi için bir gerilemedir”
“Bir makale yazmanın, bu makaleyle temel insan haklarını savunmanın, bir soykırım karşısında hassasiyet göstermenin, akademik olarak bu duruşu sergilemenin herhangi bir şekilde kovuşturmaya sebep olması ABD demokrasisi için açık gerilemedir. Rümeysa Öztürk’e sınır dışı edilme kararının gerekçesi olarak atfedilen suç, Filistin’deki İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırıma karşı çıkmasıdır. Bu konuyu, yakından takip ediyoruz. Fakat uluslararası medya dilinde, ciddi bir manipülasyon ortaya çıkıyor. O da şudur: soykırıma karşı çıkan herkesi, doğrudan antisemitik olarak suçlamak, epey bir zamandır, Siyonistlerin ortaya koymaya çalıştığı ve kendi suçlarını örtmek için kullandığı bir özdeşleşme. Bu özdeşleşmeyi yaparak esasında Siyonist soykırım suçlarını, insanlığa karşı bir suç olan bu faaliyeti örtbas etmeye çalışıyorlar.
Biz, defalarca ifade ettik. Antisemitizme de karşıyız, İslam düşmanlığına da karşıyız. Rümeysa Öztürk örneğinde olduğu gibi soykırıma karşı çıkanları antisemitizmle suçlamak, buna başka bir suç atfetmek aslında Siyonist soykırım suçlarını örtbas etmeye yönelik bir yaklaşımdır ve bunun demokrasiye, insan hakları düzenine hiçbir faydası yoktur.”
“CHP Genel Başkanı’nın konuşmaları, bir siyasetçi konuşması olarak adlandırılamayacak bir noktadır
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Saraçhane mitinglerinde yaptığı konuşmaları ve boykot çağrısını eleştiren Çelik, şöyle konuştu:
“CHP Genel Başkanı’nın konuşmaları, bir siyasetçi konuşması olarak adlandırılamayacak bir noktadır. Biz, kendisinin bu konuşmaları, Saraçhane’de sürekli olarak hakaret, hedef gösterme, manipülasyon şeklinde şekillenmeye başladığı andan itibaren uyarılarımızı yaptık. Büyük tansiyonla ve sürekli bir yerlerden not ve onay alma motivasyonuyla Cumhurbaşkanı'mıza, partimize, ittifakımıza dönük saldırıların, aslında kurgusunu ve denklemini çok iyi biliyoruz. CHP Genel Başkanı’nın siyasi vesayet altında olduğu ve bu vesayetin CHP’nin iç dinamiklerinden kaynaklandığı net şekilde görülüyor. Aslında orada demokratik protesto hakkını kullanan herkesin, tutumunu istismar ederek bütün gündemi kendi Kurultay sürecinin parçası haline getirmeye çalışıyor. Fakat Sayın Özgür Özel burada bir yanlış yapıyor, kendi üzerindeki siyasi vesayeti kaldırmak için mücadele etmesi gereken yer CHP’nin içinde, dolayısıyla enerjisini oraya yönlendirmesi lazım. Enerjisini, AK Parti’mize ve Cumhur İttifakı’mıza yönlendirmesi kendisi açısından sonuç doğurmayacaktır çünkü vesayet bizden kaynaklanmıyor. Biz, demokratik temelde, hür şekilde şimdiye kadar defalarca rakiplerimizle yarışmış ve sandıkta sonucu almış bir siyasi hareketiz.
“Bizim üzerimizden konuşmayı bırakmalılar, net bir şekilde CHP içerisindeki rakiplerine doğru konuşmalılar"
Söz konusu yolsuzluk soruşturmalarında işin siyasi esası şudur: CHP’liler, bazı CHP’li belediyelerin, yolsuzluk yaptığını uzun zamandır iddia ediyorlar. Buna karşı CHP Genel Merkezi, bu meseleyi yönetememiştir ve suskun kalmıştır. CHP Genel Merkezi, bir Kurultay yapma çağrısında bulunuyor. Buna itiraz edenler yine CHP’liler. Dolayısıyla farklı sözlerle, farklı cümlelerle, farklı retoriklerle ifade edilmesi esasında bir şey ifade etmiyor. CHP Genel Merkezi’nin Ankara’dan Saraçhane‘ye taşınması, Genel Merkez'in gündeminin, gündemdeki konularla ilgili zehirli bir dil kullanmaya yönelmiş olması bizlere karşı, esasında kendi parti içi kavgaları ve Kurultay süreçlerini yönetmekten ibarettir. Bizim üzerimizden konuşmayı bırakmalılar. Net bir şekilde CHP içerisindeki rakiplerine doğru konuşmalılar."
"Yargı sürecini Özgür Özel, Kurultay sürecinin bir parçası haline getirmeye çalışıyor"
“Gençleri ve diğer vatandaşlarımızın demokratik protesto haklarını da bu sürecin bir parçası haline getirmemeye çalışmamalıdırlar” diyerek Özel’e yönelik eleştirilerde bulunan Çelik, şunları söyledi:
“Yargı sürecini Sayın Özgür Özel‘in Kurultay sürecinin parçası haline getirmeye çalıştığını net şekilde görüyoruz. Ama artık üzerinden bu kadar gün geçtikten sonra bütün bu söylenen sözlerin CHP içerisindeki iç iktidar mücadelesi çerçevesinde söylendiği net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Sayın Özgür Özel’in dün Sayın Cumhurbaşkanı'mıza yönelik çok zehirli ifadeler kullandığını gördük. Bunları en net şekilde kınıyoruz. Bunları kendilerine iade ediyoruz. Aynı sözün yarısını bile Özgür Özen Suriye diktatörü Beşar Esad’a karşı kullanmamıştır."
“Anayasa’ya uygun bir şekilde demokratik haklarını kullananlara hepimiz saygı duyarız”
"Demokratik hakkını kullananlar ile olaylarda şiddete başvuranların ayırt edilmesi gerektiğini" söyleyen Çelik, “Kendi konuşmalarının doğurduğu sonuçları yönetemez hale geldi bunun örneklerinden bir tanesi sürekli olarak Saraçhane‘deki CHP’lilerin orada eylem yapanlar tarafından hedef alınması eleştirilmesi ve onlar tarafından sürekli eleştiri yağmuruna tutulmasıdır" ifadesini kullandı.
Çelik, CHP’nin boykot çağrısıyla “hayat tarzına müdahale” ettiğini belirtti
Özel’in boykot çağrısını da “hayat tarzına müdahale” olarak değerlendiren Çelik, şunları kaydetti:
“Medyayı, medya kuruluşlarını ve birtakım şirketleri hedef göstererek, aslında Türkiye’de kutuplaşmanın telif haklarının kime ait olduğunu bir kere daha gösterdiler. Bizim çeşitli zamanlarda yaptığımız boykot çağrılarından örnek vererek, onunla mukayese etmeye çalışıyor. İsrail’den örnek veren bazıları var. Bizim soykırımcı bir siyasete karşı uyguladığımız çağrısını yaptığımız boykotla bunun mukayese gerçekten akıl dışı bir yaklaşımdır."
“Yargı kararlarını demokratik bir sistemde, siyasi bir şekilde eleştirmek sonuna kadar haktır”
Konuşmalarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı, İstanbul Valisini ve İstanbul Emniyet Müdürü’nü hedef gösterdiği için Özgür Özel’e tepki gösteren Çelik, şunları söyledi:
“Kendi partisinin iç karışıklığına karşı yönetebilmek için İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı sürekli olarak hedef alıyor. İstanbul Valisi’ni, İstanbul Emniyet Müdürü’nü sürekli olarak hedef alıyor. Yargı kararlarını ve soruşturma süreçlerini tabii ki demokratik bir sistemde, siyasi bir şekilde eleştirmek sonuna kadar haktır. Fakat doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın şahsını hedef alarak, hakaretvari ifadelerle bu süreci bu şekilde tehditlerle yürütmeye çalışması, CHP Genel Başkanı ve CHP yönetimi açısından gerçekten büyük kabiliyetsizliktir. Türkiye’de CHP nasıl muhalefet yapılır diye yapay zekaya sorsun. Yapay zeka, onlara yaptıklarından daha medeni daha kapsamlı da kabiliyetli argümanlar verecektir.
“Demokratik protesto hakkını kullananlarla şiddete bulaşanlar arasında ayrım yapmaya çalışıldı”
İstanbul Valisi’ni ve İstanbul Emniyet Müdürü’nü, provokasyon yapmakla suçluyorlar. İstanbul Valisi de İstanbul Emniyet Müdürü de çeşitli görevler yaparak başarıyla bu görevlere gelmiş kişiler ve devlet adamlarıdır. Demokratik protesto hakkını kullananlarla şiddete bulaşanlar arasında ayrım yapma konusunda özen göstermeye çalışmışlardır. Günlerdir uykusuz kalarak Özgür Özel’in kontrolsüz ve sorumsuz çağrıları karşısında vandallık yapan, polise balta atan, üzerine asit fırlatan, küfreden, şiddet uygulayan kişilerin şiddetinden öncelikli orada demokratik protesto hakkını kullanan gençleri ve vatandaşları korumaya çalışmışlar; daha sonra da bütün vatandaşlarımızı korumaya çalışmışlardır.”
“Bu kadar gün geçtikten sonra biz herkese sağduyulu olmayı tavsiye ediyoruz”
“Hangi fikirden olursa olsun üniversitedeki kardeşlerimize genç arkadaşlarımız Türkiye’de hangi partiyi tutarsanız tutun hangi meşrepten ve mezhepten olursanız olun adlarımız farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir” diyen Çelik, şöyle konuştu:
“Karşıt fikirlerdeyiz diye birbirine fiziki saldırı yapan üniversitedeki genç kardeşlerimize de söylüyorum oturun çimlerin üzerine karşılıklı olarak fikirlerinizi tartışın. Bu kadar gün geçtikten sonra biz herkese sağduyulu olmayı tavsiye ediyoruz. Özellikle demokratik haklarını kullanan genç arkadaşlarımıza şunu söylemek isterim kesinlikle birbirinize karşı husumetle bakmayın birbirinizden bakmayın kimin sizin nereden kitap alacağınızı karışmasına müsaade etmeyin sizin hangi kahveyi içeceğinize karışmasına müsaade etmeyin. Hiç kimsenin annesine babasına eşine çoluğuna çocuğuna şahsına dönük olarak kötü söz ve hakaret ifadesi kullanılmamalıdır."
Anka Haber Ajansı