Özgür Özel Silivri'De: ''ölümü Göze Alırım, Bu Mağdur Çocukların Ahını Yerde Bırakmam''

Özgür Özel Silivri'De: ''ölümü Göze Alırım, Bu Mağdur Çocukların Ahını Yerde Bırakmam''

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve protestolar nedeniyle tutuklanan öğrencileri ziyaret etti. Özel, ''Türkiye’nin yarınlarında demokratik bir ülke var. O ülkede düşünce suçu olmayacak, zulüm kararlarını verenler o muameleleri yapanlar bilsin ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereğince bu yaptıkları kötülüklerin zamanı aşımı da yok. Mutlaka hesabı sorulacak. Özgür Özel’in bugüne kadar 'yapacağım' de

(İSTANBUL) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve protestolar nedeniyle tutuklanan öğrencileri ziyaret etti. Özel, "'Türkiye’nin yarınlarında demokratik bir ülke var. O ülkede düşünce suçu olmayacak, zulüm kararlarını verenler o muameleleri yapanlar bilsin ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereğince bu yaptıkları kötülüklerin zamanı aşımı da yok. Mutlaka hesabı sorulacak. Özgür Özel’in bugüne kadar "yapacağım" deyip de yapmadığı hiçbir şey yok. "Tutacağım" deyip tutmadığı hiçbir söz yok. Ant olsun ki namusum üzerine söylüyorum, bu gençlere kötü davrananların her birine teker teker bulacağım. Devlet görevlisi ise de bulacağım. Polis ise de bulacağım. Hakim savcı ise de bulacağım. Ölümü göze alırım, bu mağdur çocukların ahını yerde bırakmam'" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve prostetolar nedeniyle tutuklanan öğrencileri tutuklu bulundukları Silivri'deki Marmara Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti.

Ziyaret öncesi cezaevinde açıklamalarda bulunan Özel, protestolar sırasında gözaltına alınarak tutuklanan öğrencilerle ilgili "kötü muamele" iddialarına ilişkin, "'Yemin ederim bu gençlere ters kelepçeyi, kötü muameleyi, içeride teker teker o gençlere yapılan kötü sözleri, hakaretleri, kötü muameleleri ben unutmam'" dedi. Özel, şöyle konuştu:

''Devlet, para basıyorsa sınırları varsa ve hapishanesi varsa, infaz uyguluyorsa devlettir. Bunu da adaletle yapıyorsa demokratik devlettir. Elbette cezaevlerinde birileri olacak, suç işliyorsa cezaevine girecek ki kamu düzeni sağlansın, ama kimin kaldığını bağımsız hakimler, her bir kişi açısından sorular sorarak, son olarak vicdani kanaatleriyle ve somut delillerle karar verecekler. Oysa Türkiye’de binlerce öğrenci gözaltına alındı. Gözaltında dört gün tutuldu. Götürüldü ve haklarında maalesef toplu karar verildi. Şimdi teker teker bakıyoruz öğrencilere, ‘Sana hakim ne sordu?’, ‘Bana hakim bir şey sormadı’. Hakim sormadan tutuklama yapıldıysa devlet, hukuk devleti değildir. Devlet polis devletidir hatta artık bir partinin devletidir.

Protestolara katılan öğrencileri, ben Gezi’de neredeyse hepsini gezdim, neredeyse bütün gözaltılara girdim. Demokratik ülkelerde milletvekili gider nezarethane şartlarını görür, cezaevi şartlarını görür, bu görevi millet adına yapar. Ama arkadaşlarımız vatan emniyetine sokulmadılar, Vatan emniyetinde günlerce hep birlikte bir yerde durdular. Tutuklamaya sevk aşamasında saatlerce bir odada sıkış tepiş 40 kişiye iki şişe, üç şişe su vermeler, günlerce bu yüzden aç kalmalar. Raporlar da var. Diyor ki, ‘Hapishaneye götürülünce sevindim. Hiç olmazsa yemek yerim, su içerim’ diyor. Böyle kötü muamele görüyorlar. Bu arkadaşlarımıza hakimler toplu karar verdiler."

Gezi protestoları döneminde milletvekili olarak tutuklama aşamalarını izlediğini belirten Özel, "Haksızlık oluyordu ama kişiye özel soru oluyordu. Gösteriyordu hakim ‘Bu sen misin?’. Yüzünü kapamış elinde molotof kişi, ‘Ben değilim’ diyordu. Hakim, o olduğuna karar verip tutukluyordu. Kişi diyordu ki, ‘Evet, bu kalabalığın başındaki benim’. Hakim tutuklamaya karar veriyordu" dedi.

"Her şey çok güzel olacak" sloganının mucidi gen Berkay Gezgin'in de tutuklandığını ifade eden Özgür Özel, "Berkay gözaltına alındıktan saatler sonra o olay olmuş, iletişim yapıyor gazete. Ayrıca cumhurbaşkanına hakaretten de olmuş, cumhurbaşkanına küfür eden ekibin içerisinde varmış. Arada bir gün var. Berkay o olay olduktan bir gün önce tutuklanmış" diye konuştu.

''Toplantı, gösteri yürüyüş kanununa muhalefetin cezası en ağır verilse bir gün yatarı yok''

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu kadar çok tutukluluğa emniyetin de hazır olmadığını, yeterli sevk aracının bulunmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu kadar çok tutukluluğa cezaevleri hazır değil. Çok önemli temel bir kuraldır. Benzer suçlar benzer koğuşlarda kalır. Bugün böyle bir hazırlığı olmadığı için cezaevinin, gençler birer ikişer hangi koğuşta boş yer varsa oraya konuluyor. Biz içeride kalan kimseyi kötülemek için söylemeyiz ama ilk kez 18, 19, 20 yaşında cezaevine gitmiş ve suçun türü dışarıda annenin, babanın kaldıracağı bir tür değil, ‘Senin evladını şu koğuşa koydular’. 47 tane aynı suçu işlemiş kişi var, bir tane de 18 yaşında bir çocuk var o koğuşta. O yüzden yapılan bu toplu tutuklamalara karşı verilecek en doğru karar, vicdanı olan herkese sesleniyorum, tutukluluğa itirazların kabulü tutuksuz yargılanmadır. Toplantı, gösteri yürüyüş kanununa muhalefetin cezası en ağır verilse bir gün yatarı yok. O zaman burada bir gün yatırdığında sen adaleti ayaklar altına alıyorsun. Temel prensip bir masum içeride boşuna yatacağına 99 suçlu dışarıda gezsin prensibidir. Tersine işletiyorlar bunu. Şu kadarcık bir şüpheden suçlanan yararlanır, zanlı yararlanır. Ama sen bunun tam tersini yapıp hepsini birlikte içeri koyuyorsun. Bu şu demektir: Tayyip Erdoğan’ın gücü, gençlere yetmedi. Onları özgürlüklerinden mahrum bırakarak, ailelerinin psikolojileriyle uğraşarak bundan sonra olası mücadelenin hattını kırmaya çalışıyorlar.

Dün buna cevap Maltepe’den verilmiştir. İlk gün 100 bin kişi olan kalabalık dün 2 milyon 200 bin kişi olduysa korku kimseyi yıldırmıyor, korku kitleleri kamçılıyordur. Kötü muamele kitleleri kamçılıyordur. Buradan bütün kamu görevlilerine, emniyet müdürlerine, onların altında görev yapan ve emir verenlere hatırlatıyorum, ters kelepçe kötü muameledir. Kime ters kelepçe yapıyorsun? Senin de evladın var. 18 yaşındaki çocuğa ters kelepçe yapıp 10 saat tutmak olur mu? Doktor muayenesine giderken ters kelepçe ile götürüyorsunuz. Utanç verici bir şey. Sicilinize kazınıyor bunlar. Günü gelecek diyeceğiz ki, benim İçişleri Bakanım diyecek ki, ‘Arkadaşlar 19 Mart sürecinden sonra Silivri gözaltılarında doktora muayenede, muayeneye götüren ekibi ters kelepçe emrini veren arkadaşın çıkarın bir görelim kimmiş o’. Bilmiyor muyuz? Devlette kayıt biter mi?

''Söz veriyorum bu ters kelepçenin evrak üzerinden izine düşecek İçişleri Bakanımız''

'Soma’nın hesabını soracağım" diye yemin ettim. Yemin ederim, bu gençlere ters kelepçeyi, kötü muameleyi, içeride teker teker o gençlere yapılan kötü sözleri, hakaretleri, kötü muameleleri ben unutmam. Bana Avrupa Birliği'nden dün getirip bayrak teslim ettiler. Dediler ki, ‘Avrupa Birliği'ne girmenizi destekleyen bütün milletvekilleri imza attı’. Aldım bunu dedim ki, ‘Kaldırın, sorun bizim ekibimizdeki arkadaşlardan biriyle röportaj yapın. Ankara’ya gidecek, üstüne şu yazılacak. ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin, devletimizin, Avrupa Birliği'ne tam üyelik oylaması sırasında salonda Ekrem başkan bu bayrağı biz açacağız’ dedim. Ben hiçbir şeyi boşa bırakmam. Özgür Özel’in geçmişten ileriye atıf yapıp "şunu şöyle yapacağız" deyip yapmadığı bir şey gördünüz mü? O yüzden söz veriyorum, bu ters kelepçenin evrak üzerinden izine düşecek İçişleri Bakanımız. Kötü muamele, işkence insanlığa karşı suçtur. Zaman aşımı olmaz. Bak bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıdır. Bundan önce insanlığa karşı suçların hepsine yapılan zaman aşımlarını iptal ederken sanma ki CHP gelene kadar unutulur, Özgür Özel unutmaz, CHP geldiğinde de bunların hesabı sorulmaz.

Bakın, kötü davranmayan, aldığı emri uygulayan kimseye bir şey demiyorum. Ama 18 yaşındaki çocuğa ters kelepçe takanı, ona küfür edeni, iteni, kakanı, 40 kişiye ‘Size bu kadar su yeter’ diyeni… devlette hiçbir şey kaybolmaz o izi bulurum. O hesabı sorarım. Bundan sonra, ‘E ben hakimdim, o zaman ben üç yıllık hakimdim, bilemedim, hepsini birden gönderdim’. Sana da soracak Hakimler ve Savcılar Kurulu. Suç şahsidir. Nasıl sormadan 300 kişiyle bir götürüyorsun? Civciv mi topluyorsun sen? Tavuk mu güdüyorsun? 300 kişiyi birden alın cezaevine koyun. Ya içinde masum varsa ya hepsi masumsa. En sonunda şu kararı vereceksin. En sonunda en kötü kararı verdin, bir yıl iki ay. Sonra başlayacaksın söylemeye Ceza İnfaz Kanunumuz gereğince yatarı yok o suçun. İçeride yattığı 17 gün, anasının çektiği 17 çile gecesinin hesabını kim soracak? Onu da ben soracağım. Mussolini’nin ön infaz yöntemini uyguluyorsunuz. Tayyip Erdoğan’a karşı protesto edersen Silivri‘yi boylarsın. Nerede yazıyor? Gösteri yapmak, toplanmak cezası bir buçuk yıl. İlk kez işlendiğinde bir gün yatarı yok. Seni oraya kim yatırttırıyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına buraya kimin gireceğine sen karar vereceksin, Tayyip Erdoğan adına bu kararı veriyorsan, yatacak çocuğu bir gün yatar olmayan suçtan, 17 gün, 30 gün yatırıyorsan, vallahi onların toplamının hesabını soracağız. Meydan boş değil kardeşim. Cumhuriyet Halk Partisi geliyor. AK Partililer, MHP’liler vallahi de billahi de oy verene, üye olana, destek olana hiçbir şey yok. Anket için telefonlar geldiğinde "kararsızım" falan demeyin kardeşim. "Gönderiyoruz bu iktidarı" deyin görsün millet.

''Yaklaşmakta olan seçimin sonucu kaçamayacakları bir noktaya gelecek ve o sandıktan kaçamayacaklar''

Cumhuriyet Halk Partisi’nin gümbür gümbür geldiğini dünyada görüyor, Avrupa da görüyor, bunlar da hissetsin. Kötü muamele yapanlar CHP’nin geldiğini görünce duracaklar. Zam vermeyenler CHP’nin geldiğini görünce verecekler. Derdinizi duymayanlar duyacaklar. O yüzden bu iktidarı değiştirme iradesi bugünden itibaren Türkiye’nin önünü açacak bir şeydir. Bu iradeyi görüyoruz, sokaklarda görüyoruz, anketlerde görüyoruz. Çok kati bir şekilde olmalıdır. Yaklaşmakta olan seçimin sonucu kaçamayacakları bir noktaya gelecek ve o sandıktan kaçamayacaklar. Türkiye’nin yarısından bir fazlasından imza toplamak üzere yola çıktık. Yoksulluktan şikayet eden, işsizlikten şikayet eden, kiradan şikayet eden, ürününün para etmemesinden şikayet eden, kredi kartı faizinden, borcundan şikayet eden, evladına yapılan muameleden şikayet eden, hepimize yapılan baskıdan, sanatçılara yapılan baskıdan şikayet edenler, bu iktidarı değiştirdiğinizi gösterin. Bunlar gidiyorlar. Bu rejim, bu rejim adına suç işleyenler bundan sonra işleyemesinler. Yaptığı işi yaparken şöyle düşünsün; kitaba, kanunu vicdana göre karar veren ne hakim endişe etsin ne muamele eden polis endişe etsin ne de herhangi bir yerde örneğin MASAK’ta rapor yazan, bir yerde tutanak yazan kendisini o yaptırılan, bu yaptırılan ama bunu yaparken Tayyip Erdoğan’ın rejimi üzerinden hesap yapan kendi geleceğini hesap etsin.

Türkiye’nin yarınlarında demokratik bir ülke var. O ülkede düşünce suçu olmayacak, partizanlık olmayacak, kayırmacılık olmayacak ama masum insanlara bugünkü iktidar için zulmedenler, zülüm kararlarını verenler, o muameleleri yapanlar bilsin ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereğince bu yaptıkları kötülüklerin zamanı aşımı da yok. Mutlaka hesabı sorulacak. Bu ülke, Almanya kadar demokratik bir ülke olacak ama bugünleri yaşatan bu kötü muameleleri yapanlar da devletin içerisinden kazınacak. Özgür Özel’in bugüne kadar yapacağım deyip de yapmadığı hiçbir şey yok. Tutacağım deyip tutmadığı hiçbir söz yok. Bayram mübarek gün, ant olsun ki nasumusum üzerine söylüyorum, bu gençlere kötü davrananların her birini teker teker bulacağım. Devlet görevlisi ise de bulacağım. Polis ise de bulacağım. Hakim savcı ise de bulacağım. Cezaevindeki bir görevli, bir hükümlü ise sonsuza kadar takip ederim arkadaş. Biz dava adamayız, biz inanç adamıyız. Ben on yaşından beri yatılı okulda okumuş birisiyim, bir kişiyi geride bırakmadım. Masuma kötülük yapana da yandaş, yoldaş olmadım. Ölümü göze alırım, bu mağdur çocukların ahını yerde bırakmam.''

''Bunu Erdoğan'a sor''

Özel, tutuklu bulunanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın sağlık durumuna ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:

"Mahir Bey’i çok yakından hem hukuk yönünden Umut Akdoğan arkadaşımız hem sağlık yönünden kendisi de bir kardiyolog olan Kani Beko milletvekilimiz anbean takip ediyor. Yoğun bakımda, durumu iyi, stabil. Ailesinin korkacağı bir şey yok ama cezaevine gelebilecek bir durumu da yok. Bu durumda gerekli başvuruları, gerekli çalışmaları yapıyoruz. Zaten doğru olan, mutlak olan bütün arkadaşlarımızın tutuksuz yargılanmasıdır. Mahir beyin sağlık durumu, içinde bulunduğu şartlar ve tedavi ortamı düşünüldüğünde stabil ancak buraya getirilmesi yeni bir sağlık sorununa sebebiyet verebilir. Yakından takip ediyoruz."

Yabancı bir basın mensubunun, "'Bu siyasi baskının arkasında duran Erdoğan’ın stratejisi ne?'" sorusunu Özel, "'Bunu Erdoğan’a sor'" diyerek yanıtladı.

Anka Haber Ajansı