Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İmamoğlu’nun Gözaltına Alınmasına İlk Yorum: İddialara Asla Cevap Veremiyorlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP'siyle, medyasıyla ve diğer yapılarıyla muhalefet tarafı gerek diploma meselesinde gerekse yolsuzluk, hırsızlık meselesinde yargının ortaya koyduğu iddialara asla cevap vermiyorlar, veremiyorlar. Bunun yerine konuyu siyasi sloganlara hapsederek kendi tabanlarını tahrik etme, milleti aldatma kolaycılığına kaçıyorlar. Deseler ki ‘Kardeşim bu diploma alın teriyle, usulüne uygun şekilde alınmış bir belgedir', bunu ilgili arkadaşlarımız vasıtasıyla ve hukuki argümanlarla k
(ANKARA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP'siyle, medyasıyla ve diğer yapılarıyla muhalefet tarafı gerek diploma meselesinde gerekse yolsuzluk, hırsızlık meselesinde yargının ortaya koyduğu iddialara asla cevap vermiyorlar, veremiyorlar. Bunun yerine konuyu siyasi sloganlara hapsederek kendi tabanlarını tahrik etme, milleti aldatma kolaycılığına kaçıyorlar. Deseler ki ‘Kardeşim bu diploma alın teriyle, usulüne uygun şekilde alınmış bir belgedir', bunu ilgili arkadaşlarımız vasıtasıyla ve hukuki argümanlarla konuşup tartışmak mümkündür. Aynı şekilde deseler ki, ‘Kardeşim belediyede hiçbir hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, haksızlık, karanlık ve karmaşık ilişki yok’ bunu da yine işin erbabı vasıtasıyla ve hukuki deliller ışığında konuşup tartışmak mümkün. Ama bunları yapmıyorlar, yapamıyorlar” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Genel Merkez’de önceki dönem milletvekilleri ile iftar programına katıldı. Erdoğan şöyle konuştu:
"İslam dünyası olarak Ramazan’ın manevi dünyasını teneffüs ettiğimiz şu mübarek günlerde, siyonist İsrail yönetimi ateşkesi bozarak Gazze’deki katliam ve soykırım politikasına tüm hoyratlığıyla devam ediyor. Gözünü kan ve nefret bürümüş bu barbar sürüsünün başlattığı yeni saldırılarda çoğu çocuk ve kadın 500’den fazla Filistinli daha şehit oldu. Ramazan ayında ve sahur vaktinde Gazze’de sivillerin üzerine yağdırılan bombalar nice anne-babayı evlatsız, nice yavruyu yetim ve öksüz bıraktı. Rabbimden cümlesine rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Bu mukaddes günlerin yeryüzünün dört bir yanında zulme ve zalime cesaretle, sabırla, metanetle direnen hayat, izzet ve haysiyet mücadelesi veren tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum. Pervasızca yürütülen katliamlara sessiz kalanlar İsrail’in işlediği savaş, soykırım ve insanlık suçlarına engel olmayanlar hem tarih önünde hem de insanlık vicdanında er ya da geç hesap vereceklerdir. Sırtını dayadıkları güçlerden cesaret alarak çocukları katledenler Allah’ın izniyle döktükleri masum kanlarında boğulacaklardır. Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, tarihin doğru tarafında yer almaya tüm imkanlarımızla, tüm gücümüzle Gazzeli mazlumları desteklemeye devam edeceğiz.
"Demokrasi ve altyapı atılımlarını gerçekleştirmek AK Partili kadrolara nasip oldu"
Türkiye’yi son iki asırdır sıkıştırıldığı siyasi, ekonomik ve sosyal cendereden çıkartan, demokrasi ve altyapı atılımlarını gerçekleştirmek AK Partili kadrolara nasip oldu. Eser ve hizmet siyasetimiz sayesinde bize oy versin, vermesin bu ülkede yaşayan herkesin hayatına dokunmayı başardık. Ülkemizin çıkarlarını savunmanın ötesinde küresel düzeyde adalet, hakkaniyet ve merhamet müdafaası üzerine kurulu siyasetimizde dünyada milyarlarca insana umut aşıladı. Bu güzel kadroda sizler başta olmak üzere partimizin her mensubunu partimize oy vererek bize güç sağlayan her bir vatandaşımızın emeği, katkısı, rolü bulunuyor. Sizlerin şahsında mücadelemize omuz veren herkese teşekkür ediyorum.
"Her bir arkadaşımız için yeni görevler üstlenme yolu açıktır"
AK Parti'de yolunu ayıranlar veya yolunu şaşıranlar dışında, eski diye bir kavram asla söz konusu değildir. Kendini sürekli yenileyen bir parti olarak bunu yaparken kimseyi dışlamıyoruz. Tam tersine, geniş ailemizi sürekli büyüterek üstat Necip Fazıl’ın ifadesiyle yolumuza pekleşe pekleşe devam ediyoruz. Biliyorsunuz, bayrak yarışında geride kalanlar oyunun dışına çıkmıyor. Sadece zaferin sevincini takım arkadaşlarıyla paylaşmak bunun için nefesleniyor. Ayrıca parti olarak hiçbir arkadaşımızın birikimini, gayretini ve tecrübesini heba edecek lükse sahip değiliz. Nitekim önceki dönem milletvekillerimizin bir kısmı gerek Genel Merkezimizde gerek İl Teşkilatlarımızda gerekse bürokraside çeşitli mevkilerde hizmetlerine devam ediyor. Sağlığı ve motivasyonu yerinde olan her bir arkadaşımız için yeni görevler üstlenme yolu açıktır. Her şey gibi bu da vakit ve nasip meselesidir.
"Hırsları ve ihtirasları akıllarını esir almış durumda"
Türkiye her gün yeni ve bir diğerini geride bırakan gündemlerle uyanan, belki de dünyanın en hareketli ülkesidir. Bu gündemlerin bir kısmı ülkenin gerçekten ihtiyacı olan hususları ihtiva ederken, bir kısmı da suni olarak köpürtülmüş konulardan oluşuyor. Muhalefetin kendi iç kavgalarını veya hukukla olan sıkıntılarını ülkenin en önemli meselesi gibi gösterme gayreti riyakarlığın dik alasıdır. ‘Hata, hata ile savunulamaz diye savunulamaz’ diye bir söz var. Ülkemiz muhalefeti de merhum Ziya Paşa’nın dediği gibi, herkesi kör, alemi sersem sandığı için yaptığı hataları daha büyük hatalarla savunmayı şecaat arz ederken sirkatin söylemeyi siyaset zannediyor. Halbuki böyle yaparak kendilerini bırakınız halkı, en yakınlarının dahi yüzlerine bakamayacak hale kendilerinin düşürdüklerinin farkında bile değiller. Hırsları ve ihtirasları adeta akıllarını esir almış durumda. Polisimize saldıracak, hakime, savcıya, mahkemelere tehditler savuracak kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler.
"CHP'nin meseleleri Genel Merkezlerindeki bir avuç muhterisin konusudur"
Dikkat ederseniz, CHP'siyle, medyasıyla ve diğer yapılarıyla muhalefet tarafı gerek diploma meselesinde gerekse yolsuzluk, hırsızlık meselesinde yargının ortaya koyduğu iddialara asla cevap vermiyorlar, veremiyorlar. Bunun yerine konuyu siyasi sloganlara hapsederek kendi tabanlarını tahrik etme, milleti aldatma kolaycılığına kaçıyorlar. Deseler ki ‘Kardeşim bu diploma alın teriyle, usulüne uygun şekilde alınmış bir belgedir', bunu ilgili arkadaşlarımız vasıtasıyla ve hukuki argümanlarla konuşup tartışmak mümkündür. Aynı şekilde deseler ki, ‘Kardeşim belediyede hiçbir hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, haksızlık, karanlık ve karmaşık ilişki yok’ bunu da yine işin erbabı vasıtasıyla ve hukuki deliller ışığında konuşup tartışmak mümkün. Ama bunları yapmıyorlar, yapamıyorlar. Çünkü hepsinin ve çok daha fazlasının doğru olduğunu, gerçek olduğunu en iyi kendileri biliyor. Hatta bu bilgi ve belgelerin çoğunun bizzat kendi partileri tarafından yargıya aktarıldığının farkındalar. Kamuoyu önünde timsah gözyaşları döken CHP yöneticilerinin çoğunun parti içi çekişmede rakip eledikleri için kapalı kapılar ardında sevinçten yerlerinde duramadıkları ortadadır. Buradan bir kez daha söylüyorum, CHP'nin meseleleri ülkenin ve milletin değil, kendi Genel Merkezlerindeki bir avuç muhterisin konusudur. Bizim ne şahsen ne parti ne de ittifak olarak muhalefetin müsamerelerine ayıracak vaktimiz yok.
"Pervasızca etrafa saçacağımız para kulelerimiz yok"
Bizim havanda su döverek boşa harcayacak zamanımız, pervasızca etrafa saçacağımız kirli ve karanlık para kulelerimiz de yok. Her kafadan ayrı bir sesin çıktığı, yalanın, dolanın, hilenin, yüze gülüp sırtından hançerlemenin hiç eksik olmadığı muhalefet zaten bunları ziyadesiyle yapıyor. AK Parti olarak biz ülkenin gerçek gündemiyle meşgulüz, biz sadece işimize bakıyoruz, hedeflerimize odaklanıyoruz. Çünkü milletimiz bizden kendisi ve evlatlarının geleceği için somut adımlar, kayda değer icraatlar, sadra şifa hizmetler ve kalıcı eserler bekliyor. Hamdolsun, 23 yılımızın her günü, her anı bu şekilde ülkemize sayısız eser ve hizmet kazandırarak geçti. 81 vilayetimizin her karışına yatırımlarımızla mührümüzü vurduk. Türkiye Yüzyılı’nın inşasına giden yoldaki engelleri sabırla ve kararlılıkla tek tek ortadan kaldırdık. Bu şekilde de yola devam ediyoruz.
Son dönemde bu doğrultuda attığımız adımlardan biri terörsüz Türkiye vizyonudur. Malumunuz, iktidara geldiğimizde ülkenin geçmiş dönemdeki pek çok sorunu gibi terörle mücadeleyi de devralmıştık. Sessiz devrimlerimizle bir yandan terörün istismar zeminini ortadan kaldırırken, diğer yandan da kararlı ve etkili operasyonlarla topraklarımızı teröristlerden temizledik. Sadece teröristlerden mi, yolsuzluklardan da temizledik.
"Evlatlarımızı terör örgütlerinin pençesinden kurtaracak süreçler yürüttük"
FETÖ’sünden DEAŞ ve DHKP/C'ye kadar pek çok hain yapıyla da mücadele ettik. Terörün bitirilmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığımız bu uzun dönemde çok kıymetli tecrübeler kazandık. Bir taraftan savunma sanayimizi geliştirirken diğer taraftan evlatlarımızı terör örgütlerinin pençesinden kurtaracak süreçler yürüttük. Terörle mücadele konseptimizi değiştirip, mücadeleyi ülkemiz sınırlarının ötesine taşıyarak tehditleri kaynağında bertaraf etme safhasına geçtik. Bunun için dünyada terör örgütlerinin en çok nefret ettiği ve hedef aldığı kişi durumuna geldik. Şimdi de bizi terörsüz Türkiye hedefimize biraz daha yaklaştıracak ve 40 yıllık meseleye son noktayı koyacak yeni bir sürecin içinde bulunuyoruz. Son adımı Kürt kardeşlerimizle birlikte vatandaşlarımızın tamamının canına, huzuruna, refahına ket vuran bölücü örgütünün feshi ve silahlarının teslimi olarak özetleyebiliriz.
"Sıra örgütün kurucusunun çağrısına harfiyen uyarak feshini ilan edip, silahlarını teslim etmeye geldi"
Biz devlet ve yönetim olarak bu konuda üzerimize düşeni yerine getirerek gerekli görüşmeleri sağlayıp çağrının yapılmasını temin ettik. Şimdi sıra örgütün kurucusunun çağrısına harfiyen uyarak feshini ilan edip, silahların teslim etmeye gelmiştir. Şayet bu gerçekleşirse Türkiye 40 yıllık bir musibetten suhuletle kurtulma imkanına kavuşacaktır. Aksi olursa biz zaten önemli mesafe katettiğimiz terörü kaynağında yok etme stratejimizi kısa sürede nihayete erdirmeye bakarız. Temennimiz, hem örgütün hem de ona müzahir kesimlerin geçmişte olduğu gibi akıl ve izan dışı tavırlara yönelik bu tarihi fırsatı heba etmeyerek yeni bir döneminin kapılarını aramaları yönündedir. Bu gelişme ülkemizle birlikte Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgemizin tamamında bir rahatlamaya, istikrarın güçlenmesine vesile olacaktır. Terörün karanlık gölgesi siyasetin üzerinden çekildikçe inşallah sözün gücü artacak, siyasetin demokratik alanı daha da genişleyecektir. Bu da demokrasimizin sorun çözme kapasitesini yükseltecektir.
Biz iktidar ve ittifak olarak, Türkiye'yi 40 yıllık kamburundan kurtarma noktasında hem kararlıyız hem de samimiyiz. Söylediğimiz her sözde ortaya koyduğumuz her tavırda da daima hüsniniyetle hareket ediyoruz. Karşımızdakilerden de aynı hasbi, harbi ve yapıcı yaklaşımı bekliyoruz."
Anka Haber Ajansı