Bakan Bozdağ: Yürütme organını doğrudan seçme hakkını Türk halkından geri almak istiyor
ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, "Yürütme organını doğrudan seçme hakkını Türk halkından geri almak istiyorlar. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde cumhurbaşkanı yürütme organıdır. Yürütme organını doğrudan Türk halkı...
Tuğba SIR- Celal ATALAY/ANKARA, (DHA)- ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, "Yürütme organını doğrudan seçme hakkını Türk halkından geri almak istiyorlar. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde cumhurbaşkanı yürütme organıdır. Yürütme organını doğrudan Türk halkı seçmektedir. Bu yetkiden korkuyorlar, Türk halkına güvenmiyorlar" dedi.
Bakan Bozdağ, "3 Aralık Dünya Engelliler Günü" nedeniyle bakanlık binasında düzenlenen "Engelsiz Adalet Çalıştayı'na katıldı. Burada konuşan Bakan Bozdağ, engelli vatandaşların adalete erişimi konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini belirterek, "Adalet binalarıyla açık alanların engelli vatandaşlarımız tarafından güvenli, bağımsız ve ulaşılabilir olması için engelli otoparkları, engelli girişi, rampalar, asansörler, hissedilebilir yüzeyler, sesli uyarı levhaları ile lavabolar düzenlendi. Engelli vatandaşlarımızın adliyede işi olduğunda veya bazı sıkıntıları olduğunda bunlarla ilgili şu anda Türkiye'de 147 adliyede 152 tane adli görüşme odası var. Adalet Bakanlığı olarak yeni bir çalışma başlattık. İşaret diliyle hukuki terimler sözlüğü ve engelli vatandaşlarımızla ilgili bir hukuk terimleri sözlüğünü hazırlama kararı aldık. Bununla ilgili bakanlığımızda ilgili birimdeki arkadaşlar çalışmalara başladılar. Bu toplantıdan sonra da arkadaşlarımız engelli vatandaşlarımızla ilgili yeni yazılımları, engelli vatandaşlarımızın hizmetine sunacaklar" dedi.
'TÜRK HALKINA GÜVENMİYORLAR'
Çalıştayın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Bozdağ, 6'lı masanın hazırladığı anayasa değişikliği çalışmasına ilişkin, "Esasında anayasa değişiklik önerilerine detaylı bir gözle baktığımızda yeni bir şey olmadığını net bir şekilde görebiliyoruz. Yürütme organını doğrudan seçme hakkını Türk halkından geri almak istiyorlar. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde cumhurbaşkanı yürütme organıdır. Yürütme organını doğrudan Türk halkı seçmektedir. Bu yetkiden korkuyorlar. Türk halkına güvenmiyorlar. Türk halkından bu yetkiyi alamayacaklarına dair endişe taşıyorlar. O yüzden halkın sahip olduğu yürütme organını seçme hak, yetki ve gücünü halktan almak istiyorlar. Çok açık" dedi.
'TÜRK HALKI, BU DEĞİŞİME İZİN VERMEYECEKTİR'
6 muhalefet partisinin millete güvenmediğini, milletten iktidar yetkisini alma umudunu kaybettiğini vurgulayan Bozdağ, "Ben aziz milletimizin kendisine verilen bu yetkiyi ve bu gücü, milletten umudunu kesmiş, millete güvenmeyen bu siyasilerin iradesi doğrultusunda bunlara vereceğine inanmıyorum. Türk halkı, milli iradeyi zayıflatan her düşüncenin ve her teşebbüsün bugüne kadar karşısında olmuştur. Bu değişiklik, milli iradeyi zayıflatan, milli iradenin elindeki gücün bir kısmını milli iradeden gasbetmek isteyen bir öneri içeriyor. Türk halkı, bu değişime izin vermeyecektir. Hiçbir zaman Türk halkının elinden yürütme organını doğrudan seçme hak ve yetkisi alınamayacaktır. Ne 6'lı masanın buna gücü yeter ne de onlara destek veren başka çevrelerin buna gücü yeter. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem kılıfı ya da adı altında güçlendirilmiş vesayet sisteminin yeniden ihyası yapılmak istenmektedir. Çok net şekilde, burada halkın iktidar kurduğu, iktidar değiştirdiği, sandıkta güvenoyu verdiği düzenden vazgeçilerek; parlamentonun içinden başbakanın çıktığı, parlamentonun güvenine dayandığı, başbakanını cumhurbaşkanının belirlediği parlamenter sisteme dönüş bu" ifadelerini kullandı.
'CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ, GÜÇLÜ İKTİDAR OLUŞTURAN BİR SİSTEM'
Türkiye'nin istikrarsızlıktan ve zayıf iktidardan çok çektiğini belirten Bozdağ, ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, siyasi istikrar kuran, güçlü iktidar oluşturan bir sistem olduğunu ifade ederek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden parlamenter sisteme dönüşüm, koalisyonların olduğu, siyasi istikrarsızlığın olduğu, zayıf iktidarların olduğu Türkiye'yi hasretle yeniden dönme iradesini ortaya koymaktır. Geçmişte bedelini ödediğimiz bir sisteme dönmenin kimseye bir faydası yoktur, olmayacaktır da. Bunu hepimizin görmesinde fayda vardır. Sıradan liderlerin halkın yüzde 50+1'inin oyunu alma şansı yok. Sistem, milletin önüne öyle bir aday çıkarmak zorunda bırakıyor ki; bu aday milletin yüzde 50+1'inin oyunu alabilsin, milletin gönlünde taht kurabilsin, güçlü bir figür olsun. Ama parlamenter sistem böyle güçlü bir lidere ihtiyaç duymuyor. Herkes orada olabilir. O yüzden kendi aralarından Tayyip Bey gibi güçlü bir lider çıkaramayan, böyle bir liderle de milletin huzuruna çıkamayacağını gören 6'lı masa; güçlü lider aramayan, milletin yüzde 50+1'inin oyuna ihtiyaç duymayan, yüzde 10'u da yüzde 20'yi de yerine göre yüzde 30'u da yüzde 1'i de iktidarın bir parçası yapma ihtimali barındıran parlamenter sisteme dönmek istiyorlar. Bu da milletin hayrına değildir. 6'lı masanın yaptıkları düzenlemelerin ne tür sonuçlar doğuracağı konusunda yeteri kadar hesap yaptığı kanaatinde değilim. Onlar sadece parlamenter sisteme geri dönelim hayali kuruyorlar. Kimse böyle bir sistemi milletin önüne umut olarak koyamaz. Gelecek olarak da koyamaz ve Türk milletinin elinden yürütme organını seçme hakkını, ne 6'lı masa ne de başka güçler geri alabilir. Türk milleti bu hakkı aldı ve asla geri vermeyecektir" diye konuştu.
'NE YAPTIKLARINI BİLMİYORLAR'
Bakan Bozdağ, 6'lı masanın anayasa değişikliği önerisi arasında, "Bireysel başvuruda, bir temel hakkın ihlalinin kanun veya kanun hükmünde kararname hükümlerinden kaynaklandığı kanaatine varılması halinde, Genel Kurulca bu kanun ya da kanun hükmünde kararname hükmünün iptaline karar verilebilir" maddesinin yer aldığının hatırlatılmasına üzerine de, "Bu önerinin net sonuçlar doğuracağını, bu öneriyi hazırlayanlar eminim yeterince hesap etmemişlerdir. Anayasa Mahkemesi, anayasaya göre kanunların ve cumhurbaşkanı kararnameleriyle iç tüzüğün şekil ve esas bakımından anayasaya uygunluk denetimini yapar. Şimdi bunun dışında bir denetim yapmaz. Bir de vatandaşlarımız, defi yoluyla bir davada kanun hükmünün anayasaya aykırı olduğuna inanırsa ve bunu da mahkeme ciddi görürse mahkemenin müracaatı üzerine de Anayasa Mahkemesi bunu görüşüp iptal edebilir ama bu düzenleme, bu değişiklik önerisi eğer kabul görürse bireysel başvuruya geldiği zaman Anayasa Mahkemesi'ne eğer burada hak ihlali kanundan kaynaklanıyorsa o kanunu doğrudan iptal etme hakkı veriyor. Yani başvuru şartı bile yok. "Ben baktım, bu kanunu beğenmedim, iptal ediyorum." Yani bu yargısal aktivizmin önünü açar. Anayasa Mahkemesi, Meclis'imizin yasama yetkisini buradaki bu yöntemi kullanarak daralttıkça daraltır. Ne yaptıklarını bilmiyorlar. Anayasa Mahkemesi'ni Meclis'in yerine neredeyse taşıyacak, sınırı belli olmayan çok geniş bir yetkiyi Anayasa Mahkemesi'ne veriyorlar. Bu doğru bir iş değildir. Yani bunun millete de devlete de 6'lı masaya da hiçbir hayrı yoktur. Öyle zannediyorum ki, "iyi olur" diye birileri söylemiş olabilir. Ama sonuçları asla iyi olmaz" dedi. (DHA)
FOTOĞRAFLI
Kaynak: Demirören Haber Ajansı