(ANKARA) - Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmada tarikat ve cemaatleri eleştiren CHP eski Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya'ya 43 bin 367 lira manevi tazminat cezası verildi. Kaya, "Konuşmamdan sonra Afganistan'dan, Suriye'den, Irak'tan, IŞİD'ten, Taliban'dan telefonlarla ölüm tehditleri aldım. Hakkımda tazminat davaları açıldı. Tazminat davalarında aleyhime verilen yüklü para cezaları var. Para cezalarıyla beni yıldırıp, bu alandaki mücadelemden vazgeçireceğini zannedenler yanılıyor" dedi.
CHP eski Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, 11 Aralık 2022 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada; ENSAR, TÜRGEV, TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti gibi kuruluşlarla birlikte Saadet Partisi'ne yakın Anadolu Gençlik Derneği'nin (AGD) isminin de bulunduğu dövizi Genel Kurul'a göstererek, “Millî Eğitim Bakanlığı ne yapıyor? Millî Eğitim Bakanlığı, çocuklara tecavüzlerle anılan bu tarikatlarla, bu vakıflarla protokoller imzalıyor. Çocuklarımızı cemaat ve tarikatlara teslim edenlerden, mahkemelerin iptal etmesine rağmen ısrarla protokolü uygulamak isteyenlerden hesap soracağız. Siz, çocuklarımızı okullara değil, tarikatların kucağına atanlarsınız. Siz ‘Kız çocuklarınızı okula göndermeyin’ diyen tarikatlara teslim olanlardansınız” ifadelerini kullandı.
43 bin 367 lira tazminat cezası verildi
ENSAR, TÜRGEV, İlim Yayma Cemiyeti ve Anadolu Gençlik Derneği, Yıldırım Kaya'ya konuşması nedeniyle tazminat davası açtı. ANKA Haber Ajansı'nın edindiği bilgiye göre; eski milletvekili Yıldırım Kaya, ENSAR, TÜRGEV ve İlim Yayma Cemiyeti'ne, 43 bin 367 lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildi. Öte yandan AGD'nin açtığı dava ise reddedildi.
"Kişilik haklarına saldırı niyeti ile hareket etmediği..."
AGD’ye açılan davanın reddedilme gerekçesinde, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kürsüde siyasi görüşlerini eleştiri sınırları içinde kaldı ki siyasilerin gerek kürsü gerekse meclis kürsüsü dışında eleştirilerini ve görüşlerini yaptıkları iş, topluma karşı sorumlukları dikkate alındığında daha sert yapmalarının işin doğası gereği olduğu, davalının meclis kürsüsünde birçok dernek ve sivil toplum kuruluşunun adının bulunduğu afiş ile konuşma yaptığı ve davacıyı direkt hedef alarak kişilik haklarına saldırı niyeti ile hareket etmediği mahkememizce değerlendirildiğinden sübut bulmayan davanın reddine…" ifadesine yer verildi.
"Telefonlarla ölüm tehditleri aldım"
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kaya, "Bu konuşmanın içeriği cemaat ve tarikatlara bağlı vakıf ve derneklerle yapılan protokollerdi. Bu cemaat ve tarikatlarla yapılan protokollerin yırtılıp atılması gerektiğini anlatmıştım. Çünkü yapılan protokoller, Milli Eğitim Temel Kanunu'na ve Anayasa'ya aykırı bir şekilde yapılmıştır" dedi.
Konuşmasının ardından tehditler aldığını ifade eden Kaya, "Ben parlamentoda bu konuşmayı yaptıktan sonra Afganistan'dan, Suriye'den, Irak'tan, IŞİD'ten, Taliban'dan telefonlarla ölüm tehditleri aldım. Hakkımda tazminat davaları açıldı. Tazminat davalarında aleyhime verilen yüklü para cezaları var. Para cezalarıyla beni yıldırıp, bu alandaki mücadelemden vazgeçireceğini zannedenler yanılıyor" diye konuştu.
"Tazminat davasını reddeden hakimlerde var"
Kaya şöyle konuştu:
"Laik, bilimsel, demokratik, karma ve kamusal eğitim hakkı her çocuğumuzun hakkıdır. Bir eğitimci, bir siyasetçi olarak nu hakkı ömrümün sonuna kadar savunmak benim birinci görevim ve sorumluluğumdur. Çocuklara karşı, öğrencilerime karşı, torunlarıma karşı ve ülkemin geleceğine karşı sorumluluğumu yerine getirdim. Bu konularda mahkemeler benim tazminat ödemeye mahkum etmiş, istinaf yolunu açık tutmuş, istinafa gitmeden önce de benim maaşıma icra konulma kararı alınmış. Alın, tüm maaşıma el koyabilirsiniz, tüm varlıklarımı alabilirsiniz ama benim inandığım değerleri asla size çiğnetmem. Beni yıldıramayacaksınız. Bunu aklınızın bir köşesine koyun. Tazminat davasını reddeden hakimler de var. Tarikat ve cemaatlerinin denetimi dışında, adil yargılama yapan hakimlerde var."
"Tarikat ve cemaatler kapatılmalıdır"
30 Kasım 1925 tarihli ve 677 sayılı Kanun ile tekke ve zaviyelerin kapatıldığını, şeyhlik, müritlik gibi unvanların kullanılmasının yasaklandığını hatırlatan Kaya, "Merak edenler Anayasa'nın 174'ncü maddesini açıp okuyabilirler. Bunların tümü Anayasa'ya ve yasalara aykırıdır. Anayasalar tarafından kapatılmış ama fiilen yaşamlarına devam eden bu tarikat ve cemaatler zaman geçirilmeden kapatılmalıdır. Bu yapılmadığı müddetçe bu sorunları hep yaşayacağız" şeklinde konuştu.
Anka Haber Ajansı