(ANKARA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Katılım finans ülkemizin kalkınması, ekonomisinin güçlenmesi ve finansal bağımsızlığı noktasında büyük imkânlar sunuyor. Bundan azami derecede istifade etmemiz önemlidir. Kısa vadede katılım finansın bankacılık varlıkları içindeki payını yüzde 15'e taşımayı hedefliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'daki Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Albaraka İslami Finans Zirvesi'ne katıldı. Erdoğan özetle şöyle konuştu:
"Türkiye Albaraka Zirveleri'ne ilk kez ev sahipliği yapıyor. İslam ekonomisine dair küresel düzeyde öngörülen temel yapı taşları ve ihtiyaçlar temasıyla düzenlenen bu seneki zirvenin başarılı geçmesini, sektörümüz açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Böyle bir Zirve'nin ülkemizde düzenlenmesi ayrıca önemlidir. Doğu-Batı arasında tarih boyunca ticari ve beşeri köprü vazifesi üstlenen Türkiye, finansal piyasalar arasında da aynı rolü oynamaya başladı. Geçen sene hizmete açtığımız İstanbul Finans Merkezi bu çabalarımızın ve vizyonumuzun adeta bir sembolü oldu.
İsrail'in yaklaşık sekiz aydır tüm insanlığın gözü önünde Gazze'de işlediği toplu katliamlar küresel düzeninin acziyetini gözler önüne sermiş, mevcut kurumlara olan güveni sarsmıştır. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi başta olmak üzere dünyada nizamı sağlamakla mükellef yapıların adaletsiz ve çarpık karakteri bir kez daha ortaya çıkmıştır. Açıkça ifade etmek gerekirse; şu an dünyada mazlumu koruyacak, zalimi durduracak, zulmün önüne geçecek bir kurumsal mekanizma yoktur.
"Güvenliğin olmadığı yerde demokrasi ve özgürlük olmaz"
'Dünya beşten büyüktür" tespitimiz, sistemin değişmesine olan acil ihtiyacı göstermektedir. Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze soykırımıyla birlikte artık bu kaçınılmaz bir hâl almıştır. Şunu görmek ve kabullenmek mecburiyetindeyiz: dünyanın devasa bir köye döndüğü günümüzde sınırlar ve mesafeler bizi koruyamaz. Afrika'da onca yeraltı kaynağına rağmen insanlar açlıktan ölüyorsa, Suriye'de, Sudan'da, Yemen'de kan akmaya devam ediyorsa, Gazze'de 35 bin 600 masum insan acımasızca katlediliyorsa, medeniyetlerin beşiği Akdeniz mülteci kabristanına dönüşmüşse, her yıl binlerce umut yolcusu son nefesini çöllerde, dağlarda veriyorsa kusura bakmayın ama kimse kendini emniyette hissedemez, gece başını yastığa rahat koyamaz. Adaletin olmadığı yerde huzur ve barış olmaz. Güvenliğin olmadığı yerde demokrasi ve özgürlük olmaz.
"Servet eşitsizliği dünyada en yüksek seviyesine çıktı"
Kronikleşen bir diğer sorun servet ve gelir adaletinin bozulmasıdır. Öyle ki günümüzde servet eşitsizliği dünyada tarihi bakımdan en yüksek seviyesine çıktı. Dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesim toplam küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Alttaki yüzde 50'lik kesimin küresel servet dağılımından aldığı pay ise yüzde 1'i dahi geçmiyor. Yani küresel düzeyde fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor.
Kapitalist sistemin serbest piyasayı teşvik ediyor görünse de arka planda tekelleşmeyi, tefeciliği, manipülasyonu, üretim, emek ve ticaretten daha ziyade paradan para kazanmayı ödüllendirdiğini görüyoruz. Zayıfı daha zayıflatan, fakiri daha da fakirleştiren, zalimi güçlendiren bu sistemin dertlerimize derman olamayacağını, insanlığa refah, huzur ve adalet getirmeyeceğini artık hepimiz kabul etmek zorundayız.
"Yastık altındaki döviz ve altının ekonomiye katkısı yok"
Biz yastık altı denilen sistem dışı tasarruf kültürüne sahibiz. Bizim insanımız Allah göstermesin zor günlerinde muhannete muhtaç olmamak amacıyla gelirinin bir kısmını biriktir, tasarruf eder. Bunu da çoğunlukla altın ve maalesef döviz ile yapar. Yastık altında döviz ve altının sahibine güven verme dışında ekonomiye katkısının olmadığını hepimiz biliyoruz. Yastık altı tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını hep arzu ettik. Finans kurumlarımızı bu konuda politika geliştirmeleri için teşvik ettik, destekledik. Farklı zamanlarda çağrıda bulunduk. Ama bunda tam anlamıyla muvaffak olamadık. Yastık altı altınların ekonomiye kazandırılmasında kurumlarımız toplumu ikna edici finansal ürünler geliştiremedi. Katılım finansa yönelik toplumdaki önyargılar hâlen kırılmadı. Bu alanda hâlen bilgiden ziyade eskiden kalma ön kabullerle hareket edildiğine üzülerek şahit oluyoruz. Katılım finans sistemini hak ettiği yere getirmemiz gerekiyor.
Katılım finans ülkemizin kalkınması, ekonomisinin güçlenmesi ve finansal bağımsızlığı noktasında büyük imkânlar sunuyor. Bundan azami derecede istifade etmemiz önemlidir. Kısa vadede katılım finansın bankacılık varlıkları içindeki payını yüzde 15'e taşımayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda son yıllarda İstanbul Finans Merkezi'nin açılışı ve yeni katılım finans kuruluşlarının hizmete başlaması gibi pek çok kritik adım attık."
Anka Haber Ajansı