Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2025 Yılında Sağlık Alanında 37 Bin Hekim Dışı Personel Alacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramını kutlayarak, “Hayat kurtaran insanın en değerli nimeti olan sağlığına kavuşmasına yardımcı olan hekimlerimize ve sağlık personelimize el kaldırılmasını asla kabul etmeyiz.” ifadesini kullandı. Erdoğan, “2025 senesi içinde sağlık teşkilatımızı istihdam edeceğimiz 37 bin hekim dışı yeni personel ile daha da güçlendireceğiz" dedi.

(İSTANBUL) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramını kutlayarak, “Hayat kurtaran insanın en değerli nimeti olan sağlığına kavuşmasına yardımcı olan hekimlerimize ve sağlık personelimize el kaldırılmasını asla kabul etmeyiz.” ifadesini kullandı. Erdoğan, “2025 senesi içinde sağlık teşkilatımızı istihdam edeceğimiz 37 bin hekim dışı yeni personel ile daha da güçlendireceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde sağlık çalışanlarıyla iftar programına katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Hekimlerimizle birlikte tüm sağlık çalışanlarımızın ‘14 Mart Tıp Bayramı’nı gönülden kutluyorum. Tıp Bayramının ülkemiz, milletimiz ve sağlık çalışanlarımız için hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Böyle anlamlı bir iftar sofrasında bizleri bir araya getirerek gönüllerimizi buluşturan Sağlık Bakanlığımıza Sayın Bakan ve ekibine teşekkür ediyorum.

Kıymetli arkadaşlar malumunuz 14 Mart tıp tarihimizde iki önemli vakanın yıl dönümüdür. Bunlardan ilki tıp eğitimiyle ilgilidir. Bundan tam 198 yıl önce 14 Mart 1827'de ordumuza hekim yetiştirmek üzere Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire kurulmuştur. Böylelikle ülkemizde modern tıp eğitimi resmen başlamıştır. 14 Mart'ın tekabül ettiği diğer bir hadise ise tıbbiyelilerin beyaz önlüklerini bayrak yaparak başlattıkları muhteşem kıyamdır. İstanbul'un ve okullarının işgal edilmesine itiraz eden Tıbbiyeliler 14 Mart 1919'da okulun iki kulesi arasına astıkları büyük bir Türk bayrağı ile tüm öğrencileri toplantıya çağırmışlardır.

Direnişin önderlerinden Doktor Memduh Necdet'in şu duygu ve cesaret yüklü cümleleri bugün bile hepimiz için ilham vericidir. Memduh Necdet tıbbiyenin salonunu dolduran genç hekimlere şöyle seslenmiştir: "İtiraf ediyoruz ki vatan bilhassa onun kalbi beyni olan İstanbul bu dakikada korkunç bir buhran geçiriyor ama korkmuyoruz. Buradayız, burada kalacağız. İstanbul bizimdir çünkü halife ve hakan yatağıdır. İstanbul bizimdir çünkü şehitler ve tarih buradadır. İstanbul bizimdir çünkü istiklal buradadır." Bu muazzam ve muhteşem sözler sadece tıbbiyenin salonunda değil adeta tüm İstanbul'da yankılanmış, işgalciler neye uğradığını şaşırmış, toplantıyı şiddet kullanarak dağıtmaya çalışmışlardır. Tıbbiyeliler, İstiklal Harbimizde hem cephe hattında hem cephe gerisinde hayatlarını riske atarak kahramanca mücadele etmişler, şehit düşmüşler, gazilikle müşerref olmuşlardır.

Hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız genç cumhuriyetimizin büyümesi ve güçlenmesinde de hep önde yer almışlardır. Son olarak Covid-19 salgınına karşı yürüttüğümüz savaşın ilk safında yine sağlık çalışanlarımız bulunuyordu. Hocasından doktoruna, hemşiresinden teknik personeline kadar sağlık ordumuzun tüm neferlerinin gayretine ve özverisine hem salgında hem de 6 Şubat depremlerinde milletçe hep beraber şahitlik ettik. Günlerce, hatta haftalarca evlerinden, evlatlarından uzakta kalan bir cana şifa olmak için gerektiğinde kendi canını tehlikeye atan hekim olmanın sağlık çalışanı olmanın omuzlarına yüklediği ağır mesuliyetle ülkesine ve milletine sevda ile hizmet eden siz kardeşlerimizin çabalarını, emeklerini asla ve asla unutamayız. Rabb'im sizlerden tüm sağlık camiamızdan razı olsun diyorum. Sizlerin şahsında tüm sağlık personelimize ülkem ve milletim adına bugün bir kez daha teşekkür ediyorum. Zor günlerimizde gösterdiğiniz fedakarlıkların milletimiz tarafından her zaman şükranla yad edileceğini bilmenizi isterim. Bu vesileyle vazife esnasında vefat edenler başta olmak üzere uğurladığımız tüm arkadaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

'Salgının ardından toplumun ertelenmiş sağlık hizmeti talebinde çok ciddi artışlar yaşandı'

Burada şu gerçeği de tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum. Salgınla mücadeleyi, Amerika ve Avrupası dahil imkan bakımından bizden ileri düzey olan ülkelerden daha iyi yönetmemizde şu an çatısı altında bulunduğumuz Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi gibi sağlık tesislerimizde oldukça kritik roller oynamışlardır. Ülkemizdeki muhalefetin "israf" dediği, engellemek için her yolu denediği hatta akla ziyan mazeretler üreterek bağlantı yollarını dahi yapmadığı bu hastaneler binlerce insanımızın hayatının kurtulmasına vesile olmuştur. Tabii sel gider ama balçığı kalırmış. Her ne kadar salgını atlatmış olsak da olumsuz etkilerini halen müşahede ediyoruz.

Salgının ardından toplumun ertelenmiş sağlık hizmeti talebinde çok ciddi artışlar yaşandı. Tüm dünya gibi biz de bu yeni durumla sınanıyoruz. Son iki yılda sağlık sistemimizde ilave bir yük oluşturan bu talebin doğru dağıtılması ve karşılanması amacıyla farklı adımlar atıyoruz. Vatandaşın sağlık hizmetlerine ilk başvuru kapısı olan aile hekimliğinin yeniden yapılandırılması ve koruyucu hekimliğin ön plana çıkartılması, bunlardan sadece bir tanesidir. Her iki çalışmamızın da müspet neticelerini sahada görmeye başladık. Hekimlerimizin de çabalarımızı sahiplenmesiyle birlikte insanımızın doğru yerde, doğru zamanda etkin tedaviye ulaşmasını sağlayacak, inşallah hastanelerimizdeki yoğunluğun da azaltılmasını temin edeceğiz.

'Sağlık alanında 22 yıl boyunca pek çok reforma imza attık'

Değerli arkadaşlar, 2002 Kasım'ında göreve geldiğimizde önem ve öncelik vereceğimizi ilan ettiğimiz alanlardan bir tanesi de sağlıktı. İnsanı merkeze alan, insan hayatına ve sağlığına değer veren bir anlayışla sağlık alanında 22 yıl boyunca pek çok reforma imza attık. Üniversite ve özel hastane kapılarının bütün vatandaşlarımıza açılmasını sağladık. Hastane, poliklinik, sağlık ocağı sayılarının artırılmasından, sağlık kuruluşlarımızdaki şartların ve teşhizatın modernleştirilmesine, sağlık alanında hizmet veren personelimizin sayı, özlük ve imkanlarının iyileştirilmesinden, şehir hastaneleri gibi özgün projelerin sağlık sistemine kazandırılmasına kadar geniş bir yelpazede çok önemli işler yaptık.

Çam ve Sakura'nın da içinde olduğu toplamda 37 bin 367 yataklı, 25 şehir hastanemiz hamdolsun hizmete girdi. Halen toplam 13 bin 950 yataklı 11 şehir hastanesinin yapımı sürüyor. İhale, proje ve arsa süreci devam edenlerle birlikte hepsi tamamlandığında toplamda 57 bin yatak kapasiteli, 45 şehir hastanemiz olacak. Tomografi, MR, diyaliz cihazı, ambulans, hava ambulansı gibi birçok alanda geçmişle kıyaslanamayacak seviyelere ulaştık. ilk defa dönemimizde uygulamaya aldığımız evde sağlık hizmetleriyle bugün 2 milyon 753 bin insanımızın ayağına sağlık hizmetini götürüyoruz. Sağlıkta yaptığımız devrimleri burada tek tek anlatmaya kalksak değil iftarı, sahuru da herhalde burada yaparız.

'Milletimize en kaliteli sağlık hizmetini sunabilmek için gece gündüz demeden koşturuyoruz'

Biraz evvel Sağlık Bakanımız bazı güncel verileri, rakamları ve projeleri paylaştı. İstanbul'dan Hakkari'ye, Van'dan Muğla'ya, Antalya'dan Trabzon'a ülkemizin dört bir yanındaki vatandaşlarımız da sağlık hizmetlerinin son 22 yılda nereden nereye geldiğini zaten çok iyi biliyor. "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" düsturuyla emanetini taşıdığımız milletimize en kaliteli sağlık hizmetini sunabilmek için gece gündüz demeden koşturuyoruz. Değerli dostlar, değişen ihtiyaçlara ve beklentilere cevap verebilmek amacıyla inşallah önümüzdeki dönemde kamunun sağlık alanında üstlendiği öncü rolü güçlendirmeyi, vatandaşın acil sağlık hizmet talebinde ambulanstan taburcu olduğu aralığa kadar sağlık hizmet sunumunun kalite artırılmasını, kronik hastalıkların erken teşhisi, takibi ve tedavisinin yanı sıra gereksiz ilaç kullanımının önlenmesini, aşırı kilo ve hareketsizlik yanında madde, tütün ve teknoloji bağımlılığıyla mücadeleyi daha etkin bir şekilde yürütmeyi hedefliyoruz.

'Sağlıkta şiddete asla müsamahamız yoktur'

Her alanda olduğu gibi sağlıkta da şiddete asla müsamahamız yoktur. Bu konuda ülkemiz sıfır toleranstır. Hayat kurtaran insanın en değerli nimeti olan sağlığına kavuşmasına yardımcı olan hekimlerimize ve sağlık personelimize el kaldırılmasını asla kabul etmeyiz. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda zaten en üst düzeyde olan hassasiyetimizin değişmeyeceğini tekrar altını çizerek söylüyorum. Burada şunun da bilinmesini istiyorum. 22 sene boyunca sağlık alanında ne yaptıysak başta doktorlarımız olmak üzere sağlık çalışanlarımızla birlikte dayanışma içinde yaptık. Neyi başardıysak hekimlerimizle, hemşirelerimizle, sağlık çalışanlarımızla birlikte omuz omuza vererek başardık. İnşallah bu şekilde de yola devam edeceğiz.

'37 bin hekim dışı yeni personel alınacak'

Sözlerimi bitirmeden önce sağlık camiamızın beklediği önemli bir müjdeyi sizlerle ve aziz milletimle paylaşmak istiyorum. İnşallah 2025 senesi içinde sağlık teşkilatımızı istihdam edeceğimiz 37 bin hekim dışı yeni personel ile daha da güçlendireceğiz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum. Bu düşüncelerle hekimlerimiz başta olmak üzere ülkemizin dört bir ucunda sabır, şefkat ve metanetle insanımıza hizmet etmeyi görev bilen tüm sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı tekrar tebrik ediyorum."

Anka Haber Ajansı

Gündem Haberleri