Haber: Edda SÖNMEZ - Kamera: Mehmet ÇALPAR
(İSTANBUL) - CHP'liler "yenidoğan çetesi"ni İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde protesto etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, "Özel hastaneler patronu Fahrettin Koca'yı bu ülkeye Sağlık Bakanı yapanlara yuh olsun. Bugün karşı karşıya kaldığımız bu cinayetler bu 10 bebeğin kaybı buz dağının görünen bir yüzüdür. Biz bu süreçten Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nu sorumlu tutuyoruz, istifa etmelidir. Gün gelecek, devran dönecek. Çeteler ve bu çetelere zemin hazırlayan AKP hesap verecek" dedi.
"Yenidoğan çetesi" skandalıyla ilgili CHP heyeti, partinin Bakırköy İlçe Başkanlığı'nda bir toplantı gerçekleştirdi. Ardından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaşananları protesto edip açıklamalarda bulundu. Açıklamaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Parti Meclisi üyesi Berker Esen, Sağlık Komisyonu Başkanı Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Ankara Milletvekili Aylin Yaman, Samsun Milletvekili Murat Çam, Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Uşak Milletvekili Ali Karaoba, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Yüksek Disiplin Kurulu üyesi İsmail Emre Telci, CHP İstanbul il yöneticileri, Gençlik Kolları, Kadın Kolları başkan ve yöneticiler, sağlıkçılar, sağlık komisyon üyeleri katıldı.
"47 kişiden oluşan bir çete yıllardır bebekleri, yeni doğmuş bebeklerimizi, masum bebeklerimizi, annelerimizin dokuz ay karnında taşıyarak binbir acıyla doğum yaptığı bebeklerimizi kar amaçlı daha fazla para kazanabilmek için işbirliği yaptığı özel hastanelerle birlikte katletti" sözleriyle açıklamasına başlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, şunları söyledi:
"Kullanılması gereken ilaçlar daha fazla kar amacıyla para hırsıyla dışarıda satılıyor"
"Bugün biz şunu biliyoruz. Bu düzen yıllardır işliyor. Yıllardır özel hastaneler, sermayeye daha fazla kaynak aktarmak için kurulan özel hastaneler birtakım şirketlere, kişilere, servislerini kiraya vererek sağlık hizmeti veriyorlar. Sözde sağlık hizmeti. Bugün yeni doğan bebeklerimizin, çocuklarımızın maruz kaldığı bu çete 47 kişiden oluşan ve 112 çalışan birkaç tane çalışanın da dahil olduğu çete tarafından işletilen özel hastanelere yönlendirilerek güya tedavi edilmek adı altında ölüme gönderiliyorlar. Ve bu vesileyle de bizim kaynaklarımız bu çetelere aktarılıyor. Sermayeye aktarılıyor. Burada bu bebeklere doktorların, uzmanlarının bakması gerekirken 24 saat uzman tarafından gözaltında tedavi altında bulundurulurması gerekirken maalesef hemşireler tarafından bakılıyor. Güya tedavi ediliyor. Kullanılması gereken ilaçlar daha fazla kar amacıyla para hırsıyla dışarıda satılıyor. Hemşireler bakıyorlar. Bu işin uzmanı olması gerekirken uzman hekim dionakoloji uzmanı olması gerekirken hemşireler bakıyor. Özel olarak beslenmesi gerekirken beslenemiyor. Birinci derece yoğun bakımken üçüncü derece gösteriliyor. Ve tüm bunlar Sağlık Bakanlığı'nın gözleri önünde sağlık müdürlüğünün gözleri önünde oluyor. Ve SGK'nın gözleri önünde oluyor.
"Sağlık Müdürlüğü'nden randevu istedik, SGK'dan randevu istedik, kaçtılar, kaçtılar"
Fakat yıllardır bu düzen işlerken ve bugün iddianameden gördüğümüz gibi sağlık müdürlüğünün yetkililerinin bizim önceden bundan haberimiz oldu. Gittik, baktık. Fakat bekledik. Bir isimsiz CİMER'in ihbarların olduğuna dair kendilerinin itirafları vardır. Dönemin Sağlık Müdürü şu anki Sağlık Bakanı buna göz yummuştur. Bu katliam, bu bebeklerin göz göre göre ölüme gönderilmesi sağlık müdürlüğünün, Sağlık Bakanlığı'nın gözleri önünde göz göre göre olmuştur. Bebeklerimiz göz göre göre ölüme gönderilmiştir. Biz ve bu olay anlaşıldııktan sonra da bu hastaneler hala hizmet vermeye devam etmiş. Ve bebeklerinde yine bu şekilde hayatını kaybetmesine, katledilmesine göz yummuştur. Biz bugün burada toplandık. Bu bebeklerimizin hakkını savunmak için toplandık. Sağlık Müdürlüğü'nden randevu istedik. Görüşmek istedik. SGK'dan. Randevu istedik, görüşmek istedik. Maalesef kaçtılar. Kaçtılar. Milletvekillerimizle birlikte bu olayın üzerine düşmemiz, bu olayı takip etmemiz, maalesef kendilerini rahatsız etti. Evet biz şurada tespit edilen 10 bebeğimizin hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntümüzü ifade ediyoruz. Fakat şunu soruyoruz. Bu sadece 10 bebekle mi sınırlıdır? Yıllar içinde kaç bebeğimiz hayatını kaybetmiştir? Sağlığını kaybetmiştir. Ve bugün sakat kalan bebeklerimiz çok büyük sağlık sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalmışlardır. Bizler acılı ailelerimizin hayatını kaybeden, sakat kalan bebeklerimizin bugün burada sözcüsüyüz. Adalet istiyoruz."
"Özelleştirme ortaklarından birinin de eski sağlık bakanı Müezzinoğlu olduğunu üzülerek öğrendik"
Konuşması zaman zaman "Bakan istifa" sloganıyla kesilen Şahbaz, açıklamasına şöyle devam etti:
"Bugün baktığımız zaman bu sermayenin bu özel hastanelerin yandaş sermayeye, kamudan kaynak aktarmak üzere oluşturulmuş olan bu sağlıkta özelleştirmenin ortaklarından bir tanesinin de eski sağlık bakanı Mehmet Müezzinoğlu olduğunu bir hastane sahibi olduğunu maalesef üzülerek öğrendik. Özel hastaneler patronu Fahrettin Koca'yı bu ülkeye Sağlık Bakanı yapanlara yuh olsun, yuh olsun. Bugün karşı karşıya kaldığımız bu cinayetler bu 10 bebeğin kaybı buz dağının görünen bir yüzüdür. Bu katliamlar zinciri sağlıkta çeteleşmenin sağlıkta özelleştirmenin sağlıkta ticarileşmenin ve insan sağlığını piyasa koşullarına ticarete bir meta olarak ortaya koyan sağlık politikalarının ve bu politikaların yürütücüsü olan AKP'nin eseridir. AKP'nin. Bugün İstanbul'da özel hastane sayısı kamu hastaneleri sayısının iki katı. Bugün İstanbul'da yatakların, normal yatakların yüzde 35 özel hastane yatağı. Ve tüm Türkiye'de yeni doğan yoğun bakım yatakları yarıdan fazlası maalesef özel hastanelerde. Biz diyoruz ki bu çeteler var. Bu çete var. Sonuna kadar da cezalandırılması gerekir. Ama esas olan sivrisinekleri öldürmek değil, bataklığı kurutmaktır. Bataklığı kurutmak.
"Bugün yeni doğan çetesi yarın yetişkin yoğun çetesi yarın öbür gün kardiyoloji servisi çetesi"
Bugün bataklık sağlıkta özelleştirmedir. Bugün bataklık, sağlıkta dönüşüm adı altında bir ulusun 85 milyon insanın sağlığını, can güvenliğini, sağlık güvenliğini sermayenin kar hırsına emanet eden bu özelleştirmeci sağlık sistemidir. Bugün biz diyoruz ki eğer bu şekilde devam ederse bu sağlık sistemi bu şekilde devam ederse bugün yeni doğan çetesi yarın yetişkin yoğun çetesi yarın öbür gün kardiyoloji servisi çetesi ve tüm sağlık paydaşlarında türemiş birtakım çetelerin kurbanı olmaya devam. Biz onun için diyoruz ki sağlıkta kamucu her vatandaşımız için eşit, nitelikli ve ulaşılabilir ücretsiz sağlık hizmeti olmazsa olmazdır. Bu şekilde devam edersek bebeklerimiz yetişkinlerimiz, yaşlılarımız, hepimiz gençlerimiz maalesef. Sağlığımızı yitirmeye ve ölmeye çetelerin kurbanı olmaya devam edeceğiz.
"Yıllardır bu ülkeyi tek adam rejimiyle yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan istifa etmelidir"
Biz bu süreçten Sağlık Bakanlığı'nı sorumlu tutuyoruz. Burada 8 yıl İl Sağlık Müdürlüğü yaparak bu uygulamalara göz yuman dönemin, İl Sağlık müdürü bugünün Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nu sorumlu tutuyoruz, sorumludur. İstifa etmelidir. Bu Sağlık Bakanı'na halkımızın sağlığı emanet edilemez. Edilemez. İstifa etmelidir. Bugüne kadar özel hastane patronlarıyla sağlığı yöneten AKP istifa etmelidir. AKP yönetimi istifa etmelidir. Hükümet istifa etmelidir. Ve bir şey daha var. Yıllardır bu ülkeyi tek adam rejimiyle yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan istifa etmelidir. Bu bu ölümlerin sorumlusudur. Bu katliamın sorumlusudur. Bebek ölümlerinin, kadın cinayetlerinin, çocuklarımızın, kızlarımızın ölümünden sorumludur. Emekçilerimizin, hepimizin ölümünden sorumludur. Bugün eğer Soma'da 301 madencimiz sadece iş sağlığı güvenliği önlemleri alınmadığı için ölmüşse bundan sorumludur.
"Bu katliamların sorumlusu bellidir. Bu katliamların sorumlusu AKP'dir"
Bütün emekçilerimiz bugün madencilerimiz can güvenliği altında çalışamıyor ve hayatını kaybediyorsa bu ülkede binlerce emek cinayeti işleniyorsa sorumludur. Bu katliamların sorumlusu bellidir. Bu katliamların sorumlusu AKP'dir. Onun genel başkanıdır. Şu anki tek adam rejiminin sahibi olan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Cumhurbaşkanı'dır. Ve AKP bakanlarıyla, Cumhurbaşkanıyla istifa etmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bebeklerimizin hakkını sonuna kadar savunacağız. Sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağız. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde meydanlarda, her alanda bebeklerimizin adaleti için buradayız. Evet çözüm diyoruz. Çözüm sağlıkta özelleştirme değil kamucu bir bakış açısıyla halkın sağlığı için her bireyin ücretsiz nitelikli ulaşılabilir ve eşit sağlık hizmetine, kamusal sağlık hizmetine ulaşmasıdır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bebeketlerimizin hakkını savunurken bugün bu kötü ve bu katliama zemin hazırlayan şu anki kapatılan özel hastanelerin bir an önce kamulaştırılarak kamu eliyle işletilmesi ve halkımıza hemşehrilerimize hizmet vermesini talep ediyoruz."
"Bu çeteler doktorlarımızı, sağlık emekçilerimizi kirletemezler, lekeleyemezler"
Çetelerin, kötülerin yanında, insanların sağlıklı olması için gece gündüz çalışan, büyük bir fedakarlıkla sağlık hizmeti veren doktorlara, hemşirelere, sağlık emekçilerine teşekkür eden Şahbaz, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Bu çeteler AKP'nin yandaş sermayesi tarafından beslenen, büyütülen bu çeteler doktorlarımızı, sağlık emekçilerimizi kirletemezler. Lekeleyemezler. Sağlık emekçilerimiz her zaman bizim yanımızdadır bunu biliyoruz. Biraz önce kendileri buradaydılar. Ve bu taleplerini kendilerini ifade ettiler. Bizler için sağlık ordumuzla kamusal özlük haklarıyla çalışan ve garanti ücretle çalışan. Bir sağlık ordusu ve sağlık hizmeti personeliyle bu ülkeyi adaletle yöneteceğiz. Ve tüm vatandaşlarımız için sağlıklı, uzun ömürler yaşaması için elimizden gelen tüm düzenlemeleri yapacağız... Ve son söz olarak şunu söylüyoruz. Çeteler gün gelecek devran dönecek. Çeteler ve bu çetelere zemin hazırlayan AKP hesap verecek"
Anka Haber Ajansı