Chp İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik Hakkında Soruşturma Başlatıldı

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında, 31 Ocak Günü İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Çağlayan Adliyesi’nde ifadeye çağrıldığı günle ilgili “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” etmekten soruşturma başlatıldı. Çelik, "Benim de içerisinde olduğum 20 arkadaşıma yönelik bir soruşturma açıldı. Fakat burada Beykoz'daki süreci takip ettiğimiz için ben ifade vermeye gidemedim." dedi.

(İSTANBUL) - CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında, 31 Ocak Günü İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Çağlayan Adliyesi’nde ifadeye çağrıldığı günle ilgili “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” etmekten soruşturma başlatıldı. Çelik, "Benim de içerisinde olduğum 20 arkadaşıma yönelik bir soruşturma açıldı. Fakat burada Beykoz'daki süreci takip ettiğimiz için ben ifade vermeye gidemedim." dedi.

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Beykoz Belediyesi önünde Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in süreci hakkında ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. Çelik, kendisi hakkında soruşturma başlatıldığını da bildirdi.

Çelik, açıklamasında şunlar kaydetti:

"Bir gece yarısı operasyonuyla Beykoz Belediye Başkanımızı gözaltına aldılar ve büyük bir hukuksuzluk o andan itibaren yaşanıyor. Burada o andan itibaren değil aslında. Yani 27 Şubat'tan 10 gün önce de buradan bir sahte evrakla dosya istemişlerdi. Evrağın üzerindeki savcı vekilinin imzasının olmadığı anlaşılınca, başsavcının imzasıyla gelip bir gün sonra dosyaları almışlardı. Orada da bir hukuksuzluk vardı. Yani düşünün, savcı vekilinin haberi yok ve adına imza atılıyor. Bunu nereden anlıyoruz? Bunu şuradan anlıyoruz: Arkadaşlarımız evrağı getiren kişilere evrağı tarattıklarında, savcı vekilinin imzası olmadığını gördüklerinde şunu söylüyorlar: "Savcı vekilinin imzası yok.' Aradıklarında, yetkililer aradığında savcı vekilinin sesini avukatlarımız duyuyor. "Ben böyle bir evrak imzalamadım" diye.

Hukuksuzluk 17 Şubat'tan itibaren başladı. 4 gün önce bir gece yarısı operasyonuyla hukuksuz bir biçimde Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler'i gözaltına aldılar. Gecenin saat dörtünde. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu konuda kanun çıkarıldı. Gün doğumundan bir saat önce yapılacaksa operasyonlar yapılabilir. Gece olamaz diye. Hani kendi çıkarttıkları kanuna uygun olmayan bir biçimde, gecenin saat dördünde Beykoz Belediye Başkanı'nı, 65 yaşındaki bir insanı gözaltına aldılar ve son ana kadar Vatan'da beklettiler.

Yasal gözaltı süresinin dolacağı ana kadar beklediler. 4 gün boyunca Beykoz'un seçilmiş Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Vatan Emniyet Müdürlüğü'nde bir nezarethanede bekletildi. Yani bir düşman hukuku uygulanır gibi bekletildi. Sonra, savcılık ve hakim sorgusu.

Orada da aslında yasal gözaltı süresini 10 saatten fazla açtılar. Yani burada bugün "kişiyi hürriyetinde yoksun bırakma" suçu da işlendi. Şimdi Alaattin Köseler'in savcılık sorgusu, hakim sorgusu gerçekleşti. Diğer kişilerin sorgu süreçlerini bekliyoruz. Tabii ki şunu ifade etmek isteriz, hep söylüyorum, son 100 gündür öyle büyük adaletsizlikler yaşıyoruz ki; siyasi parti genel başkanları, belediye başkanlarımız, vatandaş, gazeteciler... Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir şirketine soruşturma. Her gün başka bir arkadaş soruşturma. Toplumun gerçek sorunlarının üzerine örtmek istiyorlar. Bu ülkenin yoksulunun, emekçisinin, emeklisinin derdi konuşulmasın. Güvenlik krizi konuşulmasın. Çocuklar sokakta yürüyemiyor. Esenyurt Meydanı'nda 11 yaşındaki bir kız çocuğu yanıma geldi, "Başkanım, bizi bunlardan kurtarın" dedi. "Okuluma giderken korkuyorum." dedi. Dedim ki, acaba bir şey mi yapmışlar çocuğa? "Kızım sana yapabileceğimiz bir şey var mı? Birisi gelip sana bir şey mi söyledi?" Hayır dedi, "Başkanım, okula giderken korkuyorum." dedi. Yani çeteler sokaklarda cirit atacak, bunlar konuşulmasın. Vatandaş sokakta yürüyemez hale gelmiş. Ciddi bir güvenlik krizi, bunlar konuşulmasın, ekonomik yıkım konuşulmasın, adalet krizi konuşulmasın.

Her gün bir gözaltı, her gün bir tutuklama, her gün bir soruşturma. Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediyelerine operasyon. Muhalefetin tamamını kuşatma çabası. Kimle kavga ettiklerini sanıyorlar? Çocuk kreşine giden 3 yaşındaki çocuklarla kavga ediyorlar. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin hizmet etmesine engelleyerek, kent lokantalarında sıra bekleyen emeklilerle kavga ediyorlar. Sosyal desteklerden faydalanan ailelerle kavga ediyorlar. Yani ne yapacaklar? Cumhuriyet Halk Partisi'ne, işte Beykoz Belediyesi'ne, Esenyurt'a, Beşiktaş'a, oraya, buraya operasyonlar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar yürüyüşünü, Türkiye'nin birinci partisinin iktidar yürüyüşünü durduracağını sanıyorlar.

Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Gerçek niyetlerinin ne olduğunu biliyoruz. Toplumun gerçek sorunlarının üzerine örtmek istiyorlar. Toplumu korkutmak, sindirmek istiyorlar. Bir de önümüzdeki siyaset sürecini dizayn etmek istiyorlar. İşte Ekrem İmamoğlu'na siyaset yasağı getirme çabası. Diplomasına soruşturma, İBB şirketine soruşturma, vesaire. Önümüzdeki siyaset sürecini dizayn etme. O kadar çok korkuyorlar ki, bunların hepsini de korkudan yapıyorlar. Neden korkuyorlar biliyor musunuz? 2019'da İstanbul'u kaybettiler. 2024'te bir daha kaybettiler. Şimdi Türkiye'yi kaybetmenin korkusu ve telaşı içerisindeler. Ama şunu bilsinler, korkunun ecele faydası yok. Erken seçim sandığı gelecek ve onlar gidecekler efendim.

Bu soruşturmanın sebebi, 31 Ocak'ta Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nu Çağlayan'da ifadeye davet etmişlerdi ve kendisi bir ifade vermek için Çağlayan Adliyesi'ne gitmişti. O gün de oraya binlerce kişi gelmişti. Benim de içerisinde olduğum 20 arkadaşıma yönelik bir soruşturma açıldı. İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanımızın da içerisinde olduğu 20 arkadaşımıza bir soruşturma açıldı. Bana bunun bilgisi geldi. Fakat burada Beykoz'daki süreci takip ettiğimiz için ben ifade vermeye gidemedim. Bir bölüm arkadaşımız ifadelerini verdiler. Biz şimdi burada Beykoz'da sürecin tamamlanmasını bekliyoruz. Bizim temel meselemiz şu anda Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in adliyeden çıkarak görevinin başına dönmesidir. Bu soruşturmayı, toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet etmekten açtılar."

Anka Haber Ajansı

Gündem Haberleri