(TBMM) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin kırmızı kart kampanyasına ilişkin olarak, "Kırmızı kart CHP’nin değil, bu ülkenin ezilenlerinin eylemidir. CHP tüm emeklileri, tüm emekçileri ayağa davet ediyor. Ayağa kalkın ve kırmızı kartları gösterin. Tayyip Bey’e sesleniyorum: İşte sana kırmızı kart. Eğer bu milletin sesini duymazsan bu milletten görüp göreceğin budur. Bu milletin senden göreceği kalmadı. Senden tek istek, son istek sandıktır. Getir sandığı, göreceksin kırmızı kartı” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, 31 Mart yerel seçimlerinde partisinin 1'inci parti olduğunu belirterek, "Türkiye İttifakı ile Türkiye'nin bütün demokratlarıyla omuz omuza, yüzde 38 oyla Tayyip Erdoğan'ı yendik. O günden bugüne hazmedemediği bu seçim başarısının üzerinden bir yandan CHP'li belediyelere zorluklar çıkararak, kamu gücünü kullanarak sürekli işlerin kötüye gitmesini, CHP'nin bu kadar çok belediyeye hazırlıklı olmadığını, başarısız olacağını bunun kendisine yarayacağını sanıyordu. Anketler bizdekiler 58, ondakiler 60,5-61 memnuniyet gösteriyor. Belediye başkanlarımız sahada insana, kadına, çocuğa dokunuyor, yoksullukla mücadele ediyor, soğuk evi ısıtıyorlar, boş tencereyi kaynatıyorlar, veresiye defterini kapatıyorlar, aç olana sıcak aş yetiştiriyorlar o yüzden de dua alıyorlar, destek alıyorlar. Ne yapacağını bilemedi" diye konuştu. Özel, şunları kaydetti:
"Tayyip Erdoğan yıllarca görevini yaptı. Bir tane ihaleden dolayı ifadeye çağrılmadı"
"Bir yandan ‘Belediyeleri silkeleyelim, kaynaklarını keselim, açıkta para bulunca haciz edelim, hizmet ettirmeyelim’ adeta hizmette yarışmak yerine, arkadan çelme çakmaya belediyenin hizmet aracının dönen tekerine çomak sokmaya, var gücüyle hasetlik yapmaya devam ederken dün sabah Rıza Akpolat'ın evinin kapısı çalındı. Maksat Rıza Başkan’ın şahsında partiyi, partinin belediyeciliğini itibarsızlaştırıp, koşuda geçemediği rakibini düşmesi için çelme çakıp, oyun dışı işler yapıp, bu operasyon ve benzer operasyonlarla kendilerini bu yarışta avantajlı değil, aklı sıra rakipsiz kılıp çeşitli adımlar atmaya çalışıyor. Dün yapılan iş düşman hukukudur. Tayyip Erdoğan yıllarca görevini yaptı. Bir tane ihaleden dolayı ifadeye çağrılmadı. Oysa ki İBB'de onun döneminde 300'den fazla soruşturma vardı. Çünkü belediye başkanı, kanun gereği ihale sorumlusu değildir. Öyle olsa her sabah 300 belediye başkanı Türkiye'de ifadeye gider gelir. Kaldı ki yapılan işte usulsüzlük yok. Ama aldılar, kollarına polis soktular, adliye muhabirlerine mesaj atıp ‘Şu saatte getiriyoruz. Gelin, görüntü alın’ diye. Bunun kime ne faydası var?"
"Başarılı olmanın hesabını soruyor"
Özel, Akpolat'a başarılı olmasının hesabının sorulduğunu ifade ederek, soruşturmaya konu olan firmanın çok sayıda AK Partili belediyeden ve kamu kurumlarından ihale aldığını anımsattı. Özel, "En son Bahçelievler Belediyesi'nin ihalesini 564 milyon TL'ye almış. Ayrıca Esenyurt'un da ihalesini almış ama iki ay itiraz süresi beklenirken Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmış. Yeni gelen kayyum incelemiş, mahsur görmemiş. 21’inci maddeyle bir ay uzatmasını vermiş. 1 Ocak'ta onaylamış, hizmete başlatmış. Oraya yollanan CHP belediyelerini bu işin içine al, hepsini birbirine karıştır, Esenyurt ile bağdaştır. ‘Oradan gideyim Beşiktaş'a, mümkünse İBB'ye.’ Hesabı, Akın Gürlek denen kifayetsiz muhterisin eline yüzüne bulaşmış çünkü suçladıkları kişi, ihaleyi açık yapmış, dokuz firmayla birisi seçilmiş. İki aydır hiçbir şey yok, süresi geçiyor. İmzayı atarak çalışmaya başlatan, atadıkları eski Beyoğlu Kaymakamı bir gecede vali yardımcısı yapıp Esenyurt'a kayyum atadıkları kişi. Soruşturacaklarsa ona diyecekler, ‘Bu kişi niye yapıyor’ diye" ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
"Adamın teması çok. AK Parti'den birilerini buluyor"
"Öyle bir şey geldi ki ‘Bu İhsan Aktaş'ın başka ne şirketleri var’ diye baktık. Zaten bir işin üstündeydik. İhsan Aktaş'ın şirketi bir ihaleye giriyor. Bu girdikleri ihalede kendi deyimleriyle Orta Doğu ve Balkanlar'ın en büyük benzin istasyonunu açacaklar. Şirketin adı Güven Elif Limited Şirketi. Ama esas İhsan Aktaş'ın şirketinin adı Elif LPG ve bu Elif LPG şirketi kuruluyor. Eylül, ekim, kasım, aralık bir benzin istasyonu açıyor. Ama istediğini alamıyor. Çünkü ilçe belediyesinden, İBB'den bu arkadaki alanlara AVM'ler, araç yıkama istasyonları, eğlence alanları, arabalı sinemalar, Orta Doğu Balkanların, Avrupa'nın en büyük benzin istasyon kompleksini açacak. Bu izni alamıyor, buranın izniyle sınırlı kalıyor. Peki İhsan Aktaş arkadaki o büyük devasa benzin istasyonunu açmak için belediyeleri ikna edemeyince ne yapıyor dersiniz? Adamın teması çok. AK Parti'den birilerini buluyor.
"O bir kişi en tepede oturan kişi"
12 Aralık 2024 Perşembe, Resmi Gazete'de yayımlanmış. 4 Aralık gecesi, Köy Kanunu görüşülürken araya son anda bir torba yasaya madde eklemişler. ‘Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın görev yetkileri şunlardır’ diyor ya oraya bu cümleyi eklemişler. Okuyorum: ‘Akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı istasyonları gibi alanlarla ilgili her türlü ölçekteki, planların yapılmasına ilişkin esasları belirlemek, bunlara ilişkin her türlü ve ölçekteki harita, etüt, plan ve arazi ve bunlara ilişkin harita, etüt, plan ve arazi ve arsa düzenlemelerini gerektiğinde yapmak, yaptırmak resen onaylamak.’ İhsan Aktaş denilen kişi, istediği yerin etrafına Orta Doğu'nun en büyük istasyon kompleksini yapmak için İstanbul'da belediyelerden ve TEM üstünde olduğu için Kara Yolları’ndan gördüğünüz izni almış. Devamını alamadığı için... Bu Meclis'te Köy Kanunu’na, paraşütle bu maddeyi gece yarısı ilave ettirmek olabilecek iş değildir, bir kişinin bilgisi dışında. O bir kişi en tepede oturan o bir kişi. Bunu bütün Meclis biliyor."
“Bükemedikleri bileği elindeki kamu gücüyle kırmaya çalışan bir anlayış var”
Özel, "Yapılan iş siyasi kumpas dışında en ufak bir noktası, şu kadarcık bir hataları olmayan, belediyenin borcu için arsa satmışlar, mahsuplaşmışlar, artan parayla maaş dağıtmışlar. Ama maalesef bükemedikleri bileği elindeki kamu gücüyle kırmaya, polisin koçbaşıyla kırdırmaya çalışan bir anlayış var karşımızda" diye konuştu.
“Da Vinci’nin şifresinden karışık, AK Parti'nin Adana’daki şifresi. Yazıklar olsun”
Özel, Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı'nın AK Parti'ye davet edildiğine ilişkin açıklamalarının AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik tarafından eleştirildiğini belirterek, "Dekoderin ta kendisi orada. Belediye Adana'da. Önceki dönem milletvekilimiz, bu dönem Adana'da, Yüreğir'de belediye başkan adayımız. Bizzat gitmişim, mücadele etmişim. Zeydan Karalar çalışmış, Burhanettin Bulut çalışmış, Adana milletvekilleri gece-gündüz çalışmış. Yüreğir’i AK Parti'nin elinden almışız. Yüzde 45-46 oy almışız. Ömer Bey anlamamıştır, söyleyeyim: O kavgalı olduğu kadın milletvekili var ya. Aman duymasın. O neden acaba sivil araçla gidiliyor, başka araçla gidiliyor? Senden korkuna gidiliyormuş. Deniyor ya ‘Neden ön kapıdan girilmiyor?’ Senin korkuna girilmiyormuş. Demişsin ya Tayyip Bey'e, ‘İlimden belediye başkanıyla görüşülüyor haberim yok.’ O kadın milletvekili çağırmış. ‘Ankara'da bir yerlerde buluşacağız. Ben, seni kimseler görmeden götüreceğim. Cumhurbaşkanımızın sana diyecekleri var.’ Beni aradı, sordu. ‘Cumhurbaşkanı çağırıyorsa kamu görevlisi, belediye başkanı gider. Kamuya dair bir şey isterse ‘başüstüne’ dersin. Olmadık bir şey derse müsaade istersin’ dedim. Ben olmadık şeyden olmadık talep beklerken Atatürk'ün partisine kayıtlı, 31 Mart'ta bizden seçilmiş, siyasi evi, yeri belli birine, ‘Sen o Yüreğir’i nasıl aldın ya? Çok şaşırdım. Senin ne işin var CHP’de?’ ‘Ben CHP'liyim. Milletvekiliyim onların. Babam CHP'li, dedem CHP'li. Baba evindeyim’ diyor kibarca. ‘Sen bize gel.’ Olacak şey mi arkadaş? Anadolu'da, bir başka partinin belediye başkanına, bir partinin genel başkanı çağırıp da ‘Sen bize gel, partini bırak. Biz seni burada rahat ettiririz.’ Üstü kapalı başka ifadeler... Ne demek bunlar? Belediyenin adını da söylemedim. Akşam olmadan ortaya çıktı. Ömer Bey'e sormuşlar, ‘Şifreli.’ Ne şifresi? Da Vinci’nin şifresinden karışık, AK Parti'nin Adana’daki şifresi. Yazıklar olsun" ifadesini kullandı.
“Elbette ki Kaan’a benden de yeşil kart ama emekliyi aç bırakanlara benden kırmızı kart”
Partisinin kırmızı kart kampanyasını Mersin'den başlattığını belirten Özel, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır'ın kendisine yeşil kart gösterdiğini kaydederek., "Diyor ki ‘Bak Özgür Özel, bu Kaan uçağımızın milli kartı, yeşil kart.’ Bu bakanlarda gerçekten bir tuhaf akıl tutulması oluyor. Sayın Bakan atlamış, Sayın Ahmet Hakan da atlamış. Ben niye gol yiyeceğim? Kaan uçtuğunda ilk tebrik tweet’ini ben attım. Kaan gururumuzdur, onurumuzdur. Elbette ki Kaan’a benden de yeşil kart ama emekliyi aç bırakanlara benden kırmızı kart. Bu kadar basit" diye konuştu. Özel, şunları kaydetti:
“Kırmızı kart CHP’nin değil, bu ülkenin ezilenlerinin eylemidir”
"Kırmızı kartı meydanlarda asgari ücretliler gösteriyor. Kırmızı kartı hakkı yenen emekçiler gösteriyor. Kırmızı kartı atanmayan öğretmenler, iş bırakan memurlar, aile hekimleri gösteriyor. Staj mağdurları, emeklilikte kademe bekleyenler gösteriyor. Vergide adalet talep edenler gösteriyor. Emeklilikte adalet arayanlar kırmızı kartı gösteriyor. Ve biz CHP olarak emekliye ve emekçiye sefalet maaşı verenlere karşı kırmızı kart kaldırıyoruz. Kırmızı kart CHP’nin değil, bu ülkenin ezilenlerinin eylemidir. CHP tüm emeklileri, tüm emekçileri ayağa davet ediyor. Ayağa kalkın ve kırmızı kartları gösterin. Tayyip Bey’e sesleniyorum: İşte sana kırmızı kart. Eğer bu milletin sesini duymazsan bu milletten görüp göreceğin budur. Bu milletin senden göreceği kalmadı. Senden umudu kalmadı. Senden tek istek, son istek sandıktır. Getir sandığı, göreceksin kırmızı kartı."
(SON)
Anka Haber Ajansı