(ANKARA) - Kayyum atamalarına tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır,” Bu ülkedeki sıkıntıların çözümlerini insanlar istiyorsa işte bahar geliyor. Baharda koy sandığı. Türkiye’deki pislikleri, rezalatleri sandık temizler. O yüzden baharda erken seçim yapın, kim kazanıyorsa Anayasa’yı o yapsın. 86 milyona sesleniyoruz. 86 milyon bu talebini yinelesin. Bizler en önde, bir militan olarak seçim için meydanlarda olacağız. Türkiye artık bu durumu bu rezaletleri kaldıramıyor.” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul’un Esenyurt Belediyesi, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa’nın Halfeti Belediyesi’ne kayyum atamasına ilişkinı TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Kayyum atamalarına tepki gösteren Başarır, erken seçim çağrısında bulunarak, "Bu ülkedeki sıkıntıların çözümlerini insanlar istiyorsa işte bahar geliyor. Baharda koy sandığı. Türkiye’deki pislikleri, rezalatleri sandık temizler. O yüzden baharda erken seçim yapın, kim kazanıyorsa Anayasa’yı o yapsın" dedi.
Çözüm süreci görüşmeleri hakkındaki tartışmalara da değinen Başarır, "Meclis zemininde olan bir çözüm süreci yok, şeffaf bir çözüm süreci yok. Toplumsal uzlaşı ile alakalı birşey yok ve yasal bir zemin yok. Kimlerle pazarlık yaptınız ve kimlerle o pazarlık bozuldu? Bu Türkiye'deki halkın iradesi, sandık, belediye başkanları ve demokrasi hiç kimseyle pazarlık yapamaz. Türkiye'de her sorunu çözüm yeri TBMM’dir. Onun dışında yapılan her görüşme bir suçtur, çünkü yasal değildir. Anayasal zemin dışında yapılan her görüşme bir suçtur, çünkü Anayasa tanımamazlık bir suçtur. O yüzden bir pazarlık demekki yapılmış ama kimlerle nerede hiçkimse bilmiyor" ifadelerini kullandı.
Esenyurt Belediyesi'ne atanan kayyumun CHP tabelasını indirme girşimine de tepki gösteren Başarır, şöyle konuştu:
"Son 15 günde olağanüstü günler yaşadık. Birden Devlet Bahçeli, Öcalan'ı Meclis kürsüsüne davet etti. Günlerce susan Recep Tayyip Erdoğan 8 gün sonra Bahçeli’nin arkasında olduğunu söyledi. Daha sonra Esenyurt Belediye Başkanımız FETÖ taktikleriyle hukuksuzca gözaltına alındı ve tutuklandı. Beyoğlu kaymakamı bir günde Vali Yardımcısı yapıldı, daha sonra Esenyurt'a kayyum olarak atandı. Atanan kayyum ilk olarak göreve başladığı gün 24 Meclis üyesinin kullandığı CHP tabelasını sökmeye teşebbüs etti. Esenyurt Belediyesi’nin seçilmiş belediye üyeleri belediyeye alınmadı. Bu yüzyılda 24 belediye meclis üyesi sokakta grup toplantısı yapmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Şenyaşar ve Yıldız ailelerinin barıştırma yemeklerine katıldı ve el ele poz verdi. Bu sabah Batman, Mardin ve Halfeti belediye başkanlarının yerlerine kayyum atandı.
"Ahmet Türk, barışa ihtiyacınız olduğu zaman çağırıp daha sonra terörist olarak ilan edeceğiniz birisi değil"
Tüm çağdaş demokrasilerde aslolan halk iradesidir. Artık bir alışkanlık haline getirilerek görevden alınıp kayyum atanması evrensel hukukun ve insan haklarının ihlali anlamına gelmektedir. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı görevden neden uzaklaştırıldı? Terörle iltisaklı olduğu için, bir dosyadan ceza aldığı ,için, yeni bir soruşturma başlatıldığı için. Telefon görüşmeleri ya da benzer deliller dosyada gerekçe olarak gösterildi. Cevdet Yılmaz 10 gün önce bir barış yemeğinde Ahmet Türk ile poz verirken, barış için Ahmet Türk barış için çağrılırken bu dosya yok muydu? Sözüm ona maden Ahmet Türk terör örgütüne üye olduğu iddia ediliyor Cevdet Yılmaz onunla yemek yiyor neden Cevdet Yılmaz koltuğunda oturuyor. Ahmet Türk'ün soruşturmasındaki söylem ve eylemlerine baktığımız zaman Devlet Bahçeli’nin ‘Öcalan gelsin Meclis kürsüsünde konuşsun’ gibi söylemleri yok. O zaman neden Devlet Bahçeli’ye fezleke gelmiyor? Herkes ülkemizde oynanan çirkin oyunları bilmek zorunda. birisi Öcalan’a Meclis’n yolunu açmak istiyor, bunu söylemeyen Mardin Belediye Başkan, Cumhurbaşkanı yardımcısı ile yemek yiyor, 10 gün sonra bugün oraya kayyum atanıyor. Bakın Ahmet Türk, barışa ihtiyacınız olduğu zaman çağırıp daha sonra terörist olarak ilan edeceğiniz birisi değil.
"İstinaf ve Yargıtay süreci tanımlanmış mı? Nerede masumiyet karinesi?"
Aynı şekilde Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanıyor. Peki bu kişilerin cezaları var deniliyor. İstinaf ve Yargıtay süreci tamamlanmış mı? Nerede masumiyet karinesi? Saray ve Saray rejimi Yargıtay’ın da nasılsa istedikleri gibi karar vereceklerini bildikleri için karar kesinleşmeden kayyum atanıyor. Biz bu kayyumlarla ilgili belediye başkanlarının görevlerinin geçici olarak son bulmasına dair bir kanun teklifini Meclis’e verdik. Artık kesin hüküm olmadan hiçbir belediye başkanı görevden alınmayacak, alınırsa da seçim yapılacak. Ne demek atama? Bilmiyorum burada A Haber var mı? ‘Yeni görevlendirme’ diye haber yapıyor. Böyle olmaz arkadaşlar. Sayın Cumhurbaşkanı bir hafta önce ‘Kürt kardeşim uzattığım elimi tut’ diyordu. Valla sayın Cumhurbaşkanı kimin elini tutup kimin elini bıraktığın belli değil. Böyle kişiliksiz bir yönetim şeklini bu ülke haketmiyor. Erdoğan’ın elini kime verdiği, kimin elini tuttuğu belli değil. 10 gün önce el uzatacaksın, 10 gün sonra bu ülkedeki sandık sonucunu, halk iradesini bir kenara bırakacaksın.
"Cumhurbaşkanı’nı da uyarıyoruz. Bu bir hadsizlik, terbiyesizlik"
Bizleri en üzen konuya geliyorum. Bu CHP’nin tabelası. Bu tabela 101 yıllık bir tabela. Ona hiç kimse el uzatamaz. Buradan o atanmış vali yardımcısı olacak olan kayyuma, kayyumun üzerindeki emir veren İçişleri Bakanı’na, İçişleri Bakanı’na emir veren Saray’daki bir numaraya söylüyorum: Bir daha bizim tabelamıza dokunmayı aklından dahi geçirme. Haddinizi bilin. En son bu ülkede tabela 44 yıl önce, Kenan Evren’in yapmış olduğu faşist darbede görüldü. Hiç kimse, hiçbir yönetim tabelamızı Kenan Evren dışında indirme teşebbüsünde bulunmadı. Ama Sayın Recep Tayyip Erdoğan sen Kenan Evren’den de daha kötü bir akıla sahipsin, daha kötüsün siyasette ve hukukta. O zaman belediye başkanları alınıyordu, milletvekilleri tutuklanıyordu, parti tabelaları indiriliyordu. Bugün aynı iklim var bu ülkede. Sen kimsin benim Esenyurt’taki parti binamı polis ablukasına alıyorsun. Artık bunlar ne 86 milyon için ne de bizim için katlanılamaz olgulardır. Nereye götürmek istiyorsunuz ülkeyi? Atadığın bir kaymakam, parti tabelasını indirecek. O kaymakamı da, İçişleri Bakanı’nı da, Cumhurbaşkanı’nı da uyarıyoruz. Bu bir hadsizlik, terbiyesizlik. En faşist olan yönetimlerde bu yok arkadaşlar.
"Baharda erken seçim yapın"
Bizler yaşananlar ve yaşanma ihtimali olan olaylar ile ilgili 86 milyon için bir demokrasi zırhı oluşturuyoruz. Milletvekillerimiz, Grup Başkanvekilimiz orada olmaya devam edecek. Genel Başkanımız Mardin'e gidecek. Halkın iradesini bir demokrasi zırhı oluşturarak koruyacağız, hep beraber yapacağız. Ülkede hukuk ayaklar altında, insanlar aç, dış politika tamamen iflas etmiş ve bununla gündemi değiştirip Türkiye’yi baskı altına almaya çalışan bir iktidar var. Hayır, direneceğiz hep birlikte. Bu ülkedeki sıkıntıların çözümlerini insanlar istiyorsa işte bahar geliyor. Baharda koy sandığı. Türkiye’deki pislikleri, rezalatleri sandık temizler. O yüzden baharda erken seçim yapın, kim kazanıyorsa Anayasa’yı o yapsın. 86 milyona sesleniyoruz. 86 milyon bu talebini yinelesin. Bizler en önde, bir militan olarak seçim için meydanlarda olacağız. Türkiye artık bu durumu bu rezaletleri kaldıramıyor.
"Bir pazarlık demek ki yapılmış ama kimlerle nerede hiç kimse bilmiyor"
Bir akıl diyor ki ‘Türkiye’ye barış çözümü gelsin’ ve o akıl çıkıyor bazı akıl dışı açıklamalar yapıyor. 10 gün sonra tam tersi kayyum atamalar yapılıyor, tutuklamalar oluyor. Neden bunlar oluyor? Çünkü Meclis zemininde olan bir çözüm süreci yok, şeffaf bir çözüm süreci yok. Toplumsal uzlaşı ile alakalı birşey yok ve yasal bir zemin yok. Kimlerle pazarlık yaptınız ve kimlerle o pazarlık bozuldu? Bu Türkiye'deki halkın iradesi, sandık, belediye başkanları ve demokrasi hiç kimseyle pazarlık yapamaz. Türkiye'de her sorunu çözüm yeri TBMM’dir. Onun dışında yapılan her görüşme bir suçtur, çünkü yasal değildir. Anayasal zemin dışında yapılan her görüşme bir suçtur, çünkü Anayasa tanımamazlık bir suçtur. O yüzden bir pazarlık demek ki yapılmış ama kimlerle nerede hiç kimse bilmiyor. Burada da güzel, tartışılan cümleler ‘barış’ çok güzel bir sözcük evet ama tamamen bu pazarlığa konu edilmiş. AK Parti Grup Başkanvekilleri bilmiyor, hiç kimse bilmiyor bu görüşmeyi. Ama devlette hiçbirşey gizli kalmaz bir gün herşey ortaya çıkar."
Anka Haber Ajansı