Haber: Beril KALELİ/Kamera: Onur DURSUN
(İSTANBUL) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına altına alınması üzerine 19 Mart'ta başlayan Saraçhane eylemleri nedeniyle yargılanan 14'ü tutuklu 49 sanık Çağlayan Adliyesi’nde hakim karşısına çıktı. Sanık avukatlarının uzun süredir aç olan sanıkların yemek yemesi için ara verilmesi yönündeki talebi üzerine duruşmada "kuru ekmek" tartışması yaşandı. Duruşmayı takip eden CHP İstanbul İl Hukuk Komisyonu üyesi avukat Rıza Koçak konuya ilişkin ANKA’ya yaptığı açıklamada, “Bakanlığın cezaevindeki olduğu gibi, burada da tüm yeme içme ihtiyacını, sağlıklı, taze ve kişinin bünyesine uygun olacak şekilde yerine getirmesi gerekir. Aç bırakılarak sorgu yapılması bir yasak sorgu yöntemidir. En temel insan hakkınızın, beslenme ihtiyacınızın bir tarafı da dönüp sağlıklı ifade verebilmenizi sağlamaktır” dedi.
19 Mart Operasyonu sonrasında Saraçhane’de gerçekleşen protestolar gerekçesiyle, 14’ü “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla tutuklu, 49 kişinin yargılandığı davanın duruşması Çağlayan'da İstanbul 70.Asliye Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşti. Avukatlar, öğle saatlerinde sanıkların yemek yemesi için ara verilmesini istedi. Hakim “Aşağıda ne varsa buraya getirin, burada yesinler. Bir gün kuru ekmek yesinler” dedi. Sanık aileleri hakime, “Sen ye kuru ekmek” diye tepki gösterdi. Bir avukat, "vicdanınıza sesleniyorum, siz en son ne zaman yemek yediniz hakime hanım?" diye sordu. Salondakiler avukatı alkışlarla destekledi.
"'Kuru ekmek de yesin, birşey olmaz" sözleri tepkiyle karşılandı"
Sanıklardan ikisinin avukatı olan ve duruşma yaşanan "kuru ekmek" tartışmasına tanık olan CHP İstanbul İl Hukuk Komisyonu üyesi avukat Rıza Koçak duruşmada olanları ANKA’ya şöyle anlattı:
“Özellikle tutuklu getirilen 14 kişinin, en geç dün akşam 12’den önce yemek yedikleri durumu dikkate alınarak müdafiler tarafından yemek ihtiyacının karşılanması yönünde bir talepte bulunuldu. Kısa süreli bir fikir ve bir usul tartışması yaşandı. Hakime hanım duruşmayı bitirebilmek adına yargılamaya devam etmek istedi. Biz de (sanıkların) yemeklerinin temin edilmesini istedik. Özellikle, tutuklu kişiler için getirilen kumanyanın olup olmadığı sorulduğunda oradaki jandarma görevlisi, ekmek ve meyve suyu, su gibi yiyeceklerin hazır olduğunu söyledi. Ancak getirilen ekmeğin kuru ekmek olduğu anlaşıldı. Mahkeme hakiminin de, "Kuru ekmek de yesin, birşey olmaz" sözleri tepkiyle karşılandı haliyle.
Beslenme hakkı en temel insan hakkıdır. Bu kişiler tutuklu, hükümlü olabilirler veya gözaltında bulunabilirler, kendi sağlık durumlarına uygun, vücut gelişimlerine uygun şekilde beslenmeleri temel haktır. Bunun hiçbir şekilde bir sınırlamaya, bir yaptırıma tabi tutulması düşünülemez. Bu yönüyle tepki gösterildi. Bunun bir hak ihlali olduğu ve bu şekilde, aç insanların sorgulanmasına veya ifadelerine devam edilmesi yönünden itirazlar en son kabul görerek mahkemece 1 saatlik ara verildi.
"Kuru ekmek ve su vermek, buna insanları mecbur bırakmak bir hak ihlalidir"
Kuru ekmek ve su vermek, buna insanları mecbur bırakmak bir hak ihlalidir. Katıksız ekmek cezası dediğimiz eski tabirle bir cezadır bu aslında ve hak ihlalidir, kötü muameledir. Kabul edilmesi düşünülemez. Türk Ceza Kanunu’nda böyle bir ceza yok, böyle bir uygulama yok. Kişinin hürriyetinden yoksun bırakılması, temel ihtiyaçlarından uzak tutulmasını veya engellenmesini gerektirmek. Dolayısıyla, Bakanlığın cezaevindeki olduğu gibi, burada da tüm yemem içme ihtiyacını, sağlıklı, taze ve kişinin bünyesine uygun olacak şekilde yerine getirmesi gerekir. Aç bırakılarak sorgu yapılması bir yasak sorgu yöntemidir. Buradaki altı çizilmesi gereken şey odur. En temel insan hakkınızın, beslenme ihtiyacınızın bir tarafı da dönüp sağlıklı ifade verebilmenizi sağlamaktır.”
Anka Haber Ajansı