Suat Özçağdaş'Dan Bakan Tekin' Karne: Kendisine Kırmızı Kartı Tüm Ülkemiz Adına Gösteriyoruz"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanlığı önünde; "Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in okullarda laik, bilimsel, kamusal, parasız, eşitlikçi eğitimi sağlayamaması ve hatta bunlara sürekli saldırması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti'ne, yurttaşlarımıza, devletimize yapabileceği en iyi şey istifa etmesidir. Buradan Sayın Bakan'ın kendisine kırmızı kartı tüm ülkemiz adına gösteriyoruz. Sayın Bakan, Bakanlığınızda onlarca çocuk öldü. Öğretmenler öldü. Gençler öldü. Ülke her konuda başarısızl
(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanlığı önünde; "Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in okullarda laik, bilimsel, kamusal, parasız, eşitlikçi eğitimi sağlayamaması ve hatta bunlara sürekli saldırması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti'ne, yurttaşlarımıza, devletimize yapabileceği en iyi şey istifa etmesidir. Buradan Sayın Bakan'ın kendisine kırmızı kartı tüm ülkemiz adına gösteriyoruz. Sayın Bakan, Bakanlığınızda onlarca çocuk öldü. Öğretmenler öldü. Gençler öldü. Ülke her konuda başarısızlığa doğru gitti. Gereğini yapın. İstifa edin" dedi.
CHP Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Özçağdaş'a Isparta Milletvekil Yalım Halıcı, Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan ve Artvin Milletvekili Uğur BayrakTutan da eşlik etti. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e karne getiren Özçağdaş, şöyle konuştu:
"Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının emeklileri, asgari ücretlileri, emekçileri, işsizleri korkunç bir yoksulluk ve açlık düzenine mahkum ettiği bir dönemdeyiz. Bunu örtmek için başka CHP'li belediyeler olmak üzere Esenyurt Belediyemize, Beşiktaş Belediyemize ve diğer belediyelere yönelik kayyum ve benzeri hukuk dışı müdahaleleri görüyoruz. Bugün saat 14.00'da Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katılımıyla tüm İstanbullular olarak Beşiktaş'ta buna tepkimizi göstereceğiz.
Bildiğiniz üzere 2024-2025 eğitim öğretim yılının son gününe gelmiş bulunuyoruz. Yarın ilk dört yılın dışındaki öğrencilerimiz karnelerini alacaklar. Tabii öğrencilerimiz çok çalışıyorlar, emek sarf ediyorlar. Onların mutluluğunu bozmamak için maalesef aynı başarıyı gösteremeyen Millet Eğitim Bakanı'nın karnesini bir gün önceden vermeye karar verdik. Öğrencilerin keyfini kaçırmaya gerek yok dedik. Karnenin bu tarafında Sayın Bakan'ın tıpkı öğrencilerin derslerinde olduğu gibi kendisinin sorumluluğu olan alanlar. Burada ise bir karnede göreceğiniz değerler ve davranışlar var. Tabii biz Sayın Bakan gibi okulları temizleyemeyen, mülakat mağduru öğretmenleri gözyaşlarıyla burada bırakan ve hiçbir objektif kriterle çalışmalarını yürüten bir parti değiliz. O yüzden Sayın Bakan'a verdiğimiz bu notların kriterlerini de açıklıyor olacağız sizlere.
Birinci başlığımız eğitime erişim. Biliyorsunuz 0-44 arası başarısız olarak gözüküyor karnelerde. Maalesef Sayın Bakan'ın notu da başarısız. Yani sıfır da diyebiliriz. Hiçbir kademede yüzde 100 okullaşma sağlanamadığı hatta yabancı uyruklu öğrencilerin okullaşma oranı çocuklarımızdan daha fazla olduğu, binlerce köy okulu kapatıldığı, taşımalı eğitimin kapsamı daraltıldığı, tam gün eğitime geçilemediği, zorunlu eğitimde açık öğretimin yaygınlaştığı, hayalet öğrenciler sorunu göz ardı edildiği için eğitime erişim notu başarısız.
"Eğitim bilimlerine aykırı davranıldığı için bilimsel eğitim başarısız"
Laik eğitim. Anayasa ve yasa tarafından Milli Eğitim Temel Yasası tarafından kendisine verilen görev. Başarısız. ÇEDES protokolüyle pedagojik yetkinliği olmayan kişiler eğitime dahil edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı ile eş başkanlık halinde tarikat ve cemaatler eğitimin asli unsuru haline getirildiği, bakan ve atanmış yöneticileri tarafından laiklik karşıtı açıklamalar yapıldığı için laik eğitim notu başarısız.
Bilimsel eğitim. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen iktidarın çağ dışı olan eğitim manifestosu olarak tanımladığımız herhangi bir ihtiyaç analizi olmaksızın hazırlanan bilimsel dayanakları ve hatta yazarları belli olmayan uzmanların karşı çıkmasına rağmen pilot çalışması dahi yapılmadan uygulamaya konan öğretim programları ile eğitim bilimlerine aykırı davranıldığı için bilimsel eğitim başarısız. MESEM'lerde çocuklar ucuz iş gücü olarak kullanılmaya, yaralanmaya ve ölmeye devam ettiği için, mesleki eğitimin itibarı yerle bir edildiği için mesleki eğitim notu sıfır. Başarısız. Kız çocuklarının mevsimlik tarım işçisi ailelerin, çocukların özel eğitime gereksinim duyan çocukların, engelli çocukların, dezavantajlı çocukların eğitime erişimi sağlanamadığı için, kapsayıcı eğitim notu başarısız.
"Devlet okullarında yaşanan sorunlar nedeniyle aileler özel okullara mecbur bırakıldı"
Okul öncesi eğitim. 10 yıllardır söz verdikleri halde en az bir yıl zorunlu hale getirilmediği, katkı payı uygulamasıyla yalnızca maddi durumu iyi ailelerin çocuklarının yararlanabildiği bir ayrıcalık haline getirildiği ve bu sorunu çözmek için devreye giren belediyelerin yoksul ailelere yönelik açtığı kreşler kapatılmak istendiği için okul öncesi eğitim başarısız. Sıfır. Burada kamuoyunun dikkatini iki okul öncesi programımız olduğuna ve Sayın Bakan'ın buna aylardır cevap veremediğine de dikkat çekmek isterim.
Özel öğretim kurumları. Bu iktidar döneminde inanılmaz derecede artan özel öğretim kurumları. Devlet okullarında yaşanan sorunlar nedeniyle aileler özel okullara mecbur bırakıldı. Yapılan fahiş zamların önüne geçilemediği, taban maaştan yoksun bırakılan özel okul öğretmenlerinin hakları gasp edildiği için özel öğretim kurumları notu başarısız. Sıfır.
Eğitim bütçesi. Enflasyonun bile gerisinde kaldığı, enflasyon yüzde 48. Yeniden değerleme yüzde 44, milli eğitim bütçesi yüzde 13 arttı. Yani geçen yıla göre gerçekte azaldı. Yatırımlara yeterli pay ayrılamadı. Plansız bütçe kullanımı nedeniyle ücretli öğretmenlerin ve usta öğreticilerin maaşları ödenemediği için eğitim bütçesi dersi sıfır. Başarısız.
"Ne öğrencilerin ne de öğretmenlerin güvenliği sağlanamadığı, hayatlarını kaybettiği için temizlik, sağlık ve güvenlik"
Bugün aramızda olan aylardır gözleri yaşlı bir biçimde yapılan haksızlığı dile getiren Cumhur İttifakı milletvekillerinin dahi "haksızlık yapıldı" dediği ama Bakanın inanılmaz kibri ve inanılmaz vurdumduymazlığıyla sorunları çözülemeyen başta mülakat mağduru öğretmenler olmak üzere sayıları 68 bin iken AKP döneminde bir milyona yaklaştığı, 620 gündür öğretmen ataması yapılamadığı, mülakatlarda öğretmenlerin hakkı yendiği, Milli Eğitim Akademisi'yle öğretmenlerin diplomaları gasp edilmeye çalışıldığı için öğretmen istihdamı dersi sıfır. Başarısız.
Ve son ders temizlik, sağlık ve güvenlik. Hepiniz devlet okullarında okudunuz. Ama okulların temizlenemediğini hiç görmediniz. Temmuz ayından beri uyardık. Ve maalesef okullar açıldıktan 17 gün sonra personel alacağını söyleyen duyarsız, ilgisiz bir Bakan var. Okullar temizlenemedi. Öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek ve bir bardak temiz su verilemedi. Okul binalarında ve çevrelerinde ne öğrencilerin ne de öğretmenlerin güvenliği sağlanamadığı, hayatlarını kaybettiği için temizlik, sağlık ve güvenlik. Sıfır. Başarısız. Ve hatta söyleyeyim. Sıfırın altında karnede bir not veriliyor olsa burada kendisine sıfırın altında vermek gerekir.
"Kendini tanıma konusunda yetersiz"
Karnenin bir dersler bölümü var. Yani ödevler yani anayasanın ve Milli Eğitim Temel Yasası’nın ona uygun yönetmeliklerin verdiği görevler. Bir de bu işleri yaparken dikkat etmemiz gereken davranışlar değerler var. Okul kültürüne uyum. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin okullarda gerçekleşen şiddet olaylarının önüne geçilemediği, eğitimci olmayan kişilerce gerçekleştirilen ayrımcı etkinliklere izin verildiği, öğretmen odasındaki çalışma barışı bozulduğu için okul kültürüne uyum yetersiz. Yani bir. Burada en düşük not yetersiz.
Öz bakım. Çocuklarımız okula aç gittiği için, okullarda sağlıklı beslenmeye uygun ne ücretli ne ücretsiz yiyecekler bulamadığı için, temiz içme suyuna dahi erişim olmadığı, okullarda en temel hijyen malzemeleri ve personel bile bulunmadığı için öz bakım yetersiz.
Kendini tanıma. Bakanlığın geri kalmış uygulamalarına ve eğitime ayrılan yetersiz bütçeye bakmaksızın Finlandiya'dan örnekler verdi. Velivizyon adı altında ebeveynleri ve özellikle anneleri suçlayan absürt diziler çekti. Kendi kişisel kariyeri hülle ile şekillenen bir kamu görevlisi olarak öğretmen, idareci ve velileri sürekli eleştirdiği için kendini tanıma konusunda yetersiz.
"Plansız hareket edildiği için verimli çalışma yetersiz"
İletişim ve sosyal etkileşim. Bakan ve atanmış yöneticileri tarafından gerçeğe uygun olmayan eğitim paydaşlarına ve muhalefet partilerine saygısız, nobran yani gönül kırıcı ve hakarete varan açıklamalar yapıldığı için iletişim ve sosyal etkileşim becerileri yetersiz. Ülkemizin ortak değerleri göz ardı edildiği, Cumhuriyet kazanımlarına saldırıldığı, yalnızca AKP'nin ve ortaklarının siyasi ideolojisine uygun hedefler doğrultusunda davranıldığı için ortak değerlere uyma yetersiz
Çözüm odaklı olma. Süre gelen hiçbir sorun çözülemediği gibi sürekli yeni sorunlar yaratıldığı, eğitim sistemi tüm paydaşlar için her geçen gün daha kötüye gittiği için yetersiz. Okullarda öğrencilere uygun kültürel ve sosyal faaliyetler gerçekleştirilemediği, yeni yıl kutlamalarının dahi yasaklandığı okul etkinlikleri çocukların ruhsal gelişimine uygun olmayan Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı ÇEDES etkinliklerine indirgendiği için sosyal faaliyetlere katılım yetersiz. Kanun yapma yetkisi TBMM'de olmasına rağmen Öğretmenlik Meslek Kanunu bakanlıkça hazırlandığı, eğitimin kritik paydaşları bu ve ilgili herhangi bir sürece dahil edilmediği, eğitimde yanlış giden hiçbir konuda sorumluluk almadığı, kendisi hariç herkesi sorumlu tuttuğu için Sayın Bakan'ın takım çalışması ve sorumluluk notu yetersiz. Bir bakandan bir orkestra şefi olarak beklenen verimli çalışma. Bütçe yönetimi, öğretim programları değişikliği, öğretmen ataması, öğretmen yetiştirme, ortak sınavlar gibi eğitimle ilgili kritik konuların ve süreçlerin tamamında aksaklıklar yaşandı. Fiilen iki okul öncesi programı uygulandı. Plansız hareket edildiği için verimli çalışma yetersiz. Son olarak iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik alanında eğitim sistemimizin ihtiyaç duyduğu yeşil dönüşüme uygun adımlar atılmadığı için çevreye duyarlılık yetersiz.
"Sayın Bakan, Bakanlığınızda onlarca çocuk, öğretmenler öldü. Gereğini yapın. İstifa edin"
19 milyon üniversite öğrencisi öğrencimiz. 1.2 milyon öğretmenimiz. Aranızda olan temsilcileri olan bir milyon atanmayan öğretmenimiz. Bunların aileleri, hep birlikte baktığımızda neredeyse Türkiye'de eğitimle ilgili olmayan hiç kimse yok. Ve maalesef eğitimdeki sorunlar çözülmek yerine artmaya devam ediyor. Bu nedenle Sayın Bakan'a çocukların keyfi kaçırılmadan bir gün önce karnesini vermek istedik. Sayın Bakan çıksın, desin ki; "Ana muhalefet partisi doğruları söylemiyor. MESEM'lerde çocuklar ölmüyor. Okullar temizleniyor. Mülakatlarda haksızlık yapılmıyor. Öğretmenler yoksulluk sınırı altında, maaşlara mahkum edilmiyor. Özel okul öğretmenleri taban maaş uygulamasına mahkum edilmiyor. Engelli öğretmenler söz verilen rehber öğretmenler başta matematik ve fen gibi bilim dalları olmak üzere atanması yapılmayan öğretmenler, mevcut 1.2 milyon Cumhuriyet öğretmeni bunlar mutluluk içinde yaşıyorlar CHP doğruları söylemiyor" desin. Biz her konuda başarılıyız. Liderleri gibi yapsın. Finlandiya bizi kıskanıyor desin. İsveç bizi kıskanıyor desin. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in okullarda laik, bilimsel, kamusal, parasız, eşitlikçi eğitimi sağlayamaması ve hatta bunlara sürekli saldırması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti'ne, yurttaşlarımıza, devletimize yapabileceği en iyi şey istifa etmesidir. Buradan Sayın Bakan'ın kendisine kırmızı kartı tüm ülkemiz adına gösteriyoruz. Sayın Bakan, Bakanlığınızda onlarca çocuk öldü. Öğretmenler öldü. Gençler öldü. Ülke her konuda başarısızlığa doğru gitti. Gereğini yapın. İstifa edin.
"Her işi plansız ve programsız yönettikleri gibi bunu da programsız bir şekilde devam ettiriyorlar"
Özçağdaş açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özçağdaş, bir gazetecinin Milli Eğitim Akademisi'yle ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:
"Milli Eğitim Akademisi Adalet ve Kalkınma Partisi öncesinde kurulmuş. Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından yeniden canlandırıldığı iddia edilen üç yıl bir akademisyenin atandığı, bina yapıldığı, 2010'da binasının törenle açıldığı ve bir yıl sonra 2011'de dokuz bakan geçti AKP'den. Her bakan değiştiğinde her şey değiştiği gibi Milli Eğitim Akademisi 2011'de kapatıldı. Ama bu adaletsiz ve kararsızlar partisi 2011'de akademiyi kapattıktan sonra 2014'te açmaya karar verdiler. Ama hiçbir şeyi doğru yapmadıkları için 10 yıl açmaya teşebbüs edemediler. Ne zaman ki mülakat yapmayacağız deyip, şu arkamdaki gözü yaşlı öğretmenlerin oylarını aldıktan ve bu sözlerini unutup 22 yıldır doğru mülakat yapmadıklarını itiraf eden, mülakat gibi mülakat yapacağız deyince ve toplumdan büyük tepki görünce bir şapkadan tavşan çıkarma ihtiyacı oluştu. Milli Eğitim Akademisi'yle bu ihtiyacı çözecekler. Yani partizanca kadrolaşma ihtiyacını iki yıl boyunca Milli Eğitim Akademisi'nde memurlardan daha ağır cezalarla bu genç öğretmenleri atmak istiyorlar. Milli Eğitim Akademisi'nin temel nedeni budur. Anayasa Mahkemesi başvurumuz var. Türkiye'de Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü var. 1.2 milyon öğretmenin hizmet içi eğitimler alması gerekir. Bunun için ilgili kurumlar var. Milli Eğitim Akademisi de bunun için kurulabilir. Ama zaten bu kurumu ortadan kaldıran kendileriydi. Ve şu anda yapacağız dedikleri sınavlarla ilgili maalesef atanmayan öğretmenler ne yapılacağı konusunu bilmiyorlar ve neye hazırlanacağını da bilmiyorlar. Her işi plansız ve programsız yönettikleri gibi bunu da programsız bir şekilde devam ettiriyorlar.
"İlçe milli eğitim müdürlüğüne, il milli eğitim müdürlüğüne atananlar önce AK Parti teşkilatlarına koşup teşekkür ediyorlar"
Göreceksiniz bir sonraki sonbaharda da yaz aylarının ikinci bölümünde de burada yaşanan sorunları ve usulsüzlükleri konuşuyor olacağız. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye'nin sorunlarını çözme niyeti yok. Bu Bakanın da yok. Ben ne kadar devlette kadrolaşabilirim, il başkanları televizyonlarda açık açık söylüyorlar, milletvekilleri söylüyorlar. Ben ne kadar kadrolaşabilirim, ne kadar yandaşlarımı doldurabilirim, o yüzden de ilçe milli eğitim müdürlüğüne, il milli eğitim müdürlüğüne atananlar önce AK Parti teşkilatlarına koşup teşekkür ediyorlar. Fotoğraflar veriyorlar. Utanmıyorlar. En son Konya'da olduğu gibi sosyal medyadan alenen teşekkür ediyorlar. Bu zihniyetin tek istediği şey devlette yandaşlarına yer açmak. Başka bir sorun çözmek değil.
"Kendilerini bir kez daha vicdana davet ediyoruz"
Özçağdaş, MEB Bakanı Yusuf Tekin'in açıklamalarının sorulması üzerine de şu yanıtı verdi:
"Şimdi Milli Eğitim Bakanı'nın işi genelde sorunla karşılaştığında başkalarını hakaret etmek, tehdit etmek. Onu görüyoruz Yusuf Tekin'de. Şimdi bu arkadaşlar nereden uydurmuş olabilirler bunu? Böyle bir belge var. Bu belgeler olduğu için. Milli Eğitim Bakanı'na kendi partisinde dahi büyük bir tepki olduğu için mülakat gibi, mülakat yapacağız diye yola çıkıp ellerine, yüzlerine, gözlerine bulaştırdıkları için... Türkiye'nin belli bölgelerinde bölgesel eşitsizlikler oldu. Defalarca anlattım. Defalarca söyledim. Bazı komisyonlar notları yuvarladılar. Bazı komisyonlar bizim bölgenin çocukları burada elenmesin dediler. Hemşehricilik yaptılar yüksek puan verdiler. Sonuçta sıfır nokta sıfır küsur puanla kaybediyorsunuz. Bu arkadaşlarımız da bu bölgecilik, hemşehricilik meselesi üzerinden bin 600'e yakın genç öğretmen hakkını kaybetti. AK Parti'de böyle olmadı diyen yok. MHP de böyle olmadı diyen yok. Yusuf Tekin dışında böyle olmadı diyen yok. Bakan yardımcısı dahil, personel genel müdürleri dahil, herkes haksızlık oldu diyor. Bu arkadaşlar defalarca görüştüler. Dikkat ediyorsanız son 15-20 gündür sürekli eylem yapmalarına rağmen burada bir parti gibi görünmesin diye, destekleriyle ilgili yanlarında durmamaya çalışıyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne sesleniyoruz. Emekli kadar öğretmen alacağız dediler. 23 bin 670 emekli öğretmen var. 20 bin aldılar. Bin 600 kişinin hakkı yendi. Özlem Hanım dahil. Latif Bey dahil. Sayın Akbaşoğlu dahil. Hepsiyle konuştuk. Gruplarla görüştük. Burada ben bir kere daha sesleniyorum; vicdan. Emekli kadar alacağız dediniz, almadınız. Bir hatadır, oldu gitti. Yusuf Tekin'in, lütfen bu kadar arkasından gitmeyin. Sorunu çözmek isteyen çözebilir. Bu öğretmenlerin sorunları Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından çözülebilir. Kendilerini bir kez daha vicdana davet ediyoruz.
"Sayın Bakan bunun bir tarafı olduğuna göre tutanaklara ulaşabilir"
Sayın Bakan bunun bir tarafı olduğuna göre tutanaklara ulaşabilir. Şimdi biz burada Sayın Yusuf Tekin'in gerçeğe dayanmayan bütün bu açıklamalarıyla uğraşamayız. Asıl önemli olan şu. Bin 600 tane öğretmenin hakkı yenmiş mi? Yenmiş. Herkes bunu kabul ediyor ama iktidarı muhalefeti herkes kabul ediyor. Öğretmen ihtiyacı var mı? Var. Dikkatinizi çekerim. 23 bin 670 emekli öğretmen dedim ama bu sayı alındıktan sonra emekli öğretmen sayısı artmaya devam etti. Dolayısıyla şu anda emekli öğretmen kadar öğretmen almış olsaydık aslında geçmişten daha ileride olmayacağız. Demek ki şu anda Türkiye'nin bir yıl önceye göre daha az öğretmeni var. Bu sayıyı da anlamlandıralım. Eğer 23 bin 670 öğretmen 621 bir gündür atanmadı eksikse 600 bin öğrencinin öğretmeni eksik demektir. Dolayısıyla Türkiye'de eğitim sistemi 2023'ün başına göre çok daha az öğretmene sahip. O yüzden öğretmene ihtiyaç da var zaten. Ve buradan bir kez daha şu talebi de söyleyelim. Mülakat mağduru öğretmenlerin talepleri karşılanmalı. İhtiyaç var. Engelli öğretmenlerin talepleri söz verilen karşılanmalı ihtiyaç var. 85 bin maaşları bile ödenmeyen ücretli öğretmen olduğuna göre demek ki kadroya ihtiyaç var 100 bin KPSS'yle atanacak öğretmene ihtiyaç var. Sayın Bakan sadece kendini kurtarmaya çalışıyor. Tarikatlarla, cemaatlerle, bir siyasi partinin gençlik kollarıyla protokol imzalayarak ömrünü uzatmaya çalışıyor. Sayın Bakan'ın ömrünün uzaması önemli değil. Önemli olan eğitim gibi bir alanda bir günlük kayıp 10 yıllara sirayet eder. Türkiye'nin önünde çok temel bir problemdir. Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye yüzyılı konusunda samimiyse Türkiye'nin esas sorunu eğitimdir. Eğitim Türkiye'nin bir beka sorunudur. Dolayısıyla kolaylıkla çözülebilecek bu sorunlar çözülmelidir."
"2023 KPSS'si 2024 mülakatları şaibelidir. Bu açık bir şekilde ortadadır"
Mülakat mağduru öğretmen adayı ise şunları söyledi:
"Bizler bu ülkenin evlatları değil miyiz? Dün Sayın Yusuf Tekin Sayın Bakanımız dedi ki; bu belgeler sahtedir dedi. Bu belgelere nereden ulaşıyorlar dedi. Ben ulaşamıyorum onlar nereden ulaşıyorlar dedi. Sayın Bakanım bu belgeler dava yoluyla bizlere ulaşan, mahkeme kararıyla bizlere ulaşan belgelerdir. Hani bırakın komisyonlar arası puan farkını şu maddi hata dediğimiz toplama çıkarmada bile hata yapılmış. Bu belge Yunus Özdemir öğretmenime ait bir belgedir. Tarih öğretmeni kendisi. Yunus Özdemir hocamız normal şartlarda atanmış olması gerekiyordu. Eğer şu toplamayı doğru yapıp ya da sisteme doğru bir şekilde girilmiş olsaydı şurası 82,66 olacaktı. Ve şu an bu hocam atanmış olacaktı. Elenmiş olmayacaktı. Yani biz artık komisyonlar arası puan farkını geçtik şuradaki puan farkına değiniyoruz. Herkese ama herkese maddi hata yoktur dediler. Soruyoruz Sayın Bakan'a; bu ne? Bu nedir? Bu maddi hata değil midir? Bakın puan farkı puanların yanlış topladıkları gibi şuraya hiç değinmemişler bile. Rastgele yazmışlar. Neye göre şunları verip şu ortalamaları elde ediyorsunuz? Yani 2023 KPSS'si 2024 mülakatları şaibelidir. Bu açık bir şekilde ortadadır. Sayın Yusuf Tekin bizler buradayız. Nereye gidersek gidelim karşınıza çıkıyorsunuz. Bize diyorsunuz ki; "burası yeri değil, burası yeri değil." Biz yerine geldik. Biz Milli Eğitim Bakanlığı'nın önündeyiz. Sizi bekliyoruz. Bu belgelere eğer ulaşamıyorsanız bu belgeler bizlerin elinde. Buyurun gelin. Bu belgeleri biz sizlere sunalım. Sizden rica ediyorum lütfen bize randevu verin."
Anka Haber Ajansı