Suat Özçağdaş: “Chp’nin Yol Haritası Türkiye’nin Demokrasi Rotasına Döndürülmesidir”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP’nin 21’inci Olağanüstü Kurultayı sonrasındaki yol haritasını, "Türkiye’nin demokrasi rotasına döndürülmesi" olarak tanımladı. Özçağdaş, "Ortada bir darbe var, bir Anayasa darbesi var. Türkiye’de AK Parti siyasallaştırdıkları yargı eliyle kendisinden farklı düşünen, kendisini eleştiren tüm toplum kesimlerini; ister ekonomik aktörler olsun ister sosyal aktörler olsun ister siyasal aktörler olsun bir cendere altına almaya çalışıyor. Biz CHP olarak bütün bu toplums
Haber: Gülara SUBAŞI - Kamera: Cemal Berk AYTEKİN
(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP’nin 21’inci Olağanüstü Kurultayı sonrasındaki yol haritasını, "Türkiye’nin demokrasi rotasına döndürülmesi" olarak tanımladı. Özçağdaş, "Ortada bir darbe var, bir Anayasa darbesi var. Türkiye’de AK Parti siyasallaştırdıkları yargı eliyle kendisinden farklı düşünen, kendisini eleştiren tüm toplum kesimlerini; ister ekonomik aktörler olsun ister sosyal aktörler olsun ister siyasal aktörler olsun bir cendere altına almaya çalışıyor. Biz CHP olarak bütün bu toplumsal vicdani zedeleyen eylemlerin karşısında olacak en önemli gücüz. Ekrem İmamoğlu Silivri’den çıkana kadar, cumhurbaşkanı adayı olarak kampanyasının başına geçene kadar, erken seçim sandığı gelene kadar CHP’nin eylemliliği sürecek" ifadesini kullandı.
CHP’nin 21’inci Olağanüstü Kurultayı dün yapıldı. Kurultay sonucunda CHP Lideri Özgür Özel, yeniden genel başkanlığa seçildi. PM seçimlerinde ise Özel’in anahtar listesi fire vermeden delegeden onay aldı. PM seçimlerinde 856 delegenin oyunu alarak PM listesine ikinci sıradan giren CHP Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, kurultaya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmede bulundu. Özçağdaş, şöyle konuştu:
“Öncelikle tüm kurultay delegelerimize, beni böyle bir göreve layık gördükleri için çok teşekkür ederim. Güzel bir şey, sağ olsunlar. Ama her şeyden önemli olan şey, CHP’ye kayyum getirebileceğini zanneden, bunun için bir kamuoyu oluşturan, olamayacak hayallerle vakit geçirmiş olan iktidara, CHP delegelerinin tek bir ses, tek bir yürek olarak cevap vermesidir. Bence çok kritik olan bu. Bu kurultay -ben hep öyle ifade ettim- bir cevap kurultayıdır. AK Parti’ye Kuvayi Milliye karargahına giremeyeceklerini, saldıramayacaklarını gösteren bir kurultay olmuştur. Kurultay delegelerimizin tercihleri de Sayın Genel Başkanımızın son dönemlerde artan bir şekilde ülkenin bütün taleplerini, yaşadığımız sıkıntıları dile getiren, cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun bir yargı darbesiyle Silivri’de tutsak edildiği, belediye başkanlarımızın usulsüzce, haksızca gözaltına alındığı, tutuklandığı bir dönemde bize büyük bir güç kazandıracak bu süreç. Hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. İlçelerimizle, illerimizle, mahalle temsilcilerimizle, belediyelerimizle iktidarın bütün bu zulmüne yurttaşlarımızla birlikte karşı koymaya devam edeceğiz.”
“CHP’nin yol haritası Türkiye’nin demokrasi rotasına döndürülmesidir”
Özçağdaş, “Kurultay sonuçları ışığında partinin yol haritası ne olacak” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Türkiye’nin demokrasi rotasına döndürülmesidir. Sayın Genel Başkanımız da ifade etti, ortada bir darbe var, bir Anayasa darbesi var. Bugün sadece CHP değil; Anayasal koşullarda, hukuk çerçevesinde seçilmiş bir milletvekili, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına rağmen Silivri’den bir türlü çıkartılmıyor. CHP’ye ve diğer belediyelere; canının estiği her yere kayyum atan iktidar var. Siyasileri de geçtim; menajerleri, astrologları, iş dünyasındaki insanları, sinema-film-dizi oyuncularını, avukatları, hukukçuları, kendileri ‘boykot’ dediklerinde normalmiş ama başkası ‘boykot’ dediğinde gözaltına aldıkları, ifadelerini aldıkları, dava açtıkları tam bir kanunsuzluk hali var. Türkiye’de AK Parti siyasallaştırdıkları yargı eliyle kendisinden farklı düşünen, kendisini eleştiren tüm toplum kesimlerini; ister ekonomik aktörler olsun ister sosyal aktörler olsun ister siyasal aktörler olsun bir cendere altına almaya çalışıyor.
“Erken seçim sandığı gelene kadar CHP’nin eylemliliği sürecek”
Biz CHP olarak bütün bu toplumsal vicdani zedeleyen eylemlerin karşısında olacak en önemli gücüz. Çünkü biz son seçimin birinci partisiyiz, Meclis’te ana muhalefet partisiyiz, bu ülkenin bize verdiği görevler var. O yüzden iktidara söyleyeceğimiz şey şudur: Siz Anayasal sınırlar içersinde iktidara verilen görevleri yerine getireceksiniz. Kuvvetler ayrılığına saygı duyacaksınız. Hukukun üstünlüğünü zedelemeyeceksiniz. Attığınız her adımda, orada CHP’nin büyük bir güçle ve toplumla beraber -sadece partililerimiz ve parti üyelerimiz de değil- göreceksiniz. Nitekim, biz ön seçimimizi partililerimizle yapmayı planlarken yaptıkları yargı darbesi nedeniyle ön seçim büyük bir halk buluşmasına dönüştü. Ve 15 buçuk milyon yurttaşımız - ki dünya tarihinde çok az görülebilecek bir şey- geldi, dedi ki ‘Benim adayımı benden çalamazsın. Onun seçilme, benim de seçme özgürlüğümü benden alamazsın.’ Dolayısıyla biz buna devam ediyor olacağız. Ekrem İmamoğlu Silivri’den çıkana kadar, cumhurbaşkanı adayı olarak kampanyasının başına geçene kadar, erken seçim sandığı gelene kadar CHP’nin eylemliliği sürecek.
“Sokakta olmaya devam edeceğiz”
Eylemliliklerimiz farklı boyutlarıyla devam edecek. Bunun bir ayağı Anayasa’ya karşı yapılan yanlışlıklara karşı mücadele etmek hukuk platformuyla. Bir yeri, parlamento ayağında mücadele etmek. Çünkü bizim ciddi bir yasama görevimiz de var, onu devam ettireceğiz. Ama bu ikisine sıkışmayacağız. Sokakta da olacağız, olmaya devam edeceğiz. Bu haksızlıkların hiçbirini, iktidarın yanına bırakmayacağız. İmza kampanyamız devam ediyor olacak. İstanbul’da ve diğer illerde büyük halk buluşmalarımız, mitinglerimiz ve eylemlerimiz devam ediyor olacak. Bunun yanı sıra da koşullar geliştikçe uygulayacağımız yeni yeni de hamleler, eylemler olacak.”
“Sen ne kadar oy aldıysan biz ondan bir fazlasını toplayacağız ve sen bu ülkeyi erken seçime götüreceksin”
Özçağdaş, Silivri cezaevinde tutuklu bulunan İmamoğlu’nun serbest bırakılması için başlatılan imza kampanyasını şöyle anlattı:
“Karşınızdaki kişi, çok küçük bir oy farkıyla seçilmiş olmasına rağmen kendini milletin yüzde 100’ü olarak gören birisi. Ve ağzını her açtığında ‘Millet iradesine saygı duyun’ diyen ama 2019, 2023 ve 2024 seçimlerinden sonra da istemediği sonuçlar ortaya çıktığında, her türlü haksızlığı ve hukuksuzluğu da yapabilen birisi. Şimdi bizim ona cevabımız çok net: Sen ne kadar oy aldıysan biz ondan bir fazlasını toplayacağız ve sen de erken seçime bu ülkeyi götüreceksin. Biz adayımızı yanımızda istiyoruz, sandığı önümüzde istiyoruz. Ve AK Parti’ye ssıl kaygılamaları gereken şeyi de söyleyeyim: Biz CHP’yiz, biz bunu isteriz ama ülkeye getirdikleri yoksulluk, açlık, yolsuzluk, yasaklar batağında zaten bu seçmenin talebi. Böyle dönemler siyasi partileri aşan dönemlerdir. Saraçhane’de de bunu gördük, Türkiye’nin çeşitli illerinde de bunu gördük. Artık seçmenler bu iktidara diyor ki: Bir çeyrek yüzyıldır yakamdasın, düş yakamdan. Ben senden de bıktım yandaş şirketlerinden de bıktım tuzdur, çocuktur her şeye karışmandan bıktım her şeyden sorumlu olmana rağmen, her şeyi yapma yetkin olmasına rağmen ne zaman kötü bir şey olsa hiçbir sorumluluk almaman, iç ve dış güçlerden başka hiçbir açıklama yapmamandan bıktım.’ Dolayısıyla Türkiye’deki yurttaşlarımız diyorlar ki ‘Git kardeşim.’ O yüzden bunu test edecekleri yer sandıktır. Öyle konuşmaya geldiği zaman mangalda kül bırakmayan konuşmalar oluyor. Dün Bakanları da görüyoruz, birtakım açıklamalar yapıyorlar. Hodri meydan. Çok kendinize güveniyorsanız sandık orada. Getirirsiniz sandığı, alırsınız yurttaştan cevabınızı. O yüzden CHP olarak erken seçimin gelmesi, cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nun yarışabilmesi için her türlü eylemlilik içinde olacağız ve olmaya devam edeceğiz.”
“İktidar mensupları gitsinler, Silivri’deki gençleri dinlesinler”
Özçağdaş son olarak Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanması sürecine karşı yapılan protestolarda tutuklanan 299 gencin durumu ve içlerinde “Her şey çok güzel olacak” sloganıyla tanınan Berkay Gezgin’in CHP PM’de yer almasına ilişkin şunlar söyledi:
“Bu genç arkadaşlarımızla ilk günden itibaren sabahlara kadar birlikteydim. Çok gaza maruz kaldık hep beraber, çok olumsuz müdahalelere de maruz kaldık ve onlarla konuştum, onların itirazlarını dinledim. Bu gençler diyorlar ki ‘Ben bu ülkede geleceğimi görmüyorum. Ben üniversiteye geleceğim. Yurt bulamıyorum, beslenme imkanları bulamıyorum, kültür-sanat aktiviteleri bulamıyorum, eğitim alanındaki ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum. Bunu karşılayamadığım için üniversiteyi, okulu bırakmak zorunda kalıyorum. Ya da ekstra çalışmak zorunda kalıyorum, eğitim hayatım sakata uğruyor. Ya da işler yolunda giderse mezun oluyorum, işsiz oluyorum. Ya da ne okulda ne işsiz, evimde oturmak zorunda kalıyorum. Ya da iş buluyorum ama neredeyse yoksulluk sınırının altında, açlığa mahkum bir iş yapıyorum ve geleceğimi göremiyorum. Buna da itiraz ettiğim zaman sen bana ‘terörist, vandal’ diyorsun.’ Gençleri iyi dinlemek lazım. Ben iktidar mensuplarına buradan çok net söyleyeyim. Oturdukları yerden tweet atmasınlar. Gitsinler, Silivri’de duruyor o gençlerin önderleri, temsilcileri ya da gözaltına alınanlar -herhangi bir seçimle alınmadılar çünkü yoldan geçenleri topladıkları için ama bugün itibarıyla bir örneklem var orada bir gruptan- neden gelmişler, neye itiraz ediyorlar, bunları dinlesinler.
“Tutuklu gençler için 80’in üzerinde avukatımız çalışıyor”
Geleceklerinden kaygılı gençlerimiz ve kaygı devam ediyor. Zorla bastırabilirsiniz. Bir gün bastırırsınız, üç gün bastırırsınız. Günün sonunda boykotlarla cevap veriyorlar, itirazla cevap veriyorlar, vermeye devam edecekler. İlk günden bu yana, onların yanında olmaya devam ettik. Çok bununla ilgili yayın yapmadık. Ben bunu Valiliğin önünde yaptığım basın açıklamasında söylemiştim, çünkü bu iktidar ertesi sabah gidip evlerinden alıyor insanları. Mesela yurttaşlarımız duysun diye söylüyorum: Sancaktepe‘de bir gün önce yürümüş, yürümesi barışçıl bir şekilde bitmiş, evine gitmiş insanları ertesi sabah aldılar. Bir hikaye anlatıyorlar ya ‘Dağılın dedik, dağılmadılar. Uyarılara rağmen gitmediler.’ Yalan söylüyorlar. Ben İçişleri Bakanı’na, ‘Buyurun, orada duruyor o insanlar’ dedi. Hiç gitmemiş. Ya da üniversitesinde bir açıklamaya katılmış, evinden alınmış. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın hukukunu korumak bizim görevimizdir. Sadece İstanbul’da 80’in üzerinde avukatımız çalışıyor. Onlardan bir tanesi Burcu Hanım da genç bir arkadaşımız, o da PM’ye girenlerden biri.
“Berkay’ın o gençleri temsilen PM’de olmasını istedik”
Berkay, çok genç, sembol olmuş bir arkadaşımız. O gençleri temsilen olmasını istedik. Başka genç arkadaşlarımız da var. Bu sürecin içerisinde yer almış olan arkadaşlarımızı da Genel Başkanımız değerlendirdi. Olabilecek sayıda gençlerin alınması iyi bir mesaj ama aslolan şu: O gençler diyor ki ‘Burada, ‘Belli bir yerde çıkarsınız, önemli değil’ diyorlar. Ama benim ömrümden bir günü almaya kimin hakkı var?’ Cevap versin o Sayın Bakanlar. Eğer yargılandıkları suçtan ceza alsalar içeride yatmayacaklar. Siz, o gençleri 20-25 gündür oralarda esir etmiş durumdasınız. Ne hakkınız var bunu yapmaya? Dolayısıyla gençler ne dediklerini, neye itiraz ettiklerini biliyorlar. Biz CHP olarak, gerek milletvekilleri gerek hukukçularımız gerekse ilçe ve il örgütlerimiz olarak gençlerimizle birlikte olmaya devam edeceğiz. Ve o gençlerimiz de en kısa sürede alınmalarını sağlayacağız. Onların ihtiyaçları için de oluşturulan bir mekanizma var, o mekanizma çerçevesinde çalışmaya devam ediyoruz.”
Anka Haber Ajansı