Özgür Özel, Saraçhane'De: ''gençlerin Gelecekten Tek Bir Umudu Var O Da Tayyip Erdoğan’ın Gitmesidir''

Özgür Özel, Saraçhane'De: ''gençlerin Gelecekten Tek Bir Umudu Var O Da Tayyip Erdoğan’ın Gitmesidir''

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane’de; ''FETÖ’cüler firarda ama maalesef fikirleri ve marifetlere sarayda ve sarayın aparatlarında. Şu kadar ki kişinin evine baskın yapıyorlar, bir şey yok. Şirketine gidiyorlar, kasasını açtırıyorlar, iki deste parayı yayıyorlar evde bulunan paralar diye servis ediyorlar. 12 yıl önce devlet bankasının genel müdürünün evinde ayakkabı kutularında paralar çıkınca önce, 'Faiz haram, parayı evde tutabilir' dediler. Bakan evlatlarının evlerinde koli koli paralar çıkınca kump

(İSTANBUL) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Saraçhane’de; "'FETÖ’cüler firarda ama maalesef fikirleri ve marifetlere sarayda ve sarayın aparatlarında. Şu kadar ki kişinin evine baskın yapıyorlar, bir şey yok. Şirketine gidiyorlar, kasasını açtırıyorlar, iki deste parayı yayıyorlar evde bulunan paralar diye servis ediyorlar. 12 yıl önce devlet bankasının genel müdürünün evinde ayakkabı kutularında paralar çıkınca önce, "Faiz haram, parayı evde tutabilir" dediler. Bakan evlatlarının evlerinde koli koli paralar çıkınca kumpas kuruldu, FETÖ’cüler koydular dediler. Günü gelip de işin üstünden bir yıl geçince yazı isteyip el konulan paraları faiziyle geri istediler. Ama yarından itibaren bir kırılma yaşanacak. Yarından itibaren bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak'" dedi. Özel, Ekrem İmamoğlu'nun eşi ve oğluyla birlikte Çağlayan'a gideceğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının dördüncü gününde belediyenin merkezinin bulunduğu Saraçhane'deki "'Halk Buluşması''nda vatandaşlara hitap etti. Alandakilerden havai fişek atmamalarını isteyen Özel, şunları söyledi:

''O taraftan bir daha tek bir gaz istemiyoruz. En sert tepkiyi hep birlikte gösteririz. Bizi buna mecbur bırakmayın. Bir daha bizim kitleden kimse, gençlik kolları asla görmeyeceğim. Değerli arkadaşlar şimdi, bundan sonra Bozdoğan’ın oraya, o tarafa polise doğru da bir şey atılmayacak. Polis de bu tarafa gaz sıkmayacak. Bunun bir başka yolu yok. Bunu böyle sürdüreceğiz. Bu geceyi doğru yöneterek Ekrem Başkanımızı alarak, arkadaşlarımıza alarak, meydanı, sokağa geri alarak ancak buradan ayrılacağız. Bizim gücümüz cesaretimiz de haklılığımmız da, haklıyken haksız duruma düşmeyeceğiz. Ekrem Başkan’a bugün dün buradaki o dünyanın en çok izlenen klibini çektiğimiz, sizlere bir mesajını sorduğumuzda şunu söyledi. Saraçhane’ye sahip çıkın. Demokrasiye sahip çıkın. Bana sahip çıkmanın yolu sandığa sahip çıkmaktır. Sandığa sahip çıkmanın yolu 23 Mart Pazar günü demokrasi devrimine, önce 1 milyon 500 bin üyemiz de çıkıp şimdi 1 milyon 750 bin üyemizle yarın oy kullanacağımız sandıkların yanına son haftaki gelişmelerden sonra birer dayanışma sandığı da koyduk. Yarın Türkiye’nin dört bir yanında 81 ilinde, 973 ilçede tam tamına 5 bin 960 CHP sandığı, tam yanında 5 bin 960 dayanışma sandığı olacak. Üyelerimize gelin, seçin, tarihe geçin derken yine üyelerimize yarından itibaren...”

Alanda bir grubun havai fişek atılması üzerine uyarı yapan Özel, şöyle devam etti:

''1 Mayıs’ta bu kitleye Taksim’i isteyeceğiz''

“Buradan bir halk oylaması yapacağım. Meydanda "Burayı terk edelim Bozdoğan Kemeri’ne gidelim çatışalım" diyenler el kaldırsın. Bunu yapmayalım, mücadeleyi haklı zeminde koruyalım diyenler. Al sana meydan, alsana sağduyu. İşte haklılığın gücü. Oraya gidip devletin polisine kanunsuz emir verilmiş, buradan ileri gitmesin demiş, o polisin oraya gidip de arkadaşlarınızı da yaralatmayın, haklıyken haksız da çıkmayın. Meydanın yüzde 99’u mücadele burada diyor. İşte biz bu yüzden kazanacağız. Ant olsun ki bu meydanın bu birlikteliği, bu inancı ve bu sağ duyusu hep birlikte Taksim'i alacağız. Söz veriyorum. Bu büyük yasağa rağmen milyon olup buraya gelenlere söylüyorum önce Taksim’i isteyeceğiz. Ne zaman? Nisanda. 1 Mayıs’ta bu kitleye Taksim’i isteyeceğiz. Açacaklarsa açacaklar, açmazlarsa biz açacağız orayı. Bu Saraçhane’ye, Çağlayan’a sahip çıkmaya ve 1 Mayıs’ta Taksim’i almaya var mıyız? İşte bu güç kazanır. Yasakları aldığınız tayyip Bey’in elinden. İstediği kadar uzatsın. Son sözü bu ülkede artık ben bilirim, ben değil siz biliyorsunuz, siz söylüyorsunuz.

''Tayyip Beyin iktidarında karnını doyuran var mı?''

Yarın 1 milyon 750 bin 000 üyemizle gelin seçin, tarihe geçin demiştik. Şimdi tüm üyelerime sesleniyorum. Eşini, dostunu, komşunu oy kullanmaya teşvik et. Yarın 23 Mart Türkiye baharına, demokrasi devrimine katılmaya, bundan sonraki sandıklar gitmesin diye yarın sandığa koşmaya var mısınız? Türkiye’nin dört bir yanında hiç bulamayan il başkanlıklarında, ilçe başkanlıklarında CHP’nin sitesinden baktığınızda hemen hemen mahallede sandık var yerini CHP üyeleri biliyor. Yarın biz kimin gideceğini biliyoruz. Onu gönderecek ismi belirlemek için sandıkları koşuyoruz.

Gerçekten bir aralar Tayyip Bey, "15 bin dolar oldu milli gelirimiz, artık çok iyi bir noktaya geldik, dünyada 67'inci sıraya tırmandık" dedi. Ekonomistler buna isyan etti ve şunu açıkladılar: 1997 yılında 60’ıncıydı, 1998’de 59’uncuydu. 20 yıl önce bin 800 dolarlık milli geliri ile yine 61'inci sıradaydı. 30 yıl önce 61'inci sıradaydı bugün Tayyip Bey ilk geldiğinde yani 2003’te 67'nci sıradaydı bugün yine 67. sırada. Ondan önce adım adım zenginleşen büyüyen Türkiye şimdi yerinde sayarken Tayyip Erdoğan yarattığı yoksulluğu, doları baskılayarak, yalandan milli gelir artışı yaparak hepimizi yutturmaya çalışıyor. Ama ben buraya Saraçhane’ye soruyorum. Tayyip Bey’in iktidarında karnını doyuran var mı? Zenginlik var mı? Demokrasi var mı? Gençlerin umudu var mı? Gençlerin gelecekten tek bir umudu var o da Tayyip Erdoğan’ın gitmesidir. Yarın Tayyip Bey’in yerine kimin geleceğini karar vermeye var mıyız? İlk kez tüm halka açık olarak resmi kayıtlı üyeler resmen diğerleri dayanışma oylarıyla yarın milyonlar kendisini saydıracak, iradesini ortaya koyacak. Yarın hep birlikte tek adamın karşısına bir yiğidi koyacağız. On milyonlar duracak, hadi dokunsunlar bakalım.

''FETÖ’cüler firarda ama maalesef fikirleri ve marifetlere sarayda''

FETÖ’cüler firarda ama maalesef fikirleri ve marifetlere sarayda ve sarayın aparatlarında. Şu kadar ki kişinin evine baskın yapıyorlar, bir şey yok. Şirketine gidiyorlar, kasasını açtırıyorlar, iki deste parayı yayıyorlar evde bulunan paralar diye servis ediyorlar. 12 yıl önce devlet bankasının genel müdürünün evinde ayakkabı kutularında paralar çıkınca önce, "Faiz haram, parayı evde tutabilir" dediler. Bakan evlatlarının evlerinde koli koli paralar çıkınca kumpas kuruldu, FETÖ’cüler koydular dediler. Günü gelip de işin üstünden bir yıl geçince yazı isteyip el konulan paraları faiziyle geri istediler. Ama yarından itibaren bir kırılma yaşanacak. Yarından itibaren bir kırılma yaşanacak. Yarından itibaren bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak.

''Bugün Ekrem Başkan’a sorulan sorulara ki haddini aştıklarında isyan ettiği, ayağa kalktı, "kendinize gelin" dedi''

Şunu hatırlayın. Bugün Ekrem Başkan’a sorulan sorulara ki haddini aştıklarında isyan ettiği, ayağa kalktı, ‘kendinize gelin’ dedi. Geri, geri adım attılar. Şunu bilin ki Ekrem Başkan’dan bir hırsız, bir yolsuz, bir terörist çıkarmaya çalışan FETÖ aklı devrededir. Ekrem Başkan’dan hırsız da terörist de çıkmaz ama bunu Recep Tayyip Erdoğan, bundan yıllar önce ülkenin 26. Genelkurmay Başkanı’na İlker Başbuğ’a ‘terör örgütü lideri’ diyen bir FETÖ iddianamesine inanıp, Genelkurmay Başkanı’nı tutuklatıp, Silivri Cezaevi’ne koyan, iki kere ağırlaştırılmış müebbet veren yani imkan olsa, idam ettirecek olan Erdoğan, 15 Temmuz gecesi, elini FETÖ sabunu ile yıkadı, temizlendi, aramıza karıştı. Şimdi o Erdoğan, o gün Zekeriya Öz’e yaptırdığını bugün bir başkasına yaptırarak, ülkenin genelkurmay başkanına değil, kendi rakibine, kendisini bir kez Beylikdüzü’nde, üç kez İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yenmiş olan Ekrem İmamoğlu’na elindeki kiri bulaştırıp, rüşvet, hırsızlık lekesi sürmeye çalıştı ama bugün sabah ortaya çıkardığımız belgelerle gizli tanığın verdiği ifadelerin en önemli kısmı, ‘İBB’den ihale alanlar, şirketler, naylon fatura kesiyor. Yapılmamış işin parasını alıyorlar. Bir kısmını İmamoğlu örgütüne aktarıyorlar’ diye bir yalancı tanık. Ne kanıt, ne dekont var, ne hesap hareketi var. Peki ne çıktı? Bu sabah 11’de ilan ettim.

''Peki bu kişi şubeye giderken, evden alınırken ilk telefonu kime açmış? Ali Erdoğan'a''

Bu sanıklardan, bu suçlananlardan bir tanesi 2015 ile 2021 yılları arasında altı yıl İBB’ye fatura kesmiş. Bir ihale almış 2015 yılında iki yıl, iki yıl uzatmışlar. 2019 yılında buraya Ekrem evladınız, kardeşiniz gelmeden önce iki yıl daha uzatmışlar. İki yıl reklam şirketi buranın işlerini yapmış sözleşmeye göre parasını almış. Sonra bir daha ihaleye bile girmemiş. Nereye gitmiş? İletişim Başkanlığı’na gitmiş. Onu hangi kampa vermişler? En son Türkiye Yüzyılı kampanyasını vermişler. 18 bakanlıktan iş vermişler. 1 trilyon 7 milyar TL para ödemişler. Şimdi dönemin Zekeriya Öz’ünün kumpas aklı İBB’den iş alan şirketleri alıp da yalancı tanıkla, naylon fatura derken o şirketlerden biri de 2019-2021 yılları arası Ekrem Başkan döneminde göründü diye aynı iftirayı oraya da yazmışlar. Adam sabah altıda kapıya polis dayanmış. 105 kişiden 99’u bulunmuş karşısına polis yazmış ‘elde’ yani gözaltında. Son 5’i kalmış bulunamamış, firarda arada bir kişi var. Bu kişinin karşısına ne yazıyor, "şubeden serbest'. Nezarethaneye konmadan şubeden serbest. Peki bu kişi şubeye giderken, evden alınırken ilk telefonu kime açmış? Ali Erdoğan’a yani Sayın Erdoğan’ın koruma müdürüne. Peki bu şirketin ortağı kimmiş? Ali Bey’in kardeşi Ömer Erdoğan. Bu kardeşiniz bu bilgiyi çıkarıp kamuoyuyla paylaşınca bir anda paniğe kapıldılar. Sonra açıklama yaptılar. "Bıraktığımız doğru değil, nezarethanede" dediler.

Oysa bu kardenişiniz, Gezi’de gözaltına alınan hemen herkese, her öğrenciye, her eylemciyi, İstanbul’un nezarethanelerinde ziyaret etmiş bu kardeşiniz. 267 hapishaneye 380 ziyaret yapmış bu kardeşiniz. Yer miyim? Dedim ki, şirketine gitmiş biz açıklayınca korkuyla oradan aldınız. Getirip nezarethaneye koyamadınız çünkü ben nezarethanedeki herkese partinin avukatlarını yollayarak birinci soruyu sorarım. ‘İyi misin, senin iyiliğini kime bildirelim?’ Eşini, annesini, babasını, çocuğunu ararız iyi deriz. Biz nezarethanedeki 98 kişiyi bulduk, bunu dört gün aradık bulamadık. Sonra burada dediler, sorduk doktor muayenehanesine gidiyor bunlar her gün, ‘3 günlük doktor muayenehanesini göster’ yok. Ama o binada, amirin odasında. Nereden biliyoruz? Telefonu elinde. Whatsapp’tan görüşmesi elimde. Şimdi bir gizli tanığın herkese attığı bu yalan buraya atılınca adam Ali Erdoğan üzerinden kurtarınca duvara vurdu. Şimdi bu gizli tanığın diğer ifadeleri ile işlem yapacaklar öyle mi? Ekrem Başkan’a hırsız yaftası vuracaklar öyle mi?

Ekrem Başkan iki ailenin çocuğu. Birisi onu yetiştirmiş, büyütmüş, haramdan uzak tutmuş İmamoğlu ailesidir, diğeri bu ülkeyi en zor gününde kurtaran Cumhuriyet’i kuran ve bugünleri getiren Cumhuriyet Halk Partisi ailesidir. İki ailenin de evladı Ekrem İmamoğlu’yla, eşi Dilek İmamoğlu kadar gurur duyuyoruz, oğlu Selim İmamoğlu kadar gurur duyuyoruz.

Ve biz bugün, şimdi Dilek Hanım’la birlikte, Selim’le birlikte sizden selam için -geri geleceğim- Çağlayan’a gitmeme, ona evladını götürmeme, ona Dilek Hanım’ı götürmeme, sizin selamlarınızı götürmeme müsaade var mı? Buradan Ekrem Başkan’a selam var mı, dayanışma var mı?”

Anka Haber Ajansı