Özgür Özel: "Normalleşme Vatandaş İle Devam Edecek"

Özgür Özel: "Normalleşme Vatandaş İle Devam Edecek"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Normalleşme meselesi lideri de aşarak liderine ya da o partinin seçmenine ulaşabilmektir. Devlet Bey'e rağmen, MHP’li yoksulla konuşabilmektir. Erdoğan’a rağmen AK Partili işsizle konuşabilmektir. Şimdi tutmuşlar normalleşme sanki Erdoğan’la koalisyon kurma, ittifak kurma, 22 yılda yaptığı yükün altına partiyi sokma gibi bir şeymiş gibi. Hiç öyle bir şey yok. Ama normalleşme vatandaş ile devam edecek" dedi.

(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Normalleşme meselesi lideri de aşarak liderine ya da o partinin seçmenine ulaşabilmektir. Devlet Bey'e rağmen, MHP’li yoksulla konuşabilmektir. Erdoğan’a rağmen AK Partili işsizle konuşabilmektir. Şimdi tutmuşlar normalleşme sanki Erdoğan’la koalisyon kurma, ittifak kurma, 22 yılda yaptığı yükün altına partiyi sokma gibi bir şeymiş gibi. Hiç öyle bir şey yok. Ama normalleşme vatandaş ile devam edecek" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü TV'de Özel Röportaj programında Gazeteci Uğur Dündar'ın konuğu oldu. Özel, "Normalleşme sürecek mi?" sorusuna şu cevabı verdi:

"Biz santim santim ölçtürüyoruz her şeyi. Bir kere bir şeyin eleştirilmesi için o şeyin olması lazım. Normalleşme lafının ki yumuşama lafını asla kabul etmem. Kim kime yumuşamış? Tayyip bey iki kere kullandı o lafı. Mufalefetin yumuşamasıdır diye. Öyle bir şey bekliyorlarsa çok beklerler. Bir iki rakam söyleyeyim 1. yıl sonundayız. 1 yılda 47 kentte 193 ziyaret yapmışım. 360 günün 193’ü Ankara dışında bir kentte ziyaret yapmışım. 122 tane halk buluşması ve büyük miting yapmışım. 9 tane tematik miting yapmışım. Buğdayından, fıstığına, üzümünden fındığına, atanamayan öğretmeninden emekli mitingine kadar. 7 dış ülkeye ziyarette bulunup Türkiye ile ilgli çok önemli mesajlar vermişim. Kıbrıs'a gitmişim, Bosna'ya gitmişim. Yurt dışına gidip Filistin'i savunmuşum. Yurt dışına gidip Kıbrıs'ı savunmuşum ve ayrıca Sosyalist Enternasyonelin İspanya Başbakanı Başkan yardımcılığı'na seçilmişim.

81 ili defalarca ziyaret eden bir anlayışımız var

81 ili defalarca ziyaret eden bir anlayışımız var. Bir mitingte bir sözümüzü sakınmamışız. Bumuymuş yumuşak muhalefet? Normalleşmenin babası benim. 31 Aralık günü seçildiğimde Erdoğan beni aramadığı için Devlet Bahçeli beni aradı. Oyu bizden düşük olan 17 Genel Başkanı aradım. Bir tek Erdoğan’ı aramadım. Partisinin beni arayan en üst yetkilisi olan Grup Başkanını aradım. Partinizin yeni ylını kutluyorum diye. 31 Mart’ta 1. parti olduk. Artık 1. partiye düşer. Nisan ayının ilk ya da ikinci haftasında bayramda Erdoğan dahil bütün liderleri aradım. Bana düşer 1. partiyim artık. Kin gütmek bana düşmez. Birinci partiyim, bir bayram telefonunu bütün partilerin seçmenlerine ve üyelerine hürmeten aramak lazım. Bunu da telefobda sayın Edoğan’a söyledim. Bana düşerdi ben aradım dedim. Uygun görürseniz bir randevu talep ederek Çankaya Köşkü'nde, mecliste ya da partinizde sizi ziyaret etmek isterim dedim. Kendileri bana bir randevu vereceklerini ve mennun oldukların söylediler.

Bir ziyarete gittim sonradan iade-i ziyaret yaptı geldi. Bana gazeteciler sorduğunda eskiden cenazede bile el sıkışılmıyordu şimdi Antıkabir’de bir el sıkışma gördük, bir ziyaret olacak buna ne diyorsunuz dediler. Ben de dedim ki normali bu. Normalleşiyoruz. Çünkü Ülkenin birinci partisi diğer partilerin liderlerine bayramlaşma, şehit cenazesi gibi acının en yüksek ve ortak olduğu yerde bir taziye vermekten kaçamaz, kaçmamalı nomali bu dedim. Bunun dışında ne yumuşama ne eylemden geri durma oldu. 1 yılda 193 il ziyareti ve 122 halk buluşması. Bunlar hele hele bir yerel seçim sonrası 9 ayda 9 tematik miting bunlar normal bir muhalefet performansı değil. Burda hakkımızı versin herkes . Ama adı normalleşme olunca bazen algı ile olgu yer değiştiriyor. Nerde yumuşamışız? Nerde yapmamız gerekenden bir adım eksik atmışız, bir adım geriye atmışız? Bir santim eğilmişiz bir kelime eksik söylemişiz? Yapmadığım hakaret etmek mi?

“Ben sahayı iyi okuyan bir siyasetçiyim. Ben seçmenin duygusunu okurum, okuyorum”

Ben sahayı iyi okuyan bir siyasetçiyim. Ben seçmenin duygusunu okurum, okuyorum. Ben 7 yaşında saksıcı Ahmet Amcanın yanında saksı tezbir tohum satarak ve yazları çıraklık yaparak büyüdüm. 7 yaşından beri para alıp para veririm. Karşımdakinin duygu durumunu bilirim. Ben eczacıyım. Evet akademik bir meslek ama halkla ilişkilerle ilgili bir meseledir. 23 yaşından beri meslek siyasetinin içindeyim. 30 yaşından beri parti siyasetinin, 33 yaşından beri aday olarak siyasetin içindeyim. Benim kadar il gezen ilçe gezen el sıkan ve vatandaş ile bire bir konuşan bir başka lider yok şimdi. Geçmiş dönemde de partim de benden daha çok bunu yapan bir siyasetçi yoktu. Bütün arkadaşlarım da bunu biliyor. Ben 2019 seçimlerinde 60 günde 41 ilde 247 aday tanıtmışım. Benim gördüğüm sahadaki durumu ben okumayı bilirim ve bu konuda kendime güvenirim. Ben hakaretle kişisel polemiklerle değil. Bana sürekil Erdoğan ve Bahçeli hakaret ederek yok Dem’leniyorsun yok bilmem nesin diyorlardı. Ne dedim? Sizinle kavga etmeyeceğim. Edeceksem de emekçi için edeceğim esnaf ve işçi için edeceğim dedim. 31 Mart seçimleridnde partimizin aldığı hem kapsayıcı Türkiye ittifakı söyleminin hem de polemik yerine dönüp doğru meseleleri konuşmanın, adayı anlatmanın yerine ne didişeceğim onlarla. O yüzden bu normalleşme meselesi lideri de aşarak liderine ya da o partinin seçmenine ulaşabilmektir. Devlet Bey’ye rağmen MHP’li yoksulla konuşabilmektir. Erdoğan’a rağmen AK Partili işsizle konuşabilmektir. 1 milyonluk mitingler yapalım, Cumhuriyet mitingleri yapalm. Şimdi onu yapınca o kutuplaşmaya katkı sağlıyor. Normalleşme budur ve bu devam edecek.

“28 Şubat Paşaşlarına af yetkisi Cumhurbaşkanı’ndaydı. Bu yetkinizi kullanmanızı bekliyorum dedim”

28 Şubat Paşalarına af yetkisi Cumhurbaşkanı’ndaydı. Bu yetkinizi kullanmanızı bekliyorum dedim. Diyorlar ki yargıya müdahale et dedin. Zır cahil bunu söyleyen. Yargı kalmamış hüküm kesinleşmiş önünde duruyor. Adli tıp raporu var bu yetkinizi kullanın dedim. Geziyi anlattım, Tayfun’un mağduriyetini anlattım. Tayfun benim partimin üyesi. Tayfun’un üye kartını Tayfun çıkana kadar cebimde taşıyacağım. Hatay’ın seçtiği vekil Silivride yatıyor Anayasa tanımazlıktan. AHİM kararlarına rağmen Kavala Silivri'de yatıyor. Bakırköy Cezavi'nde iki kardeşimiz boş boşuna yatıyorlar. Bunları çözerseniz çok doğru bir iş yaparsınız dedim. Emeklinin işsizin sorunlarını çözelim dedim onlar da bana Anayasa dedi. Mevcut Anayasa’ya tam uyarsanız Anayasa konuşulabilir. Ama anayasaya uymuyorsanız olmaz dedim. Şimdi tutmuşlar normalleşme sanki Erdoğan’la koalisyon kurma, ittifak kurma 22 yılda yaptığı yükün altına partiyi sokma gibi hiç öyle bir şey yok. Ama normalleşme vatandaş ile devam edecek."

Anka Haber Ajansı