Ömer Fethi Gürer: "Akp Döneminde Çalışma Yaşamında Yapılan Düzenlemeler Hep İşçinin Aleyhine Olmuştur"
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Asgari ücret ve emekli maaşlarında yapılan artış açlık sınırının altında kalmıştır. Tüm emeklilerin asgari ücret düzeyinde ücret alması, asgari ücretin de mutlak surette insanca yaşam koşullarını sağlaması bir ihtiyaçtır. AKP döneminde çalışma yaşamında yapılan düzenlemeler hep işçinin aleyhine olmuştur. İşçi, emekli, çalışan mutlu değil" dedi.
(ANKARA) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Asgari ücret ve emekli maaşlarında yapılan artış açlık sınırının altında kalmıştır. Tüm emeklilerin asgari ücret düzeyinde ücret alması, asgari ücretin de mutlak surette insanca yaşam koşullarını sağlaması bir ihtiyaçtır. AKP döneminde çalışma yaşamında yapılan düzenlemeler hep işçinin aleyhine olmuştur. İşçi, emekli, çalışan mutlu değil" dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında çalışma yaşamında yapılması plananlanan değişikliklere ilişkin açıklamalarda bulundu. Gürer, Bakanlık tarafından yapılması planlanan yeni düzenlemenin işçilerin hayatını kolaylaştıracak şekilde yapılması gerektiğini, aksi bir düzenlemeyi desteklemeyeceklerini söyledi.
"Taşeronda çalışan herkese kadro verilmelidir"
Ömer Fethi Gürer konuşmasında şunları söyledi:
Kamuoyunda çalışma yaşamında yeni değişikliklere gidileceği yönünde yaygın ifadeler kullanılmaktadır. AKP iktidarı döneminde çalışma yaşamında yapılan her düzenleme emekçilerin, emeklilerin hak kaybına uğramalarına neden olmuştur. Ekonomik bunalımın yaşandığı, yoksulluğun yanında işsizliğin de arttığı, çevre ülkelerde yaşanan savaşların nereye evrileceği belli değildir. Bu süreçte yapılacak her düzenlemede toplumsal barış önceliklendirilmelidir. İşçi, çiftçi, memur, emekli, esnaf, engellinin memnun olmayacağı düzenlemeler yeni sorunlar yaratacaktır. Bu nedenle kamuoyuna yansıyan ve ne olduğu belli olmayan iş kanununda düzenlemelerle ilgili açıklama yapmalıdır. 1475 sayılı iş yasası AKP'nin iktidara geldiği 2003 yılında 4857 sayılı kanunla önemli ölçüde değişmiştir. Bu süreç 2003 yılından günümüze modern kölelik olarak süregelen düzenlemeler getirdi. Emekçiler için ciddi hak kayıpları oluştu. İş yeri tanımının sınırları genişletildi, taşeronlaşma sistemi getirildi. Taşeronlaşma sistemi toplu sözleşme yapılması ve sendikal örgütlenmenin önünün kesilmesine neden oldu. Ulaştırma Bakanlığı, Devlet Demir Yolları, Karayollarında çalışanların yanı sıra Sağlık Bakanlığı'nda çalışan, Tarım Bakanlığı'nda çalışan ya da farklı iş kollarında olan çok sayıda kamuda taşeron hala devam ediyor. Amasız ve farklı biçimde yeni engeller yaratılmadan taşeronda çalışan herkese kadro verilmelidir.
"Sınırsız şekilde işçi çıkarmanın yolu açılmıştır"
Staj ve çıraklık mağdurlarının mağduriyeti de yeni bir düzenlemeyle ortadan kaldırılmalıdır. İşverene çalışma koşullarını değiştirme hakkı verilerek iş feshi için kolaylık sağlanması yanında 30 gün önceden bildirmek üzere sınırsız işçi çıkarmanın yolu da 2003 yılında yapılan düzenlemeyle önü açılmış, cumartesi günleri yarım gün çalışma, tam gün çalışma şeklinde yapılırken, çalışma saati 45 saat olarak ifade edilse de bir günde 11 saatlik çalışmaya da olanak yaratılmıştır. 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasak olsa da "hafif işlerde çalışabilir" ifadesine rağmen daha küçük yaşta çocukların da çalıştırıldığı görülmektedir. İş sağlığı ve güvenliği açısından bazı düzenlemeler yapılmış olsa da ülkemizin Avrupa'da iş cinayetlerinde birinci sırada olması, özellikle staj yapan çocukların da son dönemde yaşamlarını kaybetmesi üzücü ve düşündürücüdür. Bu konuda da mutlak surette yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Asgari ücret ve emekli maaşlarında yapılan artış açlık sınırının altında kalmıştır. Tüm emeklilerin asgari ücret düzeyinde ücret alması, asgari ücretin de mutlak surette insanca yaşam koşullarını sağlaması bir ihtiyaçtır. AKP döneminde çalışma yaşamında yapılan düzenlemeler hep işçinin aleyhine olmuştur. İşçi, emekli, çalışan mutlu değil.
"Çocuk işçilik konusunda mutlak surette düzenleme ihtiyaçtır"
İşçileri korumayan, demokratik haklarını dahi kullanmasına izin vermeyen bir siyasi anlayış ülkemizi yönetmektedir. Her krizden sonra sorumluluğu olmadığı halde emekçilere ve sendikalara yönelik sınırlamalar getirilmektedir. Yapılan yolsuzlukları yanlış yönetimler israfı önlemeyip sadece çalışanların hakkını kısarak sorunların aşılacağını düşünmek yanlıştır. Çocuk işçilik konusunda mutlak surette düzenleme ihtiyaçtır. İş yerlerinde işin yürütülmesi sırasında çeşitli sebeplerle iş sağlığı ve meslek hastalıklarıyla ilgili daha ciddi önlemlere ihtiyaç vardır. Ayrıca mevsimlik tarım işçileri ile ilgili yapıldığı söylenenler bugün alanda geçekleşmemekte, çok olumsuz koşullar sürmektedir. Bakan beyin yaptığı açıklamalar ışında yeni süreçte yapılacak düzenleme sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve muhalefet partileri ile birlikte çözümü emekçinin yanında olacak düzenlemeler yapılması esas olmalıdır."
Anka Haber Ajansı