Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır: Buyurun Referandum Yapın Şehit Hakkı Mı, Umut Hakkı Mı?
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a çağrısıyla ilgili “Sen bu hakkı kendinden nasıl buluyorsun? Hangi hakla, hangi gerekçelerle, hangi güçle, ve hangi sıfatla PKK'ya, terörist başına, insanlık katiline af isteyebiliyorsun. Yüce Türk milleti biz milletin iradesini, işaret ediyoruz. Gücünüz ve aklınız yetiyorsa, inanıyorsanız buyurun referandum yapın. Şehit hakkı mı, umut hakkı mı" dedi.
ANKARA - Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a çağrısıyla ilgili “Sen bu hakkı kendinden nasıl buluyorsun? Hangi hakla, hangi gerekçelerle, hangi güçle, ve hangi sıfatla PKK'ya, terörist başına, insanlık katiline af isteyebiliyorsun. Yüce Türk milleti biz milletin iradesini, işaret ediyoruz. Gücünüz ve aklınız yetiyorsa, inanıyorsanız buyurun referandum yapın. Şehit hakkı mı, umut hakkı mı" dedi.
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek gündeme dair açıklamalarda bulundu. Çayır gündeme dair şunları kaydetti:
Türkiye çok çabuk gündem değiştiren, her gün apayrı bir konuyu konuştuğumuz bir ülke haline dönüştü. Gelişmiş toplumlar, kabil toplumlar ayda bir, yılda bir gündemi değiştirirken Türkiye'de siyaset gündemi kamuoyu her gün bambaşka konular konuşmaktadır. Bazen iktidar, bazen muhalefet, bazen bambaşka bir konu gecemizi gündüzümüzü kapatıp bizi bir şekilde meşgul etmektedir. Türkiye'nin esas problemlerinin, gerçek problemlerini halen suni çabalar örtmektedir. Dün Amerika Birleşik Devletleri seçimini yaptı. Seçim sonuçlarını açıkladılar. Garip bir dünyada yaşıyoruz. Deli dediklerinde adam birçok insanın kazanamaz dediği adam Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanı oldu. Bu adam daha önce İsrail'le kol kola girerek Kudüs'ü İsrail'in başkenti yapmış bir adam iken İsrail ve her türlü yardımı siyasetin sayan bir insan iken bunları her platformda deklare etmiş bir insanken, Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp bu adamdan dostum diye bahsetmesi hepimizi kara kara düşündürmelidir. Hepimiz bilmeliyiz ki Cumhurbaşkanı dost dediği dostum dediği adam sonradan düşmanı oluyor. Yaşayarak gördüğümüz gerçek var ki Cumhurbaşkanı bir adamdan dostum diye bahsediyorsa aman kaçın. Çokça düşünün. Bilemediniz bir ay, bilemediniz bir yıl içerisinde dostum dediği adam karşısına geçiyor; Türkiye'nin aleyhine, kendisinin aleyhine bir sürü söz sarf edebiliyor. En basit örneği Esad'la yaşadık. Sisi'yle yaşadık.
"PKK, ABD’nin yeni ineğidir"
Amerika Birleşik Devletleri evinde, sağında solunda sağmayacağı ineği barındırmaz. PKK, ABD’nin yeni ineğidir. Bunlar farkında değil. FETÖ gitti onların coğrafyasında, onların evinde kaldı ve sağmaya başladılar. Hiçbir zaman Türkiye’nin iade talebine cevap veremediler. Şu an sosyalist ve komünist ideolojiyi kendisine rehber edinmiş PKK'yla Suriye'nin kuzeyinde iş tutulmaktadır. İşte yeni ineği PKK'dır. Kürtler bizim kardeşimiz, canımız, ciğerimiz, her şeyimiz. Türk milletinin aşklı unsuru. Kürtler bu oyuna gelmeyecektir.”
"Af için referandum yapın"
“Devlet beyin çabaları beyhudedir. Devlet beyin ayakları yere basmamaktadır. Devlet bey şu anda yaptıkları ve söyledikleriyle bambaşka gezegende dolaşmaktadır. Türkiye'nin gerçekleriyle, terörizmin gerçekleriyle Bahçeli'nin söyledikleri uyuşma şansı yoktur. Terörist başını Meclis’e davet ederken bir mahkumun mecliste konuşabilmesinin şartların olduğunu bilmeyecek kadar herhalde bilgisiz değildir. Bir mahkumun Meclis’te konuşabilmesinin şartı onun özgür olmasıyla ilgilidir. O halde, burada da söylemişiz. Umut hakkı ne demektir? Af demektir. Afın muhtevası nedir nedir? Muhtevası terörist başıyla birlikte affedilmesi demektir. Sen bu hakkı kendinden nasıl buluyorsun? Hangi hakla, hangi gerekçelerle, hangi güçle, ve hangi sıfatla PKK'ya, terörist başına, insanlık katiline af edebilirim diyorsun. Yüce Türk milleti, biz işte milletin iradesini işaret ediyoruz. Gücünüz ve aklınız yetiyorsa, inanıyorsanız buyurun referanduma. Şehit hakkı mı, umut hakkı mı? Tek vatan mı? Çift vatan mı? Tek bayrak mı? iki bayrak mı? iki devlet mi? Bir devlet mi? Buyurun millete soralım. PKK ve teröristler, terörist başı ne dediği, ne istediğini bilmektedir. Çok açık, net anlaşılır ifadeler kullanmaktalar. Dağdakiler de ovadakiler de Meclis’tekilerle aynı sözü tekrar edip duruyorlar. Ne istiyorlar? Demokratik özerklik. Nedir demokratik özerklik? Kimse kimseyi kandırmasın. Bunlar aynı filmi milletin önüne koydular. Kim koydu? Baş aktör Recep Tayyip Erdoğan. Sokağa akil adamları saldılar. Çözüm sürecinde akil adamları sandılar milletin içine. Gidin anlatın. Bu problemi bitirelim. Kim bir tek gözyaşı dişler, kim kanın akmasını ister, kim ayrışma ise ister mi bu Türk milleti? İstemez. Ama karşı elinde silah tutan beşeri öldürmeye çalışan bir grup var. Grup diyor ki ben ayrı bir toplumum ayrı bir başım olsun. Başta ayrı bayram olacak. Bu ne demek bölünme demek değil mi? Sayın Bahçeli, Sayın Erdoğan milleti kandırıp bambaşka yere bakmalarını sağlamayın. Cambazlığa soyunmayın. Milleti uyutmaya çalışmayın. Aynı filmi sadece yardımcı olan birleştirerek milyona sokmayın kim yardımcı olunca? Devlet bey. Yazık yazık...
“Cumhurbaşkanı niye kaldırmıyorsun mülakatı?”
22 yaşındaki bir genç çocuk, 82 puan alıyor KPSS’den, 82 puan. Gidiyor, imtihana gidiyor. Mülakatta eleniyor. Yerine kim geliyor? 60 puan alan birisi geliyor. Listede ismi olmadığı için 82 eleniyor. Listede ismi olduğu için 60 puan alan işe giriyor. Sonra o çocuk intihar ediyor. Yaşı kaç, 22. Bunun suçu, vebali kimin? Millete dönüp peşinde mülakatı kaldıracağım diyen kimdi? Sayın Cumhurbaşkanı niye kaldırmıyorsun mülakatı? Keyfini mülakat haline dönüştürüp çocukların umutlarını, hayallerini yıkma hakkını kim çalabilir? Şu an gençlerimizin çoğu yurt dışında. Ve yurt dışına gitmek için de buradan para topluyorlar. Çalışırken genç, yurt dışına gitmek için para ayarlıyor. Onun için çalışıyor. İşte ülkeyi bu badireden ve bu öngörüsüz ve kurtarmak zorundayız.
Buradan sesleniyorum sayın Bahçeli'ye,sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum. Siz bu ülkeyi az da olsa seviyor musunuz? Bu ülkenin gelecekte güzel olmasını az da olsa istiyorsanız yapacağınız tek bir hizmet kaldı. Evinizde dönün dinlenin. Bu ülkenin verebileceğiniz bir şey kalmadı. Bir şey yok. Yok, yok. Sizin yapacağınız tek şey evinize gidin torununuz varsa torununuza bakmak torununuz yoksa da başka işlerle uğraşın. Erken seçim şarttır. Türkiye yönetilemiyor. Türkiye normalleşemiyor. Türkiye büyüyemiyor. İşsizlik gittikçe artıyor. Bazen açıklıyorlar işsizlik durduğu yerinde duruyor diye. Alakası yok.
“Esenyurt operasyonun amacı Erdoğan’ı iktidarda tutmak”
Türkiye'nin Erdoğan'la 5 yıl daha kaybetmeye tahammülü yoktur. Anayasa’yı boşa zorlamayın. Tek dertleri güce tutmak olan insanlarla Türkiye bir yere varamaz. Adamın amacı millete hizmet etmek, adaleti yaymak değil; amacı devlet gücünü nasıl elde tutarım. Esenyurt'taki operasyonun temel özelliği de odur. Adamın 10 yıl önce konuşmaları var. Yazıları var, sözleri var. Peki çok değil mi bunları? Batman'a, Mardin’e, Halfeti’ye kayyum atadı. Gerekçe teröre yardım ve yataklık. Böyle bu adamlar nerede şimdi? Görevden aldınız. Bunlar hain, bunlar suçlu, bunlar PKK'lı dediniz. Adamlar nerede? Elini kolunu sallayarak sokaktalar. PKK'yla suçluyorsun. Örgüt elemanı diyorsun, yardım etti diyorsun, görevden alıyorsun, sokağa salıyorsun. Savcıya niye çıkarıyorsun? Hakimin karşısına niye çıkarıyorsun? Niye girmiyor bunlar? Tesadüfe bakar mısın? Tesadüfe bak. Değerli Türk milleti bunlar samimi değil. PKK'ya bazen yapıyorlar. Bazen arkadan buradan açıyorlar. Sebep ne? Bahçeli baklayı ağzından çıkarttı. Erdoğan'ın 5 yıl daha bu ülkede yönetici olması gerekiyormuş. Bu ülkeyi bir 5 yıl daha yönetmesi gerekiyormuş. Onun için değerli kardeşlerim artık bu düzene, bu adalete ve keyfi yönetime kimsenin tahammülü yok.”
Anka Haber Ajansı