Milli Savunma Komisyonu... Chp'li Genç: Güvenlik Kaygısıyla Hukukun Üstünlüğünü Feda Etmek Devleti Zayıflatır

Milli Savunma Komisyonu... Chp'li Genç: Güvenlik Kaygısıyla Hukukun Üstünlüğünü Feda Etmek Devleti Zayıflatır

TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda 21 maddelik 'Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine başlandı. CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, kanun teklifinin Siber Güvenlik Başkanlığı’nın her türlü fiil ve işlemi denetleyebileceğine ilişkin 8. maddesi hakkında konuştu. Genç, ''Bir yandan vatandaşın kimlik bilgileri çalınırken, diğer yandan bu teklifin, kişisel verilerin korunması yerine denetim adı altında keyfi müdahalelere kapı aralaması kabul edilemez. Kendi verilerini koruyamayan bir sistemin, vatandaşı

(TBMM) - TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda 21 maddelik "Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine başlandı. CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, kanun teklifinin Siber Güvenlik Başkanlığı’nın her türlü fiil ve işlemi denetleyebileceğine ilişkin 8. maddesi hakkında konuştu. Genç, "'Bir yandan vatandaşın kimlik bilgileri çalınırken, diğer yandan bu teklifin, kişisel verilerin korunması yerine denetim adı altında keyfi müdahalelere kapı aralaması kabul edilemez. Kendi verilerini koruyamayan bir sistemin, vatandaşın mahremiyetine bu kadar kolay müdahale etmeye yetkili kılınması, güvenliğin değil keyfiyetin kapısını aralar'" dedi.

Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar başkanlığında toplanan Komisyon'da, CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, kanun teklifinin Siber Güvenlik Başkanlığı’nın her türlü fiil ve işlemi denetleyebileceğine ilişkin 8. maddesi hakkında konuştu. Genç, söz konusu maddenin Siber Güvenlik Başkanlığına geniş yetkiler tanıdığını belirterek, "'Bu yetkilerin nasıl kullanılacağı, hangi sınırlar içinde kalacağı ve bireylerin mahremiyetine nasıl saygı gösterileceği açıkça belirlenmelidir.’’ uyarısında bulundu.

''Güvenlik kaygısıyla hukukun üstünlüğünü feda etmek, devleti zayıflatır’’

Genç, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

''Madde, anayasal düzlemde ciddi soru işaretlerini beraberinde getirmektedir. Özellikle madde metninde, Başkanlık yetkililerinin hâkim kararı olmaksızın konut ve işyerlerinde arama, elkoyma ve kopya çıkarma işlemleri gerçekleştirebileceği düzenlenmektedir. Bu hüküm, Anayasa’nın 21. maddesinde düzenlenen “konut dokunulmazlığı” ve 20. maddesinde güvence altına alınan “özel hayatın gizliliği” ilkeleriyle doğrudan çelişmektedir. Böylesi geniş bir yetki tanımlaması, yargısal denetimi devre dışı bırakmakta ve idari tasarruflara keyfiyet riskini yüklemektedir.

Güvenlik kaygısıyla hukukun üstünlüğünü feda etmek, devleti zayıflatır; çünkü hukuk hem güvenliğin hem de özgürlüğün sigortasıdır. Bu teklifin mevcut haliyle kabul edilmesi, Anayasa’ya aykırılık oluşturacağı gibi, uluslararası insan hakları normlarıyla da çelişecektir. Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki meşru hedeflerine ulaşabilmesi için, bu düzenlemelerin hukuka uygun, şeffaf ve hesap verebilir bir çerçevede yeniden ele alınması elzemdir. Aksi halde, güvenlik adına atılan bu adım, toplumun devlete olan güvenini ciddi şekilde zedeleyecek sonuçlar doğurabilir.

''Kendi verilerini koruyamayan bir sistemin, vatandaşın mahremiyetine bu kadar kolay müdahale etmeye yetkili kılınması, güvenliğin değil keyfiyetin kapısını aralar’’

Geçtiğimiz aylarda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun 108 milyon vatandaşın kişisel bilgilerinin çalındığını doğrulaması, ülkemizin siber güvenlik konusundaki gerçeklikten ne kadar uzak bir yönetim anlayışına sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Daha verilerimize sahip çıkamayan bir sistemin, vatandaşın özgürlüğünü ve mahremiyetini kısıtlayabilecek geniş yetkilere sahip bir otorite oluşturması, toplum nezdinde ciddi bir güven bunalımına yol açmaktadır.

Bir yandan vatandaşın kimlik bilgileri çalınırken, diğer yandan bu teklifin, kişisel verilerin korunması yerine denetim adı altında keyfi müdahalelere kapı aralaması kabul edilemez. Kendi verilerini koruyamayan bir sistemin, vatandaşın mahremiyetine bu kadar kolay müdahale etmeye yetkili kılınması, güvenliğin değil keyfiyetin kapısını aralar.

Bu bağlamda teklifin yeniden ele alınması ve vatandaşların güvenliğini gerçekten sağlamak için bireylerin temel haklarını ihlal etmeden, kamu kurumlarının güvenlik açıklarını kapatmaya odaklanması elzemdir. Aksi halde, bu yasa, siber güvenlik sorunlarını çözmek yerine, halkın devlete olan güvenini daha da sarsan bir düzenlemeye dönüşecektir.''

Anka Haber Ajansı