Gülcan Kış: "Ulusal Çıkarlarımıza Uygun, Yerli Ve Gerçekçi Bir Enerji Politikasına İhtiyacımız Var"

Gülcan Kış: "Ulusal Çıkarlarımıza Uygun, Yerli Ve Gerçekçi Bir Enerji Politikasına İhtiyacımız Var"

CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM'de Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sırasında söz alarak; "Ulusal çıkarlarımıza uygun, dışa bağımlılığı en aza indirgeyen, yerli, kararlı ve gerçekçi bir enerji politikasına acilen ihtiyacımız vardır. Türkiye, enerjide kontrolü eline almadığı sürece dışa bağımlılığa mahkumdur" dedi.

(ANKARA) - CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM'de Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sırasında söz alarak; "Ulusal çıkarlarımıza uygun, dışa bağımlılığı en aza indirgeyen, yerli, kararlı ve gerçekçi bir enerji politikasına acilen ihtiyacımız vardır. Türkiye, enerjide kontrolü eline almadığı sürece dışa bağımlılığa mahkumdur" dedi.

CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, AKP iktidarının 22 yılda doğayı enerji yatırımları yapmak adına tahrip ettiğini belirtti, görüşülen kanun teklifini reddedeceklerini belirtti.

Kış'ın kanun teklifi ile ilgili yaptığı konuşma şöyle:

"TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANI TALAN EDİLİYOR"

"Tam 22 yıldır ülkemizin neredeyse her yerinde, doğamız, enerji yatırımları yapmak adına tahrip edilmiş ve buna da hızla devam edilmektedir. İşte önümüzdeki bu kanun teklifi de, tam da bu amaca hizmet etmek için getirilmiştir. Madencilik faaliyetlerini zorlaştıran bazı uygulamaları daha ortadan kaldırma hedefindedir. Oysaki; orman alanları, tarım alanları, zeytinlikler, turizm alanları zaten yoğun bir tahribat altındadır. Bunun en acı itirafı da kısa süre önce Çevre Bakanı Sayın Özhaseki’den gelmiştir. Bakan, "Her tarafı yemyeşil, zümrüt gibi olan Anadolu coğrafyasını adeta talan ettik. Ağaçlarımızı yok ettik, ormanlarımızı da kel hale getirdik" dedi. Kaz dağlarının, Akbelen’in hali ortada. Sayın Bakan 22 yıllık AKP hükümetinin özetini yapmıştır. Yani Türkiye’nin dört bir yanı talan ediliyor.

"TÜRKİYE GİBİ ÜLKELER İÇİN ÜRETİMDEN TÜKETİME SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ENERJİ PLANLAMASI GEREKMEKTE"

Kanun teklifinin bütününe baktığımızda şunu görüyoruz: Apar topar hazırlanmış, sadece belli bir amaç doğrultusunda Meclis'e getirilmiştir. Birilerine verilmiş sözlerin yerine getirilmesini hedeflemektedir. Ne enerji sektörü temsilcilerine, ne de Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin fikirlerine, başvurulmadığı çok açık şekilde görülmektedir. Ancak Türkiye gibi ülkeler için üretimden tüketime düzgün ve sürdürülebilir bir enerji planlaması gerekmektedir. Çünkü; enerjide dışa bağımlılığımızın yüzde 75'i geçtiği bir süreci yaşıyoruz. Önümüzdeki kanun teklifine bakıyoruz, kamu yararını gözetmeyen, dışa bağımlılığı arttıracak, akıldan, bilimden, gerçekçi enerji politikalarından uzaktır.

"İMAR PLANI YAPILMAKSIZIN DOĞAL ALANLAR ÜZERİNE ENERJİ TESİSİ KURULMASININ ÖNÜ AÇILMAKTA"

Bu teklif ile Dışişleri Komisyonu’nda görüşülmesi beklenen Birleşik Arap Emirlikleri ile enerji anlaşmasının ön hazırlığının yapılmak istendiği açıktır. AKP’nin ekonomik kriz nedeniyle, acil olarak dışarıdan sıcak paraya ihtiyacı olduğunu da hesaba kattığımızda, Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere yabancılara, topraklarımızda rant alanları açıldığı görülmektedir. Yine teklife baktığımızda, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten santral sahiplerine, dövizle alım garantisi verilmektedir. Bu durumun ise, elektrik fiyatlarında ciddi artışları beraberinde getirecek ve vatandaşların faturalarına yansıyacaktır. Düzenleme ile imar planı yapılmaksızın doğal alanlar üzerine enerji tesisi kurulmasının önü açılmaktadır. Kamu kurumları ve ilgili belediyelerin yetkisi altında olması gereken imar planı yetkileri, ortadan kaldırılıyor. Kamuya ait kaynakların verimsiz kullanılması ve denetimin yapılmamasının önü açılıyor.

"TÜRKİYE, ENERJİDE KONTROLÜ ELİNE ALMADIĞI SÜRECE DIŞA BAĞIMLILIĞA MAHKUMDUR"

Nükleer maddelerin taşınması işine dair sigortalama ve teminat yükümlülüğünün, taşımayı yapacak üçüncü tarafa yükletilmesi istenmektedir. Bilindiği üzere, nükleer maddelerin taşınması süreci ciddi riskler barındırmaktadır. Seçim bölgem Mersin’deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin, atıklarının yönetimi konusu bile hala belirlenmemiştir. Akkuyu Nükleer Santral AŞ’nin ve Rosatom’un bu konudaki yükümlülükleri belirsizken, nükleer madde taşıma işinin üçüncü kişilere devri kabul edilemez. İşleten, hukuki sorumluluktan kaçmaktadır. Nükleer madde taşınması sırasında doğacak zararlarla ilgili Türkiye, işletenden bir hak talep edemeyecektir. İşte bu nedenle 14. Madde kanun teklifi metninden çıkarılmalıdır. Ulusal çıkarlarımıza uygun, dışa bağımlılığı en aza indirgeyen, yerli, kararlı ve gerçekçi bir enerji politikasına acilen ihtiyacımız vardır. Türkiye, enerjide kontrolü eline almadığı sürece dışa bağımlılığa mahkumdur.

Anka Haber Ajansı