Gül Çiftci: "Herkesten O Kadar Çok Korkuyorlar Ki Ses Çıkartanları Kendilerine Bir Düşman Gibi Görüyorlar"

Gül Çiftci: "Herkesten O Kadar Çok Korkuyorlar Ki Ses Çıkartanları Kendilerine Bir Düşman Gibi Görüyorlar"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında İstanbul, Ankara ve İzmir'de eylemlere katıldığı gerekçesiyle çok sayıda kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Çiftci, "Gençlerden, öğrencilerden, emekliden, işçiden, işsizden, herkesten o kadar çok korkuyorlar ki ses çıkartan herkesi kendilerine bir düşman gibi görüyorlar. Halbuki bugün bu ses çıkartanların bir kısmı daha önce AKP'ye oy vermiş olabilir. Halbuki bugün se

Haber: İleyda ÖZMEN - Kamera: Gurbetelli YALÇIN

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında İstanbul, Ankara ve İzmir'de eylemlere katıldığı gerekçesiyle çok sayıda kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Çiftci, "Gençlerden, öğrencilerden, emekliden, işçiden, işsizden, herkesten o kadar çok korkuyorlar ki ses çıkartan herkesi kendilerine bir düşman gibi görüyorlar. Halbuki bugün bu ses çıkartanların bir kısmı daha önce AKP'ye oy vermiş olabilir. Halbuki bugün ses çıkartan bu insanların bir kısmı bu gençlerin bir kısmı bugün ilk defa oy kullanabilecek durumda olabilirler. Dolayısıyla aslında bunların oylarına da talip bir siyasi parti olması gerekirken sadece kendi küçük mutlu azınlığıyla otoriterleşen bir sistemle ülkeyi yönetmeye çalışıyor" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde eylemlere katıldığı gerekçesiyle çok sayıda kişi gözaltına alındı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, gözaltılara tepki göstererek şunları söyledi:

"İnsanların en demokratik haklarını aradıkları yer aslında protesto, gösteri, yürüyüş hakkıdır. Anayasaca güvence altına alınmış bir haktır. Ancak tabii ki iktidar partisinin Anayasa'yı tanımadığını daha önce de mevcut birçok örnekte gördük. Dolayısıyla yine Anayasa'yı tanımıyorlar. İnsanlar seslerini duyurmak istiyorlar. Bu da demokratik haklarını kullanmak demektir. Dolayısıyla kabul edilemez bir şey. Ancak bu ülkenin artık yönetilemez halde olduğunu defalarca tekrar ettik. Bu da yönetilemediğinin bir göstergesi. Üniversite öğrencinin sokakta demokratik hakkını en barışçıl yöntemle kullanmasının kime nasıl bir zararı olabilir? Bundan niye korkuyorlar bilmiyoruz. Ama korkuları çok büyük. Gerçekten gençlerden, öğrencilerden, emekliden, işçiden, işsizden, herkesten o kadar çok korkuyorlar ki ses çıkartan herkesi kendilerine bir düşman gibi görüyorlar. Halbuki bugün bu ses çıkartanların bir kısmı daha önce AKP'ye oy vermiş olabilir. Halbuki bugün ses çıkartan bu insanların bir kısmı bu gençlerin bir kısmı bugün ilk defa oy kullanabilecek durumda olabilirler. Dolayısıyla aslında bunların oylarına da talip bir siyasi parti olması gerekirken sadece kendi küçük, mutlu azınlığıyla bir otoriterleşen bir sistemle ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Bu onun göstergesi. Kabulü mümkün olmaz bizim için.

"O pırıl pırıl gençler sadece demokratik haklarını kullanıyorlar"

Hem ilçe başkanlıklarımızda hem il başkanlıklarımıza, bütün Türkiye'de bir hukuk ağı kurduk. Avukat arkadaşlarımız, gönüllü avukat arkadaşlarımız buralarda gözaltına alınan, haksızlığa uğrayan ifadeye çağrılan bütün yurttaşlarımız için desteğe hazırlar. Yerelde hepsinin paylaşımı sosyal medya hesaplarımız üzerinden gerçekleştirildi. Bu konuda baroların desteğini asla unutamayız. Barolar da kendileri bir hat kurdular ve hukuki desteklerini sağlıyorlar. Hepsini takip ediyoruz tüm yurtta. Şu anda Ankara'da hala TEM şubede gözaltına alınan genç arkadaşlarımızın ifadeleri devam ediyor ama güvenlik şubede gözaltına alınan arkadaşlarımız sabah adliyeye çıkartıldı bırakıldı. Bunların hiçbiri kabul edilemez. Bunlar Anayasa ile güvence altına alınmış haklar. Dolayısıyla buradan hiçbir suç çıkartamazlar. O pırıl pırıl gençler sadece demokratik haklarını kullanıyorlar. "

"Sandık koyacağımız yerleri engellemeye çalışıyorlar"

Çiftci, yarın yapılacak ön seçimle ilgili de şöyle konuştu:

"Elbette bütün yurtta birçok ilde dün sabah saatlerinde başlayıp pazartesi geç saate kadar sürecek bir toplantı gösteri yürüyüş yasağı gerçekleştirildi. Ancak siyasi partilerin yani hem Anayasaca güvence altına alınmış hem de Siyasi Partiler Kanunu'yla güvence altına alınmış siyasi partilerin kapalı alanlarda yapmış olduğu siyasi parti faaliyetlerin bu yasaklama kapsamına alınamaz. Dolayısıyla bizler seçimlerimizi il başkanlığımızla, ilçe başkanlığımızda ve çeşitli şekillerde kapalı alanlarda tutmuş olduğumuz yerlere kuracağız. Şimdi dolayısıyla bunların hepsi özel mülk niteliğinde. Ancak çarşıya, pazara kuralım istedik. Sokaklara kuralım istedik. Gelen yurttaşlarımız oy atsın istedik. Gençler Sayın Ekrem İmamoğlu'na mektup yazsınlar istedik. Çocuklar resim yapsın ve göndersin istedik. Ancak bunu engellemeye çalışıyorlar. Bütün il başkanlarım tek tek arıyor sabahtan beri. Valilikler aracılığıyla "Koymayın. Gezici sandıklarını gezdirmeyin. Seyyarlarınızı taşımayın. Oraya gitmeyin. Buraya gitmeyin." O önemli değil. Ben seçmenimle buluşuyorum. Ben yurttaşımla buluşuyorum. Bu benim siyasi parti faaliyeti yapma hakkım. Anayasa'da güvencem. Siyasi parti faaliyeti yapıyorum ben burada. Benim yurttaşımla buluşuyorum. Bu benim siyasi parti faaliyeti yapma hakkım. Benim yurttaşımın evini ziyaret etmem benim üyemin evine gidip çayını içmeme kimse engel olamaz. Benim il ilçe başkanım üyesinin evine gidecek ve çayını içecek üyesinin, bu bundan ibarettir tamamen."

Anka Haber Ajansı