Erdoğan: Atayacağımız 20 Bin Öğretmen İle Eğitim Ordumuzu Güçlendireceğiz

Erdoğan: Atayacağımız 20 Bin Öğretmen İle Eğitim Ordumuzu Güçlendireceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı'nda; "İnşallah bu sene atayacağımız 20 bin yeni öğretmen ile eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. Milli Eğitim Bakanlığımız süreci titizlikle ve şeffaf bir şekilde yürütüyor" dedi.

(İSTANBUL) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı'nda; "İnşallah bu sene atayacağımız 20 bin yeni öğretmen ile eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. Milli Eğitim Bakanlığımız süreci titizlikle ve şeffaf bir şekilde yürütüyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İstanbul'da Ahmet Keleşoğlu Fen Lisesi'nde düzenlenen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı'na katıldı. Erdoğan özetle şöyle konuştu:

"İnşallah bu sene atayacağımız 20 bin yeni öğretmen ile eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. Milli Eğitim Bakanlığımız süreci titizlikle ve şeffaf bir şekilde yürütüyor. Sadece atama boyutunda değil, özlük hakları, mali imkânlar açısında da öğretmenlerimizi destekliyoruz. Söz verdiğimiz üzere öğretmenlerin ek göstergelerini 3600'e çıkardık.

Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi kurulmasıyla ilgili kanunun hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında Meclisimizde görüşmeleri başlayacak. Kur'an-ı Kerim, Hz. Peygamberin hayatı ve çeşitli dersleri seçmeli hale getirdik. Bu sene seçimli dersler havuzunu biraz daha genişlettik.

"Küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğimize inanıyorum"

Çizgi filmlerden sinema yapımlarına, dijital oyunlardan sosyal medyaya kadar pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor. Amerika başta olmak üzere birçok batı ülkesinde ailelerin temel endişe kaynağı çocukları objeleştiren bu sapkın akımlardır. Hep beraber el ele vererek küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğimize inanıyorum.

Meslek liselerinin ve imam hatip okullarının kat sayı engeliyle önü kesildi. Başörtüsü sadece lisede değil, üniversitede, kamuda bile yasaktı. İktidarlarımız döneminde en çetin mücadeleyi işte bu jakoben, yasakçı ve baskıcı anlayışa karşı verdik. Fatih projesinden seçmeli derslere, imam hatiplerin orta kısımlarının açılmasından 4 artı 4 artı 4 sistemine varıncaya kadar eğitimi özgürleştirme yolunda attığımız her adımda belli çevrelerin mukavemeti ile karşılaştık. Açık söylüyorum, birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemediler. Adaletsizliklerin giderilmesini istemediler. Müfredatın zenginleşmesini istemediler.

"Bu ülkenin çocuklarıyla inanç değerleri arasına kimsenin girmesine izin vermeyiz"

Öğrencilerimizin bir sınav öncesinde velileriyle birlikte camiye davet edilmesi, bakıyorsunuz birilerini son derece rahatsız ediyor. Dikkatinizi çekiyorum, burada kimseyi zorlama yok, ayıplamak, kınamak yok sadece gönüllülük esasına göre bir davet var. Ama aralarında gazeteci, siyasetçi, sendikacı olan kimi çevreler buna bile tahammül edemiyor. Güya laiklik maskesi ile kendi zihin dünyalarındaki faşizmi gizlemeye çalışıyorlar. Laikliği din ve inanç karşıtlığı gibi anlayan ve bunu herkese dayatan 28 Şubat artıklarına biz bugüne kadar boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyiz. Bu ülkenin çocuklarıyla inanç değerleri arasına kimsenin girmesine de izin vermeyiz. Milletin evlatlarının camiye gidiyor, namaz kılıyor, başörtüsü takıyor diye fişlendiği, baskıya uğradığı, ötekileştirildiği günler artık geride kaldı.

Bir avuç azınlığın sessiz çoğunluğun haklarını nasıl kolayca gasp ettiğini gördükçe üzülüyorum. Demokrasimiz adına hicap duyuyorum. İnşallah milletimizin ve yarınlarımız olan evlatlarımızın böyle bir duruma düşürülmesine, haklarına, hukuklarına ve özgürlüklerine el uzatılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.

"Ben de babayım. Dört çocuğumun dördü de imam hatip mezunu"

Pedagojik değil tamamen ideolojik kaygılarla eğitim hamlemize karşı çıkanları bir an önce kendilerini sorgulamaya davet ediyorum. Bu meseleyi ideolojik kavgalarınıza meze yapmaktan gelin lütfen vazgeçin. Gelin, evlatlarımızın gelecekleri, başarıları ve hayalleri arasına girmeyin. Ben de babayım. Dört çocuğumun dördü de imam hatip mezunu. Bunların içinde Harvard'ı bitiren var, London School of Economics'i bitiren var, demek ki bak oluyor. Buraları bitirdiler, imam hatipten oralara geçtiler. E ben bu evlatlarımla iftihar ediyorum. Mesele imam hatip bitirmek değil, imam hatipten sonra bu yavrularımız nereleri bitirecek, o. Demek ki oluyor. Bu çocuklarımızla iftihar ediyoruz. Harvard ise Harvard, London School of Economics ise London School of Economics, bak hepsine gidiyorlar.

"Eğitim-öğretim hakkının önündeki engelleri biz kaldırdık"

Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti olması gerçeğinden hareketle, öncelikle eğitim-öğretim hakkının önündeki engelleri biz kaldırdık. Çok engeller vardı. "Kaldırın şu engelleri" dedik ve kaldırdık. Öğrencilerimizi okumaya, araştırmaya, düşünmeye sevk eden bir eğitim-öğretim sistemini yerleştirmeye çalışıyoruz. Eğitim sistemlerinin amacı iletişim becerisi yüksek, değişime uyum sağlayan, bilgi-iletişim teknolojilerini verimli kullanan, kendisiyle ve toplumla barışık, bilgili, bilinçli, bilge ve özgür bireyler yetiştirmektir. Bizim de gayemiz ülkemizi 2053 ve 2071 vizyonuna taşıyacak öncü fıtrat üzere iyilik odaklı, hak ve hakikat aşığı bir nesle sahip olmaktır.

Milli Eğitim Bakanlığımız ülkemizin Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşmasında şüphesiz öncü rol üstlenmektedir. Maarif Modeli milletimizin köklü tarihini, kültürünü, değerlerini, geçmişten gelen birikimini merkeze alan bir bakış açısıyla hazırlanmıştır. Modelimiz uluslararası standartlar gözetilerek günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır. Yeni müfredatımızla öğrencilerimizin milli, manevi ve insani değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran, sorgulayan, dikkat ve farkındalığı gelişmiş, eleştirel bakabilen, çözüm odaklı, sorumluluk sahibi yetkin şahsiyetler olarak yetiştirilmesini hedefliyoruz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile eğitim-öğretim sistemimizin merkezine aldığımız insanı sosyal ve manevi girişim yönleriyle bütüncül olarak ele alıp, onu bu yönleriyle geliştirmeye çalışıyoruz. Bu anlayışla evlatlarımızın kendilerine, ailelerine ve topluma karşı saygılı, çevreye, canlılara ve eşyalara değer katan sosyal sorumluluk programını eğitimimizin ayrılmaz bir parçası hâline getirdik. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimiz ile öğrencilerimizi yarıştırıcı ve ayrıştırıcı anlayışlardan uzak, bireysel farklılıkları göz önüne alan, onların öğrenme ihtiyaçlarına ve hızlarına uygun farklılaştırılmış öğretim yaklaşımını önemli bir yenilik olarak hayata geçirdik.

Yarın ve pazar günü Yükseköğretim sınavlarına girecek öğrencilerimize şimdiden başarılar diliyor, Allah zihin açıklığı versin diyorum."

Anka Haber Ajansı