Diyarbakır Barosu’ndan Devlet Bahçeli’ye Yanıt: Dilimiz De Duruşumuz Da Hedefimiz De Hukuku Ve Barışı Amaçlar
Diyarbakır Barosu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugün grup toplantısında baroya yönelik yaptığı suçlamalar üzerine açıklama yaptı. “Dilimiz de duruşumuz da hedefimiz de hukuku ve barışı amaçlar” başlıklı açıklamada, “Yangın faciasından sonra sosyal medya hesaplarından nefret içerikli paylaşımları yapanlara karşı yapılan eleştiriyi anlamlı bulmakla birlikte baromuza yönelik itham edici ve hedef gösterici ifadelere sessiz kalmamız mümkün değildir” denildi.
(DİYARBAKIR) – Diyarbakır Barosu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugün grup toplantısında baroya yönelik yaptığı suçlamalar üzerine açıklama yaptı. “Dilimiz de duruşumuz da hedefimiz de hukuku ve barışı amaçlar” başlıklı açıklamada, “Yangın faciasından sonra sosyal medya hesaplarından nefret içerikli paylaşımları yapanlara karşı yapılan eleştiriyi anlamlı bulmakla birlikte baromuza yönelik itham edici ve hedef gösterici ifadelere sessiz kalmamız mümkün değildir” denildi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’deki grup toplantısında, Diyarbakır Barosu’nun yangın faciasında sosyal medyada yapılan nefret içerikli paylaşımlara ilişkin suç duyurusunda bulunulmasına yönelik sarf ettiği sözlere Diyarbakır Barosu’ndan yanıt geldi. “Dilimiz de duruşumuz da hedefimiz de hukuku ve barışı amaçlar” başlığıyla yapılan açıklamada, Bahçeli’ye tepki gösterildi.
Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı konuşmaya da yer verilen açıklamada, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, partisinin grup toplantısında 20.06.2024 tarihinde Diyarbakır ve Mardin illerimizde yaşanan yangın faciasına ilişkin değerlendirmelerde bulunurken; ‘Yangını Bahane ederek potansiyel nefretlerini dışa vuran, kinlerini deşifre eden her kim ve kimler varsa tescilli Türkiye muhalifi ve milli birlik muarızıdır. Diyarbakır Barosu’nun 22 Haziran’da yaptığı açıklamada, sosyal medya aracılığıyla Kürt kökenli kardeşlerimize hakaret ve nefret içerikli paylaşımlarda bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade edilmiştir. Hiçbir Türk vatandaşı böylesi bir fahiş ve feci yanlışın içinde olamaz. Hiçbir sağduyu ve vicdan sahibi Türk vatandaşı bu tip ayırıcı ve bölücü bir komplonun kıyısında köşesinde, yanında yöresinde yer alamaz. Sosyal medyada tedavüle sokulan kara kampanyanın, müfteri ve müfsit ifadelerin failleri bu milletin zaten evladı olarak görülemez. Ancak Diyarbakır Barosu’nun sivri ve sipariş açıklamasıyla hangi emel ve hedefleri canlı tutmak istediği de gözden uzak tutulamaz’ şeklinde bir açıklaması olmuştur” denildi.
Açıklamada, yangın faciasından sonra sosyal medya hesaplarından nefret içerikli paylaşımları yapanlara karşı yapılan eleştiriyi anlamlı bulmakla birlikte, baroya yönelik itham edici ve hedef gösterici ifadelerin kabul edilemez olduğuna vurgu yapıldı.
Diyarbakır Barosu’ndan yapılan açıklama şöyle:
“Diyarbakır Barosu’nun, kurulduğu günden beri adalet ve insan hakları mücadelesiyle yarattığı kimliğin, hukuk camiasında ve toplum nezdindeki saygın yeri herkesin malumudur. Diyarbakır Barosu’nun bu kimliği, şüphesiz sağduyulu ve her türlü güç odağından bağımsız tutumunun eseridir. Diyarbakır Barosu, tüm zorlu koşullarda bu kimliğinden taviz vermediği gibi bu kimliğini korumak adına ağır bedeller ödemiş bir kurumdur. 22 Haziran 2024 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz suç duyurusuyla; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi ‘nefretlerini dışa vuran, kinlerini deşifre edenlere’ yönelik yargı makamlarının hukuki süreci başlatması, yıllardır süre gelen nefret içerikli ve ayrımcı dilin cezasız kalmaması ve bir daha benzer söylemlerin önüne geçilerek toplumsal barışa ve bir arada yaşama kültürüne katkı sunmak amaçlanmıştır. Nitekim Avukatlık Kanunu’nun barolara, hukukun üstünlüğünü koruma ve insan haklarını savunma sorumluluğunu yüklediğini bir kez daha hatırlatmakta fayda görmekteyiz. Bu vesileyle ifade etmek isteriz ki Diyarbakır Barosu’nun dili, hukuk ve adaletin dili; açıklamaları, tarihsel tutumuyla uyumlu kurumsal duruşunun eseri; hedefi ise adil ve barışın hakim olduğu toplumsal bir yaşam düzeninin inşasına katkı sunmaktır.”
Anka Haber Ajansı