Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Siyasette 'Normalleşme' Çabamız Aslında Muhalefeti Normalleştirme Çabamızdır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Siyasette 'Normalleşme' Çabamız Aslında Muhalefeti Normalleştirme Çabamızdır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de partisinin grup toplantısında; "Bizim siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle 'normalleşme' çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir. Hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir. Dilini, söylemini siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani yumuşaması gereken, normalleşmesi gereken muhalefettir" dedi. Erdoğan Cumhur İttifakı'nın ise, "omuz omuza yürüdüğünü" söyledi.

(TBMM)- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de partisinin grup toplantısında; "Bizim siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle "normalleşme" çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir. Hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir. Dilini, söylemini siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani yumuşaması gereken, normalleşmesi gereken muhalefettir" dedi. Erdoğan Cumhur İttifakı'nın ise, "omuz omuza yürüdüğünü" söyledi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan’ın Cumhur İttifakı'nın "omuz omuza yürüdüğü"ne vurgu yaptığı toplantıda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Erdoğan'ın görüşmelerinden görüntülerin yer aldığı bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

İsrail'in Kurban Bayramı'nda da Gazze'ye yönelik saldırılarının devam ettiğini dile getiren Erdoğan, "İkazı da burada yapmak durumundayım; Gazze'yi yakıp yıkan İsrail'in şimdi de gözünü Lübnan'a diktiği anlaşılıyor. Batılı güçlerin kameralar önünde farklı konuşsalar da perde arkasında İsrail'in sırtını sıvazladıklarını, hatta desteklediklerini görüyoruz. Lafa gelince özgürlükten, insan hakları ve adaletten dem vuran devletlerin Netanyahu gibi bir ruh hastasının esiri olmaları son derece vahimdir, zavallılıktır. Netanyahu'nun Batı’nın da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları açık söylüyorum, büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı Batı’dan önce İslam alemi ve Ortadoğu'daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Buna fırsat vermememiz lazım. Türkiye kardeş Lübnan halkının ve devletinin yanındadır. Bölgedeki diğer ülkeleri de Lübnan ile dayanışma içinde olmaya davet ediyorum" dedi.

"Büyükşehir belediyeleri yangına müdahalede görevlerini yapmadılar"

Mardin Mazıdağı'nda çıkan yangında hayatını kaybedenlere baş sağlığı dileyen Erdoğan, DEM Parti'yi eleştirdi. Erdoğan, şunları söyledi:

“Devletimizin ilgili tüm kurumları ilk andan itibaren yangını söndürmek için seferber olmuş yangına müdahale noktasında gereken yapılmıştır. Yangına müdahale öncelikle büyükşehir belediyelerinin sorumluluğunda olmasına bunlar görevlerini yapmamalarına rağmen bakanlığımız ve il valilerimiz olaya süratle vaziyet etmişlerdir... 15 insanımızı insanımızı kaybettiğimiz bir felekat üzerinde tepinenleri Allah'a ve milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Öyle siyasi bir fırsatçılıkla karşı karşıyayız ki bunları konuşmaya hicap ediyoruz. Hava ve kara araçlarıyla yangını söndürmek için canını dişine takarak çalışıyor diğer taraftan bir avuç kefen hırsızı selden kütük kapma yarışına giriyor... Kimse kusura bakmasın ama bunun adı siyasi nebbaşlıktır. Mardin'deki taziye evinde DEM Partili provokatörlerin sergilediği kepazelik ise bunların milletin değerlerinden nasıl yoksun olduğunu göstermiştir... Bunların kimin vekili olduğu milletçe birleştiğimiz spor müsabakalarında da ortaya çıkıyor. AK Parti olarak Kandil'in ayak takımına meydanı bırakmadık."

Erdoğan, CHP'yi de eleştirerek iki parti arasında yapılan görüşmelere ilişkin şunları söyledi:

"AK Parti kurulduğu günden itibaren bugüne kadar kutuplaşmanın, kamplaşmanın tarafında hiç olmadı asla ve asla gerilim siyaseti gütmedi... AK Parti Türkiye'de kutuplaştırıcı kamplaştırıcı ayrıştırıcı siyasetin her zaman mağduru olmuştur. Darbe senaryolarını bize karşı yazdılar. 27 Nisan'da muhtırayı AK Parti'ye vermek istediler. Gezi vandalizminin hedefi yine bizdik. 17-25 Aralık'ta bize yargı darbesi yapmak istediler. 15 Temmuz'da doğrudan doğruya bizi hedef aldılar. Bölücü teröründe, FETÖ'nün hedefi daima biz olduk. Son 22 yılda bunlar gibi nice ihanet ve vesayet girişimi yaşadık.

"Gezi'ci vandallara siyasi himaye sağladılar"

Tüm bu saldırılarda ana muhalefet partisi bırakın bizim yanımızda durmayı hukukun, demokrasinin hatta siyasetin yanında bile yer almadı. Geriye dönüp bakın anamuhalafetin AK Parti'ye yönelik her saldırının yanında durduğunu hatta kışkırttığını görürsünüz. Tükiye'yi kampa, kutuplara bölerek ayakta kalma mücadelesi içinde olduklarını görürsünüz. FETÖ'cü hainlerden Gezi'ci vandallara kadar bunlar demokrasi düşmanlarının hepsine siyasi himaye sağladıklarını görürsünüz. 14-28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi siyasi çıkarları uğruna toplumun fay hatlarıyla oynamaktan çekinmediklerini görürsünüz.

"Yumuşaması gereken, normalleşmesi gereken muhalafettir"

Bizim siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle "normalleşme" çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir. Hançerleri kınına koyacak olan muhalefettir. Dilini, söylemini siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani yumuşaması gereken, normalleşmesi gereken muhalafettir.

"İktidar ile ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz"

Bizim son bir yılda üst üste yaşanan üç seçim sebebiyle artan siyasi tansiyonu düşürmek için attığımız adımları kimse yanlış anlamasın, iktidar partisi ile ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz. Uzlaşma olur, normalleşme olur, yumuşama olur ama ittifak olmaz. Zira iktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetin de demokrasinin de çok partili sistemin de fıtratına aykırıdır. Biz de böyle bir çaba içerisinde değiliz. Ülkemize ve devletimizin güvenliğine dair konularda ortak bakış açısını yakalamaya çalışıyoruz. Sivil ve özgürlükçü anayasa, terörle mücadele ve dış politika gibi milli meselelerde iç cepheyi sağlamlaştırmanın gayretindeyiz...

"Yumuşak başlıyız ama uysal koyun da değiliz"

Tüm samimiyetimize ve iyi niyetimize rağmen muhalefetin çabalarımıza nasıl karşılık verdiğini görüyorsunuz. Biz milletimizin çıkarları yapıcı davranmaya çalışırken CHP Genel Başkanı'nın nezaket üslubunu da aşarak siyaseti nasıl gerilime sürüklemeye çalıştığını bütün milletimiz izliyor. İadeyi ziyaretimizin üzerinden daha iki gün geçmeden yapılan ve dozu sürekli arttırılan çiğlikleri herkes takip ediyor. Karşımızdakilerin ciddi hazım problemi yaşadıkları anlaşılıyor. Biz 22 yıldır kimi zaman yalnız kimi zaman da samimi dostlarımızla bu yolu yürüyoruz. Bu 22 yıl boyunca CHP'den hoşgörü de nezaket de görmedik bundan hiçbir şey de kaybetmedik. Bugün de siyasi bir kazanç peşinde değiliz. İstiyoruz ki CHP gerilim siyasetini artık bıraksın, normalleşsin milli iradeyle barışsın... Yumuşak başlıyız ama kimse unutmasın boynu çekilecek uysal koyun da değiliz.

"Diyalog süreci parti içi iktidar kavgasına kurban edilmemelidir"

Çıkmışlar sabah akşam suç ortaklığından bahsediyorlar. Suç ortağı arayanlar nereden geldiğini ve nereye gittiğini tam olarak açıklayamadıkları para kulelerine baksınlar. Suç arayanlar sözde kent uzlaşısında kimlerle yol yürüdüklerini sorgulasınlar... Muhalefetten yapıcı davranmalarını bekliyoruz. Diyalog süreci parti içi iktidar kavgasına kurban edilmemelidir. Biz rahatız. Eleştiri sınırlarını aşan yakışıksız ifadeleri sineye çekmeyiz. Birilerinin ortaklık arayışı AK Parti'nin 22 yıllık hizmet mirasından pay kapmaksa kimseyi başarı hikayemize ortak etmeyiz.

"MHP ile omuz omuza yürüyoruz"

Cumhur İttifakı Türkiye'nin bekasının teminatı olmuştur. Yol arkadaşımız MHP ile omuz omuza yürüyoruz. Cumhur İttifakı her ne kadar farklı siyasi partilerin bir araya gelmesinden teşekkül etmiş olsa bile Türkiye adına birdir tek yürektir tek ruh tek vücuttur. Cumhur İttifakı'nın herhangi bir üyesine yapılan saldırı ittifakının birliğine yapılmıştır. Bu saldırılara eyvallah demeyiz. Oynanan oyunun farkındayız. İtibar suikastlarıyla bitleri kanlanan FETÖ'nün tetikçi kalemleriyle nereye varılmak istendiğini çok iyi biliyoruz. Gerek Sayın Bahçeli gerek şahsım yapılan saldırıları ve karanlık odaları net biçimde görüyoruz. Bunların meselesi MHP'den ziyade Türkiye'nin güvencesi olan Cumhur İttifakı'dır. Bu tuzağa düşmeyeceğiz. 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı sapasağlam ayaktadır. Milletimizin selameti için ayakta kalacaktır."

"Enflasyonun ateşinin düştüğünü hep birlikte göreceğiz"

Kızılcahamam kampında AKP'nin takviminin netleştirildiğini söyleyen Erdoğan, "Önceki gün MYK toplantısında bazı illerimizde nöbet değişimine gittik. Kendi takvimimiz ve harekat planımız çerçevesinde başka tasarruflarda da bulunacağız. Hayat pahalılığı sorununu kalıcı refah artışını sağlayarak çözeceğiz. Önümüzdeki aylardan itibaren enflasyonun ateşinin düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Parlamentonun kapanışıyla birlikte bu yaz mevsimini yoğun bir çalışmayla sürdüreceğiz. Partimizdeki yenilenme sürecini harekete geçireceğiz" dedi.

Anka Haber Ajansı