Chp’nin Eğitim Maratonu... Eğitim-sen Genel Başkanı Irmak: "bugün Yaşanan Sorunların Temeli 4+4+4 İle Atıldı”
CHP'nin gerçekleştirdiği Eğitim Maratonu'nda konuşan Egitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, "Geçtiğimiz dönemlerde eğitim alanında çok önemli gelişmeler oldu. Bugün yaşanan olumsuzlukların temeli 4+4+4 ile atıldı" dedi.
(ANKARA) - CHP'nin gerçekleştirdiği Eğitim Maratonu'nda konuşan Egitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, "Geçtiğimiz dönemlerde eğitim alanında çok önemli gelişmeler oldu. Bugün yaşanan olumsuzlukların temeli 4+4+4 ile atıldı" dedi.
CHP tarafından eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çekmek üzere Anıt Park’ta halka açık olarak düzenlenen 24 saat sürecek Eğitim Maratonu devam ediyor.
Maratonun ilk oturumunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adını taşıyan yeni müfredat konuşuldu. Moderatörlüğünü CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş’ın yaptığı oturumda, Prof.Dr Dilek Gözütok, Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Safa Yenice konuştu.
Eğitim maratonunun ikinci oturumunda “Erken Çocukluk Eğitimi” ele alındı. Marmara Üniversitesi’nden Prof.Dr. Özgül Polat, İstanbul Kültür Üniversitesi’den Prof.Dr. Mehmet Toran ve Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit görüşlerini dile getirdi.
“Cumhurbaşkanı’nın aklına Gezi geliyor”
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak da yaptığı konuşmada, “Geçtiğimiz dönemlerde eğitim alanında çok önemli gelişmeler oldu. Bugün yaşanan olumsuzlukların temeli 4+4+4 ile atıldı” dedi.
Yeni eğitim öğretim müfredatına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Irmak, şunları kaydetti:
“Yapmak istedikler şey Fen Lisesi’nin müfredatını İmam Hatip Liseleri ile bütünleştirmek istiyorlar. Bunu ÇEDES ile yapmaya, din derslerinin sayısını artırarak yapmaya çalıştılar. Eğitimde ciddi bir devrime ihtiyaç var. Müfredatın her şeyi tartışmalı. Hiçbir soruna çözüm üretmeyen bir müfredat ile karşı karşıyayız. Ücretli öğretmenlik meselesi, toplumsal cinsiyet eşitliği, laik eğitim yeni müfredatta yok. Çocuk sömürüsü ve işçiliğini meşrulaştırma var. Gelecek ümitlerini yerle bir ettiğimiz çok sayıda öğrenci var. Eğitim meselesi memleket meselesidir. Eğitimde asıl hedef, ülkeyi gelecek kuşaklara taşımak. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile yapmak istedikleri şey yüzyıl öncesinin karanlık eğitimini, dini eğitime dayanan, laik bilimsel eğitimi içermeyen bir eğitim sistemi. Bu müfredatın geri çekilmesi için platform kurduk. Çünkü bizim bunlara karşı mücadele edebilme yöntemimiz halkla birlikte olmadığı sürece mümkün olmuyor. Biz Meclis’in yanında günlerce nöbet tuttuk. Bizi oradan çıkardılar. Cumhurbaşkanı’nın aklına Gezi geliyor. Eğitimde devrimi birlikte yapacağız.”
“İktidar saldırılarını eğitime yönetmektedir”
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Safa Yenice de konuşmasında, “31 Mart yerel seçim zaferi Türkiye'de yeni bir başlangıcı olmuştur. Bu toplumsal muhalefetin umutlarını canlandırmıştır” dedi. “İktidar yeni bir kimlik inşa etmektedir. Bunu da Cumhuriyet kültürünü, kimliğini yok ederek yapmaya çalışmaktadır” ifadelerini kullanan Yenice şunları söyledi:
“Akıl ve bilimden, laiklikte uzak çalışmalar eğitim alanında dayatılmaktadır. Karşı devrim çabalarını büyük adımlarla sürdürmek istemektedir. Eğitimin özgürlük, yurttaşlık, laik Cumhuriyet'e sahip çıkma mücadelesi oldugunu hep aklımızda tutmalıyız. İktidar saldırılarını eğitime yönetmektedir.”
"Çok büyük bir nitelik sorunumuz var"
Marmara Üniversitesi'nden Özgül Polat, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Benim araştırmam 2019 yılında yapıldı. 2019 yılında Türkiye'nin 81 ilinde görev yapan okul öncesi eğitim öğretmenine ulaştım. 2 bin 752 kişiye ulaştım. Bu rapor bize gösteriyor ki okul öncesi eğitimde çok fazla niceliksel artış var. Ancak çok büyük bir nitelik sorunumuz var. Şu anda yaşadığımız sorun da 2000'li yılladan günümüze gelen sorunlar. Biz bu sorunlara çok ciddi tedbirler almak zorundayız. 2019 yılında yapılan çalışmalar şunu gösterdi, öğretmenlerin yüzde 41,2'si alanda okul öncesi eğitim programının eğitimini almadan öğretmenlik yaptılar. Öğretmenlerin yüzde 57'si özgür ve yaratıcı düşünemiyor. Yapılan çalışmalara göre, şu anda itibaren 17 yıl bizim okul öncesi öğretmene ihtiyacımız yok. Bunun nedeni ise açıköğretimle yapılan eğitimler. Zorluklarla dolu bir eğitim-öğretim yılı bizi bekliyor."
"Türkiye'de okul öncesi eğitime ilişkin bilinç gelişmemiştir"
İstanbul Kültür Üniversitesi’den Prof. Dr. Mehmet Toran, şöyle konuştu:
"Okul öncesi eğitim Türkiye'de köklü bir geçmişe sahip. Ancak bu köklü geçmiş Türkiye'de sorunları da beraberinde getirmekte. Bu sorunlardan en önemlisi; Türkiye'de okul öncesi eğitime ilişkin bir bilincin gelişmemiş olmasıdır. 0-6 yaş aralığında 8,5 milyon çocuk okul öncesi eğitim çağındadır. 0-3 yaş arasında bulunan 4 milyon çocuk okul öncesi eğitim hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Bununla birlikte 3-6 yaş arasında da 2 milyon çocuk okul öncesi eğitime erişmemektedir. Kadınların çalışma alanında olması için erken çocukluk eğitim hizmetlerinin sunulması gerekiyor. Çocukların en az 1 yıl okul öncesi eğitimden yararlanması gerekiyor. Bu eğitimin ise ücretsiz, bilimsel ve kamusal olması gerekiyor.
En son 2023 yılının Mayıs ayında okullardan ücret alınmayacağı söylendi, aynı yıl Ekim ayında ise velilerden aidat ücreti istendi."
"Onlar, ülkeyi Ortadoğu karanlığına taşımak istiyor"
Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit de şunları söyledi:
"Bir toplumu yok etmek istiyorsanız, atom bombasına ve füzeye gerek yok. O toplumun eğitim sistemini ve ahlaki değerlerini zayıflatırsanız toplum yok olur. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu durumun temelinde, eğitime yapılan darbelerin olduğunu düşünüyorum. Ama ülkemizi düştüğü yerden kaldıracak olanın da yine eitim olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla bu inançla çıktığımız yolda, aldığımız görevlerde buna hizmet etmeye çalıştık. Bizim, özellikle eğitim konusunda iktidarla tamamen zıt görüşlerimiz var. Onlar, ülkeyi Orta Doğu karanlığına taşımak isterlerken, biz çağdaş medeniyetler seviyesine taşımak isteyen bir yönetim anlayışını savunuyoruz."
Anka Haber Ajansı