Chp'li Pala, “Çevresel Riskler Ve Siyanürlü Madencilikle İlgili Sorularımız Yine Yanıtlanmadı”
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın soru önergesine 10 ay sonra yanıt vermesine tepki göstererek “Önergedeki 10 sorunun önemli bir bölümü yanıtsız veya eksik kalırken, ekolojik risk analizleri, siyanürlü madenciliğin yarattığı tehlikeler ve Erzincan İliç’te yaşanan çevre felaketi gibi kritik başlıkların kapsamlı biçimde açıklığa kavuşturulmaması, soru işaretlerini derinleştirdi” dedi.
(ANKARA) - CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın soru önergesine 10 ay sonra yanıt vermesine tepki göstererek “Önergedeki 10 sorunun önemli bir bölümü yanıtsız veya eksik kalırken, ekolojik risk analizleri, siyanürlü madenciliğin yarattığı tehlikeler ve Erzincan İliç’te yaşanan çevre felaketi gibi kritik başlıkların kapsamlı biçimde açıklığa kavuşturulmaması, soru işaretlerini derinleştirdi” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, su havzalarındaki ekolojik risk ve etki değerlendirme faaliyetlerine ilişkin 20 Şubat 2024 tarihinde dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesine 10 ay sonra yanıt verilmesiyle ilgili yazılı açıklama yaptı.
Pala, soru önergesinde, akarsu sistemlerinde kimyasal kirliliğin hangi düzeyde izlenip değerlendirildiği ve “Ekolojik Risk Değerlendirmesi” ile “Olasılıksal Ekolojik Risk Değerlendirmesi” gibi bilimsel yöntemlerin uygulanıp uygulanmadığı, su havzalarında herhangi bir maruziyet, etki ve risk analizi yapılıp yapılmadığı, Bakanlığın kirlenme olasılığı yüksek bölgelerde bir karar destek sistemi kullanıp kullanmadığını sormuştu. Siyanürle altın üretimi yapan 20 madenin çevresindeki su kaynaklarının denetlenip denetlenmediği, Erzincan İliç’te yaşanan altın madeni kaynaklı sızıntı sonrası hangi analizlerin yapıldığı, Bakanlığın siyanürlü madencilik faaliyetlerinin insan sağlığına ve çevreye etkilerini izlemek için bir eylem planı devreye sokup sokmadığı gibi sorular da önergede yer almıştı.
"Herhangi bir istatistiksel veri veya saha verisi paylaşılmadı"
Pala, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından verilen yanıtta, özellikle siyanürle altın madenciliği yapılan 20 madenin aylık veya yıllık siyanür ölçüm sonuçları, Erzincan İliç maden kazasının detaylı incelemeleri gibi konularda herhangi bir istatistiksel veri veya saha verisinin paylaşılmadığını belirtti. Kurum’un yanıtında; "Ülke genelinde madencilik faaliyetlerine yönelik yeraltı suyu kirliliği izlemelerinin Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ekindeki Tablo 23-1’e göre yürütüldüğü" belirtildi. Ayrıca 2014’ten bu yana Ergene, Gediz, K. Menderes, K. Ege, Sakarya ve Susurluk havzalarında Evsel ve Endüstriyel Kirlilik İzleme Programı yürütüldüğü ve buralarda toplam siyanür ölçümünün de yapıldığı, “endişe edici bir durumun tespit edilmediği” kaydedildi.
Pala, “Ekotoksikolojik izleme/değerlendirme prosedürleri” ve “Ekolojik Risk Değerlendirmeleri” ile hangi su havzalarında bu analizlerin yapıldığına dair olduğuna dair net bilgi talebine Bakanlığın “ekotoksikolojik izleme yapılmamaktadır” şeklinde kısa bir yanıt verdiğini bildirdi.
"Bilimsel çalışmalara ihtiyaç var"
CHP’li Pala, bakanlığın izlemediği veya sınırlı izlediği parametrelerin ülke su havzaları için büyük riskler barındırdığını hatırlatarak, “Su kalitesini, kimyasal kirliliği ve ekolojik riskleri bilimsel olarak ölçmedikçe, siyanürle madencilik gibi çok riskli bir faaliyette toplum sağlığını koruduğumuzu söyleyemeyiz. “Olasılıksal Ekolojik Risk Değerlendirmesi”, uluslararası literatürde sıkça kullanılan bir yöntem. Bu yöntemler ülkemizde neden yok sayılıyor, neden ‘ekotoksikolojik izleme’ yapılmıyor, sorularımız cevapsız” dedi. Pala, “Ekolojik risk analizlerinde uluslararası kılavuzlara ve multidisipliner yaklaşımlara ihtiyaç var. Ne yazık ki bakanlık yanıtında bunların hiçbiri yer almıyor” değerlendirmesini yaptı.
Her bir madende siyanür ölçümlerinin aylık veya yıllık dağılımının paylaşılmamasını eleştiren Pala, “Siyanürün yeraltı ve yüzey sularına, tarım arazilerine, nehir ekosistemine karışıp karışmadığı hayati bir sorudur. Milyonlarca insanın kullandığı su havzalarında, hangi ölçüm değerlerinin hangi standarda göre normal veya tehlikeli sayıldığına dair şeffaf veri olmaması büyük bir eksiklik” dedi.
"Erzincan İliç’teki felakete ilişkin sorular geçiştirildi"
Pala, Erzincan İliç’teki faciayla ilgili “Hangi tarihlerde, hangi laboratuvarlarda ne tür analizler, hangi parametreler için yapıldı” sorusuna Bakanlığın sadece genel bir denetim uygulandığı ve cezai yaptırımların devrede olduğu yanıtını verdiğini belirterek “Ancak hangi noktalarda su/ toprak/ çökelti analizlerinin gerçekleştirildiği, raporların nerede yayımlandığı, siyanür konsantrasyonunun ölçüm sonuçlarının neler olduğu gibi sorulara dair tek satır bilgi bulunmuyor. İliç örneği, siyanürlü madencilikte en somut, en güncel ve en trajik olaylardan biri. Yine de bakanlık topu taca atıyor. Bu da yurttaşların güvenini sarsıyor” dedi.
"Yönetmelikler su kaynaklarımızı güvende tutmaya yetiyor mu bilinmiyor"
Önergeye verilen yanıtta kısmen değinilen “Evsel ve Endüstriyel Kirlilik İzleme Programı”nın 2014 yılından bu yana birkaç havzada yürütüldüğü bilgisinin yeterli olmaktan uzak olduğunu kaydeden Pala, şunları kaydetti:
“Programda siyanür ölçümü yapıldığı belirtilse de, bu ölçümlerin nasıl raporlandığı, hangi yöntemlerle analitik tutarlılık sağlandığı, maruziyet ve ekolojik risk gibi uluslararası standart parametrelerin uygulanıp uygulanmadığı açıklanmıyor. Siyanürün izin verilen sınırların altında çıktığı açıklaması da hangi bölgelerde, hangi dönemlerde ölçüm yapılmıştır sorusuna gerçekçi bir veri sağlamıyor. Yönetmelikler su kaynaklarımızı güvende tutmaya yetiyor mu, bunun denetimi söz konusu mu, bu da bilinmiyor. Neyin nasıl ‘endişe verici’ sayıldığına dair nesnel bir çerçeveye ihtiyacımız var”
"Farklı Bakanlar, aynı tutum"
Aradan geçen 10 ayda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda bakan değişikliği yaşandığına dikkat çeken Pala, “Soruyu Mehmet Özhaseki’ye sormuştuk, yanıt Murat Kurum’un döneminde geldi. Fakat yaklaşıma baktığımızda, bakan değişikliği sorularımızın detaylarını karşılamaya yetmemiş. Demek ki kurumsal olarak, çevre yönetimi ve ekolojik risk gibi konuları geçiştiren bir anlayış hâkim” dedi. Pala, soru önergesinde belirtilen konuların aydınlatılmamasının bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayarak “Şeffaf, bilimsel temelli ve uluslararası standartlarda ekolojik risk analizi yapılmadığı sürece, altın madenciliği gibi faaliyetler halk sağlığını tehdit etmeyi sürdürecek. Benzer şekilde, ülkenin dört bir yanındaki su havzalarında, kimyasal kirlenmenin uzun vadeli etkileri hiç dikkate alınmıyor olabilir. Bu da ekosistemde geri dönülmez tahribatlar yaratır" ifadelerini kullandı.
Anka Haber Ajansı