Chp'li Nermin Yıldırım Kara: Hatay'ın Tarlalarındaki Bir Küçülme Türkiye'nin Sofrasından Eksilme Demektir
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’daki pamuk üreticilerinin yaşadığı sorunlarla ilgili "Hatay’ın tarlalarındaki bir küçülme, Türkiye’nin sofrasından eksilme demektir. Çiftçilerimiz de tarlalarını küçültmemek, kaygı duymadan ekebilmek, maliyetlerin altında borca düşmemek için seferber olmuş durumdalar. Tarım, bu kadar plansızlığı kaldıracak bir sektör değildir. Gıda güvenliğinden söz ettiğimiz yerde, çiftçilerimizi kollayacak bir planlamadan bahsetmeye de mecburuz” açıklamasını yaptı.
(ANKARA) - CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’daki pamuk üreticilerinin yaşadığı sorunlarla ilgili "Hatay’ın tarlalarındaki bir küçülme, Türkiye’nin sofrasından eksilme demektir. Çiftçilerimiz de tarlalarını küçültmemek, kaygı duymadan ekebilmek, maliyetlerin altında borca düşmemek için seferber olmuş durumdalar. Tarım, bu kadar plansızlığı kaldıracak bir sektör değildir. Gıda güvenliğinden söz ettiğimiz yerde, çiftçilerimizi kollayacak bir planlamadan bahsetmeye de mecburuz” açıklamasını yaptı.
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’daki pamuk üreticilerinin sorunlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kara, şunları kaydetti:
"Ülkemizin tarım alanında ne kadar büyük bir üretim gerçekleştirdiği, eskiden, daha fazla vurgulanan bir gerçekti. Hem toplumsal yapımızın değişmesi hem de tarımda kendine yeterlilik politikalarının terk edilmesi, bu gerçeğin üzerini örtmüş durumda. Bu da tarımdaki sorunların tartışılmasını, gerçekçi çözümler bulmasını ya yavaşlatıyor ya da tamamen engelliyor. Tam da bu nedenle, Hatay’da tarımın ne kadar önemli bir geçim kaynağı olduğunu vurgulamamız gerekiyor. İlimizin toplam 552 bin hektarlık yüzölçümünün 275 bin hektarı tarım alanı olarak kullanılır. Topraklarımızın yarısından fazlasında, Amik Ovası’nda yoğunlaşan ama kıyı ovalarında da sürdürülen bir tarım üretimi söz konusudur. Bazı ilçelerimizde tarım alanları, toplam ilçe yüzölçümünün yüzde 90’ına yaklaşan genişlikte bir alan kaplar. Uygun toprak ve iklim koşulları sayesinde Hatay, ülkemizin tarımsal ürün zenginliğinin küçük bir yansımasıdır. Hatay’ın tarlalarındaki bir küçülme, Türkiye’nin sofrasından eksilme demektir. Çiftçilerimiz de tarlalarını küçültmemek, kaygı duymadan ekebilmek, maliyetlerin altında borca düşmemek için seferber olmuş durumdalar. Tarım, bu kadar plansızlığı kaldıracak bir sektör değildir. Gıda güvenliğinden söz ettiğimiz yerde, çiftçilerimizi kollayacak bir planlamadan bahsetmeye de mecburuz.
"Tüm çiftçilerimizin karşılaştığı sorunlar, pamuk üreten çiftçilerimizi de vurdu"
Pamuğun ‘beyaz altın’ olarak nitelenmesinin bir sebebi var. Ulusal Pamuk Konseyi’nin 2023 yılı sektör raporunda da belirttiği gibi, alan verimliliği en yüksek bitkilerden birisi. Rapora göre pamuk, ‘Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler’ grubunda buğdaydan sonra ikinci büyük hasılaya sahiptir. Sadece tekstilde değil, otuz civarında sanayi kolunda, ham madde olarak kullanılmakta; böylece birden fazla alanda katma değer üretimine olanak tanımaktadır. En fazla ‘beyaz altın’ üretimi yapılan şehirlerin başında da Hatay gelmektedir. Hatay İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri, 2023 yılında, 139 bin ton kütlü pamuk üretimi yaptığımızı gösteriyor. Bu üretim, 2,6 milyon tonluk ulusal üretimin yüzde 9’una karşılık geliyor ve Hatay’ı ulusal pamuk üretiminde 4’üncü sıraya yerleştiriyor. Ancak taban fiyatın düşük tutulması, girdi maliyetlerinin artması gibi tüm çiftçilerimizin karşılaştığı sorunlar, pamuk üreten çiftçilerimizi de vurdu. Reyhanlı ilçemiz başta olmak üzere, çiftçilerimiz bizi gördüklerinde, verdikleri çabanın karşılığını alamadıklarından, borçlanmak zorunda kaldıklarından dert yanmaya başlıyor. Tüm pamuk tarlalarında benzer şikayetleri dinliyor, bunlara bir çözüm bulunmadığını müşahede ediyoruz.
"Yerli üretimi artıracak yeni bir tarım politikası oluşturulmalıdır"
Ulusal Pamuk Konseyi raporu, çiftçilerimizin endişelerini doğrulayan bulgular içermektedir: Ulusal ölçekte, 1 kilogramlık kütlü pamuk üretim maliyeti, bir yıl içinde yüzde 68 artmıştır. Maliyet ve fiyat arasındaki fark ise, 1 kilogram kütlü pamuk başına, 7 lira 25 kuruşluk bir zarara neden olmuştur. Bu farkın oluşması destekleme ve taban fiyatın düşük kalmasından kaynaklanmıştır. Bu nedenle, partimizin daha önce yaptığı çağrıyı yinelemek gerektiğini düşünüyoruz: Pamukta taban fiyat, en az 30 lira olacak şekilde ayarlanmalıdır. Ancak daha önemlisi, her zaman vurguladığımız gibi, yerli üretimi artıracak yeni bir tarım politikası oluşturulmalıdır. Bu politikanın yokluğunu, pamuk ekimi yapılan alanların azalmasında takip edebiliyoruz: 2004 yılında 6,4 milyon dekarlık alanda kütlü pamuk ekilirken, 20 yılın sonunda bu alan 4,7 milyon dekara düşmüştür. Önlem alınmamakta ısrar edilirse ‘beyaz altın’ sadece adından ibaret kalacak, tüm değerini yitirecektir."
Anka Haber Ajansı