Chp'li Jale Nur Süllü: "Kadınların Siyasette Temsiliyeti Artmalı"
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 90. yıldönümü ve Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Süllü, "Cumhuriyet’e borçlu olduğumuz seçme ve seçilme hakkının elde edilmesinin üzerinden 90 yıl geçmiş olmasına karşın, kadınların karar mekanizmalarında yeterince yer alamaması ve TBMM’de düşük oranla temsiliyeti, kabul edilebilir bir durum değil" dedi.
(ANKARA) - CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 90. yıl dönümü ve Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Cumhuriyet’e borçlu olduğumuz seçme ve seçilme hakkının elde edilmesinin üzerinden 90 yıl geçmiş olmasına karşın, kadınların karar mekanizmalarında yeterince yer alamaması ve TBMM’de düşük oranla temsiliyeti, kabul edilebilir bir durum değil" dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 90. yıl dönümü ve Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Süllü'nün açıklaması şöyle:
"Dünyada, yüzyıllarca süren kadın hak mücadeleleri tarihi ile kıyaslandığında, tarihimizde Tanzimatla başlayan, Meşrutiyetle şekillenen kadınların toplumsal yaşamda var olma çabalarının ve ilk siyasal girişiminin de Cumhuriyetin ilanı ile kazanıma dönüştüğünü görüyoruz. 1923 yılında Kadınlar Halk Fırkası adı ile kadın partisi kurma girişimi, 1909’dan beri yürürlükteki Seçim Kanunu nedeniyle Türk Kadınlar Derneği’ne dönüşmesi ile sonuçlanmıştı. Kadınlar, Atatürk’ün peşi sıra devrimleri ile eğitim, toplumsal yaşam, iş ve aile yaşamında pek çok kazanımlar elde etseler de siyasal hakları için, 1930 yılına dek beklemek zorunda kalmışlardı.
3 Nisan 1930 tarihinde Belediye Kanunu ile Belediye seçimlerine katılma, 26 Ekim 1933’te Köy Kanunu’nda değişiklik ile muhtarlık ve köy ihtiyar heyeti seçimlerinde seçme, seçilme hakkı elde etmişlerdir. 5 Aralık 1934’de Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanunu'nda değişiklik öngören yasa önerisinin oybirliği ile kabul edilmesiyle 20 yaş üstü kadınlar seçme, 30 yaş üstü kadınlar, seçilme hakkı elde etmişlerdi.
Burada dikkat çekmek istediğim nokta, tam 90 yıl önce, Atatürk’ün önderliğinde tamamı erkek olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde, kadınların milletvekili olarak seçme ve seçilme hakkının oybirliği ile kabul edilmiş olmasıdır. Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadınlar ile ilgili verilen yasa tekliflerinin, araştırma önergelerinin içinde kadınların da bulunduğu iktidar partileri tarafından reddedildiği düşünüldüğünde, liderlerin, mevcut iktidarın kadına bakış açısının önemi, bir kez daha gözler önüne serilmektedir.
"TBMM'de kadın temsiliyeti neden hala yetersiz?"
1935 seçimlerinde 17 kadın milletvekili temsiliyeti ile dünyada ikinci sırada yer alan Türkiye günümüzde 2023 seçimlerinde yüzde 20,1 kadın milletvekili oranı ile Cumhuriyet tarihimizin en yüksek oranına sahipse de dünya sıralamasında Moritanya’dan sonra 113. sırada yer almaktadır.
Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde etmesini kutladığımız bugünlerde, Atatürk Devrimleri’nin en önemlilerinden birisi olan siyasal hak kazanımları ile minnetle gurur duyuyorsak da Ata’mızın söz ettiği gibi, yetki ve yeterlilikte sahip olamamayı, toplumun yüzde 50’sini oluşturan kadınların karar mekanizmalarında yeterince yer almamasını, hele hele Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu denli düşük oranla temsil edilmesini kabul etmiyoruz.
"En büyük engel toplumsal cinsiyet eşitsizliği"
Kadınların siyasete katılımında en büyük engel, erkek egemen toplumda var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğu gibi, düşük oranlı temsiliyet, demokrasinin gerekliliklerinin yerine getirilmesinde ve kadınların mevcut sorunlarının çözümü önünde de engel oluşturmaktadır.
Bu gün yakındığımız, eşit ise eşit ücret arayışı, kadın yoksulluğu, kadının istihdamda yeterince yer almaması, kayıt dışı çalışması, çalışma hayatına atılmada engel olan çocuklarını bırakacakları kurumlardan yoksunluğu, iş yerlerinde uygulanan mobing, reklamlarda, dizilerde kadın bedeni ve kimliğinin sömürülmesi, çocuk evlilikler, çocuk yaşta gebelikler, kadının uğradığı, fiziksel, cinsel, psikolojik, dijital şiddet ve her geçen gün artan kadın cinayetlerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı olduğunu söylüyoruz. Kadın temsiliyetinin, kadınlara ait deneyim ve düşünceleri siyasete taşıyarak yeni bakış açıları ve yöntemlerle demokrasiyi zenginleştireceği; erkek egemen bakışı dengeleyeceği ve tek uçlu politikaların üretilmesine de engel olacağı kesindir.
"Siyasi partiler yasası değişmeli"
Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak, kadınların siyasette temsilinin artırılması gerektiğine yürekten inanıyoruz. Bu alan, siyasi partilerin uygulamalarına, karar vericilerine bırakılacak bir alan değildir; olmamalıdır. Siyasal Partiler Yasası’nda bir değişikliğe ihtiyaç olduğu açıktır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, 27. Dönemde Meclis’e sunduğumuz Siyasi Partiler Yasası’nda kadınların siyasette yüzde 50 temsiliyetle yer almasını sağlayacak olan kanun teklifi, AKP ve MHP oylarıyla reddedilmişti. Ancak, biz bu mücadelemizden vaz geçecek değiliz. Mücadelemize devam edeceğiz. Daha özgür, daha eşit, tüm farklılıklarıyla barışık demokrasi ortamını vatandaşlarımızla hep birlikte gerçekleştireceğiz."
Anka Haber Ajansı