Chp'li Gökçe Gökçen: "Aym'nin İptal Ettiği Düzenlemeler, Yürütme Tarafından Meclis’e Dayatılıyor"
CHP Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi’ne ilişkin “Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemeler ya tekrar aynen getiriliyor ya da ufak değişiklikler yapılarak getiriliyor. AYM kararları hakkında ‘usuli iptal’ diye bir kavram uydurmuşsunuz. Yürütmenin Meclisimizin alanına girmesinden en ufak bir mahcubiyet, bir özür, bir iyi niyet beyanı bile olmadan aynı maddeler yürütme tarafından Meclis’e dayatılıyor” diye kon
(TBMM) - CHP Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi’ne ilişkin “Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemeler ya tekrar aynen getiriliyor ya da ufak değişiklikler yapılarak getiriliyor. AYM kararları hakkında ‘usuli iptal’ diye bir kavram uydurmuşsunuz. Yürütmenin meclisimizin alanına girmesinden en ufak bir mahcubiyet, bir özür, bir iyi niyet beyanı bile olmadan aynı maddeler yürütme tarafından Meclis’e dayatılıyor” diye konuştu.
CHP Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, TBMM Genel Kurulunda Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi üzerine konuştu. Gökçen, Genel Kurul gündemine gelen her kanun teklifinin görüşmesinde ortak bir sorun olduğunu söyleyerek “Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemeler ya tekrar aynen getiriliyor ya da ufak değişiklikler yapılarak getiriliyor. AYM kararları hakkında ‘usuli iptal’ diye bir kavram uydurmuşsunuz. Yürütmenin meclisimizin alanına girmesinden en ufak bir mahcubiyet, bir özür, bir hatayı tekrarlamama, bir iyi niyet beyanı, bir utanma bile olmadan aynı maddeler yürütme tarafından Meclis’e dayatılıyor” dedi.
“Kanun tekliflerinde etki analizi yönteminin kullanılması şeffaflığı sağlıyor”
Bu durumun alışkanlık haline getirildiğini belirten Gökçen, kanun yapımı açısından hiç görülmemiş bir yetki gaspının sistematik olarak işletildiğini söyledi. Gökçen, düzenleyici etki analizinin birçok ülkede kullanılan bir yöntem olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
“Bir kanun teklif ya da tasarısı sunulacağı zaman bu düzenleme ile neyi değiştirmeyi amaçlıyoruz? Yani yürürlükteki kanunlarda ne sorun var da değiştiriyoruz? Ekonomide hangi etkileri olacak, bütçede nasıl bir yer tutacak? Maliyeti ne olacak? Çevresel etkileri ne olacak? Çevreye zarar verecek mi? Uluslararası anlaşmalar bakımından nasıl değerlendirilmesi gerekecek? Bu kanun değişikliğiyle beraber hangi kanun ve yönetmeliklerde değişiklik ihtiyacı doğacak? İyi işleyen hukuk sistemlerinde kanunlar bu sorulara cevap verilerek getiriliyor. Demokrasilerde etki analizleri hazırlanıyor, raporlanıyor ve Resmi Gazetelerde yayımlanıyor. Böylece konunun uzmanları, ilgili alanda çalışan meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri ve yurttaşlar raporu görebiliyor. Bu yöntem kanun yapımında hem şeffaflığı sağlıyor, hem de muhalefetin sürece katılımının daha nitelikli olmasına yarıyor. Hukuk kurallarını, kanıtlara dayalı olarak yapmayı sağlıyor. Bunun yanında, hesap verilebilirliği ve kanun yapım sürecine paydaşların katılımını da sağlıyor. Türkiye’de de etki analizinin kökleri bir süredir mevzuatta var. Bu yüzden biz de önümüze getirilen bütün kanun tekliflerinde bu sorulara cevap arıyoruz, ‘etki analizi neden bize getirilmedi’ diyoruz.”
“Etki analizlerini halktan ve milletvekillerinden saklayacaksanız neden hazırlıyorsunuz?”
Sorunun bambaşka olduğunu söyleyen Gökçen, etki analizinin neredeyse hiçbir kanun için yapılmadığına dikkat çekerek “Etki analizi yapılan kanunların analizlerine ben bir milletvekili olarak bile ulaşamıyorum. Tüm komisyonlara telefon açtık, var olanları tek tek sorarak edinmeye çalıştık. Çok az sayıda analize ulaştım. Bunlar da tüm sorulara yanıt vermeyen analiz raporları oldu. Bu analizleri halktan da milletvekillerinden de saklayacaksanız neden hazırlıyorsunuz?” diye sordu.
“Halkın size verdiği yetkiyi, Anayasa’ya aykırı olarak devrediyorsunuz”
Gökçen, 2022 yılında Cumhurbaşkanlığının mevzuat hazırlama hakkında yönetmelik çıkardığına değinerek şöyle dedi:
“Milletvekilleri tarafından TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifleri bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır.’ Aynı yönetmeliğin 26. Maddesine bakıyorum, ‘Kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi taslakları için düzenleyici etki analizi hazırlanır.’ Yönetmeliğin Eklerine bakıyorum. EK-4’te ‘… KANUNU TASLAĞI’ olarak bir kanun nasıl yazılır, bunu göstermiş. Aynı yönetmeliğin içinde başında ‘kanunlar bunun kapsamı dışındadır’ demişsiniz çünkü erkler ayrılığı var, aynı yönetmeliğin 26. maddesinde ve eklerinde kanunun nasıl yapılacağını yönetmelikle bize anlatmaya çalışıyorsunuz. Burada defalarca söyledik. Önümüze getirilen hiçbir kanun teklifini siz hazırlamıyorsunuz. Yürütmede hazırlanıyor, imzalarınızı ekliyorsunuz. Anayasa’ya karşı suç işliyorsunuz. Halkın size verdiği yetkiyi, Anayasa’ya aykırı olarak devrediyorsunuz.”
“FETÖ vari şafak operasyonlarıyla halkın iradesini gasp edeceğinizi zannediyorsunuz”
Mevzuat hazırlama yönetmeliğinin çelişkisinin kendi iddialarının kanıtı olduğunu söyleyen Gökçen, şöyle devam etti:
“Ama sizin halkın iradesine düşmanlığınız yeni değil. Türkiye’nin en büyük ilçesinde Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, siz görüşüne başvurduğunuzda, teşekkür yazıları yazdığınızda, saygın bilim insanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nden belediye başkanı seçildiğinde terörist. Bir itibarsızlaştırma kampanyasıyla, FETÖvari şafak operasyonlarıyla halkın iradesini gasp edeceğinizi, bir Kürt siyasetçiyi haksız yere cezaevinde tutabileceğinizi zannediyorsunuz. Esenyurt’ta, Ovacık’ta, Mardin’de, Batman’da ve diğer yerlerde kayyum kılıklı işgalcilerle, halkın özgür düşüncesini, kendinize düşman görüyorsunuz. Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ı, iki koluna girerek babasının evinden ne ile suçlandığını bile bilmeden gözaltına aldığınızda görüntüleri çeksin diye kameraları apar topar çağırdığınızda, 31 Mart sonuçlarıyla sizin canınızı sıkan Rıza Akpolat’tan değil, size bir tek belediye meclis üyesi bile vermek istemeyen Beşiktaşlılardan intikam alıyorsunuz.
“Hâlâ İmamoğlu davasına bakan hakimi neden sürdüğünüzü tüm Türkiye’ye açıklayacaksınız”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kamuoyunda “Ahmak” davası olarak bilenen davaya atıfta bulunan Gökçen, “Davalarla, siyasi yasak tehditleriyle aklınızca siyaseti dizayn edeceksiniz. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisindeki temsilcinizin sözüyle söylüyorum, İmamoğlu davasına bakan hakimi neden sürdüğünüzü hâlâ tüm Türkiye’ye açıklayacaksınız” dedi.
“İstanbul Barosu’na en son Kenan Evren’in yaptığı gibi kilit vurmaya kalkacaksınız”
Gökçen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetiminde görevlerine son verilmesi için açılan davayı hatırlatarak “İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetimindeki avukatları itibarsızlaştırma çabanız yine sonuç vermediği için İstanbul Barosu’na en son Kenan Evren’in yaptığı gibi kilit vurmaya kalkacaksınız. Bu şekilde sadece baroları değil, tüm meslek örgütlerini işgal kampanyanıza ‘zamanlaması manidar’ bir başlangıç yapacaksınız” diye konuştu.
“Süreç başarıyla sonuçlanırsa sahibi, başarısızlık olursa mağduru olma yollarını yapacaksınız”
“Kimsenin içeriğini bilmediği, halktan sakladığınız, Meclis’ten kaçtığınız eksik bir barıştan bahsedecek, aynı anda Kürt sorununun varlığını bile inkâr edeceksiniz” diyen Gökçen, şunları söyledi:
“Bir taraf Türkiye ve Suriye haritaları üzerine ‘Barış’ yazarken, Cumhurbaşkanı’nın buna dair görüşlerini hiç kimse bilmeyecek. Başarıyla sonuçlanırsa sahibi, başarısızlık olursa mağduru olma yollarını yapacaksınız. Demokratikleşme adımlarından kaçarken, Kürtçeyi duyduğunuz anda sizde alerji yaparken, Barış Akademisyenlerini Anayasa Mahkemesi kararına rağmen şeytanlaştırırken dönüp ‘bana faydan olmazsa daha fazla belediyeni elinden alırım, daha fazlanızı hapse koyarım’ diyeceksiniz.”
Anka Haber Ajansı