Chp Grup Başkanvekili Günaydın: "İbb'den O Kayyumu Nasıl Gönderdiysek Esenyurt'tan Da Göndereceğiz"
Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınarak yerine kayyum atanmasına yönelik CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın açıklamalarda bulundu. Çelik "Kendi halkından korkan, kendi yurttaşlarından korkan bir iktidar, Esenyurt'un dört bir yanını abluka altına almış durumda" dedi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da İçişleri Bakanı'nın bir zamanlar İBB'ye kayyum olarak atandığını hatırlatarak, "O kayyumu nasıl gönderdiysek Esenyurt'tan da göndereceğiz ay
Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: HAKAN KAYA
(İSTANBUL) - Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınarak yerine kayyum atanmasına yönelik CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın açıklamalarda bulundu. Çelik "Kendi halkından korkan, kendi yurttaşlarından korkan bir iktidar, Esenyurt'un dört bir yanını abluka altına almış durumda" dedi. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da İçişleri Bakanı'nın bir zamanlar İBB'ye kayyum olarak atandığını hatırlatarak, "O kayyumu nasıl gönderdiysek Esenyurt'tan da göndereceğiz aynısını yapacağız" ifadelerini kullandı.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden alınarak yerine kayyum atanmasına yönelik akşam saatlerinde CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın birer açıklama daha yaptı.
Özgür Çelik açıklamasında şunları söyledi:
"Esenyurt halkının iradesine ikinci kez darbe vurulmasıdır"
“Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, bir şafak operasyonu ile gözaltına alındı. Dayanaksız iddialarla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yerine bir kayyum atandı. Seçmen iradesine Esenyurt iradesine bir darbe vuruldu. Bugün de Esenyurt’ta seçmen iradesine ikinci bir darbe gerçekleşti. Belediye Meclis üyelerimize atanmış kayyum tarafından bir tebligat yapıldı ve "belediye meclisin, komisyonların encümenin görevleri ve yetkileri ikinci bir talimata kadar memur üyeler tarafından yönetilecektir" denildi. Atanan kayyumun imzasıyla belediye meclis üyelerimize bugün akşam saatlerinde tebliğ edilen bu belge Esenyurt halkının iradesine ikinci kez darbe vurulmasıdır.
"Esenyurt Belediyesi'nde bugün suç işlendi"
Biz bugün sabahın erken saatlerinden itibaren Cumhuriyet Halk Partisi'nin heyetiyle Esenyurt’taydık. Esenyurt'ta bugün belediye binasını ziyaret edip meclis üyelerimizle buluşmak istedik. Bugün İstanbul'un 39 ilçesinde önce meclis grubu toplantıları, arkasından meclis toplantısı gerçekleşiyor. Esenyurt'ta da meclis grup toplantısı gerçekleşecekti. Bir grup arkadaşımız sabahın erken saatlerinde belediye binası içerisindeki meclis odasının önüne gittiler. Bir grup arkadaşımız da binanın dışında kaldılar. İçeriye alınmadılar, içerideki belediye meclis üyelerimiz Cumhuriyet Halk Partisi'nin grup toplantı salonuna giremediler. Çünkü gittiklerinde o kapıların kilitlenmiş olduğunu ve tabelasının oradan söküldüğünü gördüler. Ve biz de dışarıdaki meclis üyelerimizle birlikte milletvekillerimiz içeriye girmek istedi. Açıkça Esenyurt Belediyesi'nde bugün suç işlendi. Talimatla görev yapan bir grup insan açıkça suç işleyerek hem dışarıdaki milletvekillerimizin hem meclis üyelerimizin içeriye girmesini engelledi hem de belediye içerisindeki meclis üyelerimiz tartaklanarak, darp edilerek belediye binasının dışına çıkartıldılar. Bu bir suçtur. Milletvekillerinin dokunulmazlığı vardır. Belediye meclis üyeleri denetim yetkisini halktan almış meclis üyeleridir. Milletvekilleri ve seçilmiş meclis üyeleri belediyenin herhangi bir birimine girebilirler. Orada birtakım denetlemeleri gerçekleştirebilirler. Bu yönüyle bir suç işlenmiştir Esenyurt'ta.
"Türkiye bir mülteci krizinin ortasında olmayacaktı"
Hem belediye meclis üyelerimiz tartaklanarak hem içerideki arkadaşlarımız dışarıya çıkartılarak hem içeridekilerin dışarıya çıkması engellenerek bir suç işlenmiştir. Bugün genel başkan yardımcımız sayın Gül Çiftçi'nin başkanlığında hukuk komisyonumuz suç duyurusuyla ilgili hazırlıkları yaptı. Suç duyurumuzu gerçekleştiriyoruz. Bu suçun karşısında gerekli hukuki girişimlerde bulunuyoruz. Ve bugün Esenyurt'ta hem belediye binası hem Esenyurt'un sokakları, hem parkları, bir abluka altına alındı. Hem Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilçe binası bir abluka altına alındı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilçe binasına girmemiz engellendi. O ablukayı aşarak partili arkadaşlarımızla birlikte ilçe binasına girdik. Ancak şunu ifade etmek isterim. Esenyurt Belediyesini demir bariyerlerle abluka altına alanlar Esenyurt'un parklarını abluka altına alanlar Cumhuriyet Halk Parti’si ilçe binasını abluka altına alanlar eğer bu ülkenin sınırlarını demir bariyerlerle bu şekilde koruyabilselerdi bugün Türkiye bir mülteci krizinin ortasında olmayacaktı. Eğer o sınırlar konulsaydı bugün Türkiye'nin bir mülteci sorunu olmayacaktı.
"Kendi halkından korkan bir iktidar kendi yurttaşlarından korkan bir iktidar"
Bugün Esenyurt'ta çocuklar parklara giremiyorlar. Parklar abluka altına alınmış durumda. Kaldırımdan insanlar yürüyemiyorlar. Çocuklar okullarına gidemiyorlar. Kadınlar kaldırımdan yürüyemiyorlar. Çünkü kendi halkından korkan bir iktidar kendi yurttaşlarından korkan bir iktidar, Esenyurt'un dört bir yanını abluka altına almış durumda. Şunu da ifade etmek isterim. Cumhuriyet Halk Partisi zalimin zulmüne, zemlerinin ayazına kim varsa onların yanındadır. Bugün Türkiye'de bir demokrasi darbesi de Mardin'de, Batman'da, Halfeti'de yaşandı. Mardin'de, Batman'da, Halfeti'de seçilmiş belediye başkanları görevlerinden el çektirilerek yerlerine kayyum atandı. O belediye başkanları 31 Mart’tan önce Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) seçim kuruluna adaylık başvurularını yapmışlardı. Aday olmalarının önünde herhangi bir engel görülmediği için aday olmuşlardı. Aday oldukları yerlerde komşularının, hemşerilerinin desteğiyle seçimleri kazandılar ve bugün Mardin'de, Batman'da, Halfeti'de 31 Mart'tan önce aday olmaları konusunda engel olmaya herhangi bir engel olmayan belediye başkanları görevden alındı ve yerlerine kayyum atandı.
"Özer, valilik resepsiyonuna katılmıştı. Orada İstanbul Valisiyle tokalaşmıştı kucaklaşmıştı. Ve bir gün sonra Esenyurt'a da kayyum atandı"
Ve daha ötesi şu, bundan tam bir hafta önce Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk'le el ele, bir aileyi barıştırmak için aynı alandaydılar. Ve bundan bir hafta önce 29 Ekim'de valiliğin davetiyle Esenyurt Belediye Başkanı Profesör Doktor Ahmet Özer, valilik resepsiyonuna katılmıştı. Orada İstanbul Valisiyle tokalaşmıştı kucaklaşmıştı. O resepsiyonda bir aradaydılar. Ve bir gün sonra Esenyurt'a da kayyum atandı. Ve Belediye Başkanımız tutuklanarak cezaevine atıldı. Şunu ifade etmek isteriz Türkiye'nin neresinde olursa olsun hangi zaman diliminde olursa olsun bir belediye başkanı da herhangi bir sebeple görev yapamaz hale gelmişse o belediye meclis üyeleri içerisinden bir seçim yapılarak yeni belediye başkanının da göreve gelmesi gerekir. Belediye başkanlarının tutuklanması, görevlerinden el çektirilmesi, millet iradesine darbedir. Ama başka bir sebeple Belediye Başkanı görev yapamaz hale gelmişse yerine kayyum atamak yerine belediye meclis üyeleri içerisinden bir seçimin yapılarak sürecin devam ettirilmesi gerekir.
"Ve millet darbecilere günü geldiğinde gereken cevabı yeniden verecektir"
Bugün şu anda burada Esenyurt'ta Esenyurt meydanındayız. Yarın sabah yine Esenyurt Belediyesi'nin önünde milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla, ilçe başkanlarımızla meclis üyelerimizle yarın sabah Esenyurt Belediyesi'nin önünde olacağız. Yarın gün boyu Esenyurt'ta sivil toplum kuruluşlarıyla, muhtarlarla derneklerle buluşacağız. Yine yarın burada saat 17.00’de bir demokrasi nöbetini yine gerçekleştireceğiz. Az önce avukat arkadaşlarımız Silivri Cezaevinden geldiler. Profesör Doktor Ahmet Özer'in bize ve sizlere de selamlarını getirdiler. Biz de buradan Silivri Cezaevi'ne bir selam gönderiyoruz. Ve kayyumlarla mücadele etmeye devam edeceğiz diyoruz. Bu mücadeleyi halkımızla birlikte vereceğiz diyoruz. Çünkü biliyoruz ki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ve millet darbecilere günü geldiğinde gereken cevabı yeniden verecektir"
Çelik'ten sonra konuşan Gökhan Günaydın şunları söyledi:
“2002’den bu yana bu memleketi adeta bir karanlık tünelin içinden geçer gibi izliyoruz”
"Esenyurt, Türkiye'nin en kalabalık ilçesi. Esenyurt aslında burası bir canlı kent suçları müzesi. Çünkü 2019’a kadar burayı yöneten zihniyet imar uygulamalarıyla burayı adeta bir rant merkezi haline getirdi. Yeşili boğdu, insanları betonun içerisinde hapsettiği ve güzel Esenyurt'u içinden çıkılamaz bir kaosa sürükledi. 2002’den bu yana bu memleketi adeta bir karanlık tünelin içinden geçer gibi izliyoruz. AKP’nin bu memlekette rahat bir nefes almamıza izin vermeyen politikalarıyla canımıza tak etti. Artık yeter demenin zamanı geldi mi arkadaşlar? Artık yeter. Bir sabah, Ahmet Özer'i yatağından alıyorsunuz. Savcılık adeta AKP'nin basın bildirisi gibi bir itibar cellatlığına savunuyor. Bir itibar cellatlığını iddialar üzerinden masumiyet karinesini hiçe sayarak Türkiye toplumuna ilan ediyor. Buradan söyleyelim hazırladıkları fezlekeyi savcılık kağıdını ve emniyet ifadesini Sulh Ceza Hakimliği tutanaklarını satır satır okuduk. Ahmet Özer 10 küsur yıldır arkadaşımdır. Düşünceleri bellidir, 40’tan fazla kitabı, yüzlerce makalesi vardır. Neyine, neyine tahammül edemiyorsunuz söyleyeyim. Bir susturamadığınız bir Kürt aydınıdır ona tahammül edemiyorsunuz. İki, toplandınız hep beraber. 2019’da nasıl kaybettiyseniz 2024’te daha büyüğünü kaybettiniz. Esenyurt belediye başkanlığını halkın iradesiyle aldı ona tahammül edemiyorsunuz.
“İstanbul Belediyesi’nden o kayyumu nasıl gönderdiysek Esenyurt'tan da göndereceğiz”
Bugün seçilmiş belediye başkanı Silivri'deyken daha dün Beyoğlu'nun kaymakamını 12 saat vali yardımcısı yaptılar ve Esenyurt'a kayyum olarak atadılar. Bunun utancını yaşamak yerine fotoğraf çektiriyor ve bir marifetmiş ki o fotoğrafı kamuoyuyla paylaşıyor. Atanmışlar, seçilmişlerin koltuklarına bir süre oturabiliyorlar. Maalesef bu hukuksuzlukta bunlara tanıklık ediyoruz. Ancak ben Beyoğlu Kaymakamına bugünün Esenyurt kayyumuna buradan seslenmek istiyorum. Seni oraya atayanın kim olduğunu biliyoruz. Oraya atayan iradenin farkındayız ama bir de bir talimat var. O talimatın altına. İçişleri Bakanı imza atıyor değil mi? Seni kayyum olarak buraya gönderiyor. O bir zamanlar İstanbul Belediyesine kayyum olarak atanmıştı. Hatırlıyor musunuz? İstanbul Valisiyken. Şimdi söyleyelim İstanbul Belediyesi’nden o kayyumu nasıl gönderdiysek Esenyurt'tan da göndereceğiz aynısını yapacağız.
“Vatandaşın gönlündeki yerinizdir önemli olan”
Biz burada bir demokratik dayanışma göstermek zorundayız. Çok güzel bir laf var ya hep beraber ya hiçbirimiz. Dayanışmayı göstermek zorundayız. 30 Ekim’de Esenyurt'a kayyum atanmıştır. Şimdi de bu sabah nereleri duyduk? Mardin'i duyduk değil mi? Batman'ı duyduk değil mi? Halfeti duyduk değilmi. Bakın arkadaşlar, Esenyurt'a ses çıkartan Mardin’e sessiz kalırsa, Batman’a ses çıkartan Esenyurt’a sessiz kalırsa yeniliriz. Bu bir demokrasi mücadelesidir. Hep beraber dayanışma göstereceğiz. Mardin'de Ahmet Türk'ü görevden aldılar. Ahmet Türk yaşını başını almış bir siyasetçi, olgun bir siyasetçi. Yaşamında 2014’de Mardin halkı onu göreve getirdi. 2014’te kayyumla görevden aldılar. Sonra 2019’da Mardin halkı onu bir daha seçti. Yeniden kayyumla görevden aldılar. 2024’de Mardin halkı yeniden Ahmet Türk dedi, Ahmet Türk bu sabah 05.00’de bir tebligat daha yine görevden almışlar. Peki hiç düşünmüyor musunuz? Sizin terörist dediklerinizi o halk her gün yeniden seçiyor. Hiç mi düşünmüyorsunuz? Vatandaşın gönlündeki yerinizdir önemli olan. Önemli olan birinin, bir başkasını terörist, vatan haini olarak ilan etmesi değildir.
"Sen bunu bize hukuk olarak dağıtacaksın. Biz de kabul edeceğiz öyle mi? Yağma yok"
Vatandaşın gönlünde nasıl bir yer tutuyorsunuz? Mesele odur. Arkadaşlar kayyum atanan her yerde talebimiz şudur. Bize hukuk diye 2016’nın altının OHAL KHK'sını gösteriyorsunuz. Yazıklar olsun! Yazıklar olsun! Çünkü ortağınız size bir darbe girişiminde bulunmuştu 2016’da. Üzerinden geçti sekiz yıl. Türkiye'nin demokratikleşmesi adına hiçbir adım atamadınız. 2016 KHK'sını bize hukuk diye önümüze dayıyorsunuz. Neymiş? Efendim belediye başkanını terör suçundan görevden alırsan belediye meclis üyeleri arasından seçim yapılmazmış. Sebep ne? Soruyorum. Bir düz mantıkla, bir çocuk aklıyla. En basit şekilde soruyorum. O belediye meclis üyelerinin hiçbiri hakkında en ufak bir soruşturma yokken trafik cezaları bile yokken sen hangi hakla belediye meclis üyelerinin tamamını suçlu ilan edersin de onların arasından bir seçim yaptırmazsın. Sen bunu bize hukuk olarak dağıtacaksın. Biz de kabul edeceğiz öyle mi? Yağma yok! Yağma yok.
“Önümüze getirmek zorunda kalacakları sandıkta tarihin çöplüğüne gitmesi gerekenleri sandığa gömeceğiz”
Esenyurt Belediyesi'nin önüne on sıra barikat çekmişler. Binlerce çocuğumuzu, polisimizi, kolluk kuvvetimizi oraya yığmışlar. Her birinin gözlerine ayrı ayrı baktım. Mutlu olan yoktu inanın bana. İnanın bana aldığı emirden uyguladığı emirden mutlu olan kimse yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Esenyurt Belediyesine kayyum atayanlar ferman buyurmuşlar. 15 gün boyunca her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklanmış Esenyurt'ta. Bize diyorlar ki ben senin belediyeni bir gece yarısı kararıyla elinden alırım ve sen evinde oturacaksın hiç sesini çıkartmayacaksın. Ben söyleyeyim. Burada böyle bir topluluk yok. Gece yarısından sabahlara, sabahlardan akşamlara kadar hakkımızı korumaya devam edeceğiz. Yarın sabah onda yine belediyenin önündeyiz. Hep beraber her gün milletvekillerimizle buradayız. Şu anda Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı Mardin'de konuşuyor. Türkiye'nin 81 ilinde bütün hukuksuzluklara karşı kim muhattap alınıyorsa onların yanında olmak üzere mücadelemizi yürüteceğiz. Şuna inanıyorum ki bu demokrasi mücadelesi Türkiye'de sadece 31 Mart 2024’te olduğu gibi yerel seçimleri kazanmakla yetmiyor o halde ilk seçimde bir an evvel önümüze getirmek zorunda kalacakları sandıkta tarihin çöplüğüne gitmesi gerekenleri o sandığa gömeceğiz ve Türkiye'yi hep beraber özgürleştireceğiz”
Anka Haber Ajansı