Chp Adalet Buluşmaları, "Şiddetle Mücadele" Başlığıyla İzmir'den Başladı
CHP'nin Adalet Buluşmaları'nın ilki İzmir'de yapıldı. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, "Yargıda, atamada, gelir dağılımında, eğitimde adalet yok. AKP iktidarının mayasında adalet yok. Şiddet mağduruyuz. Kadınlar, çocuklar, istismara ve mobbinge maruz kalanlar, yaşama tutunmaya çalışırken katledilenler, ekonomik şiddete uğrayanlar şiddet mağduru. Yasaların uygulanmadığı yerde çetelerin tarikatların insafına bırakılanlar, tek adam anlayışı ve parti devletine dönüşmüş sistemde her gün yok sayılanlar, yaln
(İZMİR)- CHP'nin Adalet Buluşmaları'nın ilki İzmir'de yapıldı. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, "Yargıda, atamada, gelir dağılımında, eğitimde adalet yok. AKP iktidarının mayasında adalet yok. Şiddet mağduruyuz. Kadınlar, çocuklar, istismara ve mobbinge maruz kalanlar, yaşama tutunmaya çalışırken katledilenler, ekonomik şiddete uğrayanlar şiddet mağduru. Yasaların uygulanmadığı yerde çetelerin tarikatların insafına bırakılanlar, tek adam anlayışı ve parti devletine dönüşmüş sistemde her gün yok sayılanlar, yalnız bırakılanlar şiddet mağduru. İnsana veya can dostlarımıza şiddetin her türlüsünün olağanlaştırıldığı ve cezasız bırakıldığı Türkiye’deyiz maalesef" dedi.
“Şiddetle Mücadele” başlığı altında Karabağlar ilçesinde Mustafa Necati Bey Kültür Merkezi'nde düzenlenen programının açılışına CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ve Prof. Dr. Bahadır Erdem, ilçe belediye başkanları, il ve ilçe yöneticileri ile vatandaşlar katıldı.
Aslanoğlu: İlkini İzmir’de yapmanın gururunu yaşıyoruz
Toplantının açılışında konuşan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, "Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, adalet arayışımızda ve şiddetle mücadelemiz de yeni ve çok güçlü bir adımı daha atıyoruz. Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığımız öncülüğünde, Genel Merkezimizce düzenlenen Adalet Buluşmalarının ilkini İzmir’de yapmanın gururunu yaşıyoruz. Söz konusu hak mücadelesi, adalet arayışı ve şiddete karşı durmaksa, bu ilk en çok İzmir’e yakışırdı. Bu gururu bizlere yaşatan Genel Başkanımıza, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Gökçe Gökçen’e teşekkür ederim" dedi.
"AKP iktidarının mayasında adalet yok"
"Türkiye’de son 22 yılda yaşananları iki başlıkla özetleyebiliriz" diyerek sözlerini sürdüren Aslanoğlu, şunları kaydetti:
"Biri adaletsiz Türkiye, diğeri şiddet mağduru Türkiye. Adalet yok. Yargıda, atamada, gelir dağılımında, eğitimde adalet yok. AKP iktidarının mayasında adalet yok. Şiddet mağduruyuz. Kadınlar, çocuklar, istismara ve mobbinge maruz kalanlar, yaşama tutunmaya çalışırken katledilenler, ekonomik şiddete uğrayanlar şiddet mağduru. Yasaların uygulanmadığı yerde çetelerin tarikatların insafına bırakılanlar, tek adam anlayışı ve parti devletine dönüşmüş sistemde her gün yok sayılanlar, yalnız bırakılanlar şiddet mağduru. İnsana veya can dostlarımıza şiddetin her türlüsünün olağanlaştırıldığı ve cezasız bırakıldığı Türkiye’deyiz maalesef.
"Bizler adaletin ışığıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni aydınlatacak olanlarız"
Milletin iradesinin yok sayıldığı, yandaş 5’li çetelere adres teslim ihalelerin yapıldığı, seçilmiş belediye başkanlarının cezaevine gönderildiği, cezaevindeki Apo’nun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne transfer edilmeye çalışıldığı bir iktidar ile karşı karşıyayız. İşte bunun içindir memleketin dört elle CHP’ye sarılışı. İşte bunun içindir Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in "Karıncanın kardeşi vardır o da Cumhuriyet Halk Partisi’dir" diye haykırışı. Bizler adalet ışığını söndürmeye niyetli olanlara karşı, adaletin ışığıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni aydınlatacak olanlarız. Bizler, bu ülkenin çocukları söylemleri, fikirleri, okudukları, izledikleri sebebiyle ezilmesin, aksine sorgulayan yeni nesil yüceltilsin isteyenleriz.
"Bizler halkız, cumhuriyetiz, Türkiye’yiz"
Bizler, barolarız, meslek odaları ve STK’larız, emeklileriz, ezilenleriz. Bizler, çiftçiler, köylüler, akademisyenler, atanamayanlar, baskı altındaki hakimler, savcılar, avukatlarız. Bizler halkız, cumhuriyetiz, Türkiye’yiz. Biz olmaktan vazgeçmediğimiz sürece, adaleti yeniden sağlayacak, şiddeti yok edecek ve memleketin tüm dağlarında çiçekler açtıracak olanlarız. Elbette biliyoruz ki yolumuz uzun, işimiz çok. Ama adaleti sağlamak, demokrasiyi sarsılmaz bir şekilde yeniden inşa etmenin kolay olmayacağını da hepimiz biliyorduk. Bu hedef için, İzmir’den başlatılan Adalet Söyleşileri hepimiz için yeni bir umut, partimizin yeni programının oluşmasında da büyük bir fırsattır. Bu umuda sarılmak için yola çıkanlara ve bu umuda katkı koymak için bugün bizlerle olan tüm dostlarımıza canı gönülden teşekkür ediyor, tüm katılımcılara, saygılarımı sunuyorum."
Uzun: Kararlıyız çözeceğiz
Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, "Önümüzde nasıl yapılmazın çok derin örneklerini yaşatan 22 yıllık bir AKP iktidarı var. Hani ne nasıl yapılmaz diye gösterilse ülke demokrasisinde, ülke yönetiminde bu 22 yıllık dönemi her birini ayrı bir ders olarak böyle de yapılmaz ki diye anlatabileceğimiz günlerden geçiyoruz. 22 yıldır bunu çözememiş olma aslında sizlerin, bizlerin sorumluluğunda kendimize derin derin sormamız gereken bir soruyu da beraberinde getiriyor. Ama kararlıyız çözeceğiz ve çözmek için ne gerekiyorsa yapmak üzere yollarda, salonlarda ülkenin her yerinde, her noktasında bu sorunu yine de bilinciyle adımlar atıyoruz" dedi.
"Ülkemizin aydınlığı ancak CHP'nin yaratacağı aydınlık yarınlarla mümkün"
Partisinin TBMM'deki adalet mücadelesi üzerinden sözlerini sürdüren Uzun, şunları kaydetti:
"Her birimizin bulunduğu yerde her bir günlük yaşamı içinde bile içinde olduğunu bilmek ve böyle davranmak mecburiyeti var. Hele hele Türkiye'yi yönetme iddiasını yerel seçimlerde birinci parti olarak çıkmış olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin rozetini yakasında, ilkelerini gönlünde yaşatan her bir partimizin her bir partinin sempatizanın hatta Cumhuriyet Halk Partisi'ni ilkelerine yaraşır, aydınlık Türkiye'yi inşa etme çabasına katkı sunan büyük davranışlarının her birisi çok kıymetli. Sizlerden bizlerin beklediği bir davranış şeklinde karşımızda duruyor. Bundan asla ödün vermemek durumundayız. Ayrıca bu çalışmaların bütün olarak bir anlam ifade edebilmesi için hep birlikte olduğumuzu ve aydınlık bir Türkiye inşa etmek için bir arada olduğumuzu, bir aradalığımızın gücü ortaya koyma mecburiyetimiz de var. Bu nedenle bizim bildiğimiz ve ifade ettiğimiz durumu rakiplerimiz de biliyor olmalılar ki bizi bu noktadan yıpratmak ve aydınlık Türkiye hedefimizdeki enerjimizi başka başka alanlara çekme mücadelesi için de çaba sarf ediyorlar. Ama bizim bir tane ülkemiz var, ülkemizin aydınlığı ancak CHP'nin yaratacağı aydınlık yarınlarla mümkün. Bu ilgi ışığında birlikteliğimizi koruyarak ülkemizin geleceğini yeniden inşa etmek ve hepimizi arzu ettiği aydınlık, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşamımızın her alanına yansıtabilmek için bu çalışmanın ülkemize, partimize, yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum."
Bülbül: Türkiye korku iklimi içerisinde yarı açık cezaevine dönmüş durumda
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, "Adalet olmadan kesinlikle özgürlükler olamaz. Adalet olmadan demokrasi olamaz. Hukuk devletinin vazgeçilmezi adalet. Ama adalet derken ne adaleti? Yani bakıyoruz İzmir'de, Aydın'da, Muğla'da, Ankara her tarafta adalet sarayı. Saray oldu. Ben 30 yıllık avukatlık yapıyorum. Ceza avukatıyım. Her taraf saray. Adalet sarayı ismini koymakla adalet sağlanmıyor. Yerel mahkemelerden alınan kararlar vatandaşı tatmin etmiyor. Adalet çığlıkları her tarafta; sokakta, mahkemelerde, Anayasa Mahkemesi'nde, AİHM'de. Düşünebiliyor musunuz? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giden dosyalarda her 100 açılan davadan 35'i Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının açtığı davalar. Anayasa Mahkemesi’nde bireysel başvuruda geçen yıl 110 bin başvuru oldu. Düşünebiliyor musunuz? Neden vatandaş yerel mahkemelerden adaleti sağlayamıyor? Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruya gidiyor. Sağlayamıyor iç hukuki yollarını tükettikten sonra neden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidiyor? İfade özgürlüğünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2023 kararlarında birinci ülkeyiz ihlal kararı verilen. Adil yargılanma hakkında birinci ülkeyiz. Rusya'dan sonra. Vatandaş hakkını mahkemelerde alamıyor. Adaleti sağlayamıyor. Yani 22 yıldan beri iktidarda olan bir parti ismi adalet ve kalkınma partisi olan bir parti şu anda geçen hafta dokuzuncu yargı paketini getirdi. Düşünebiliyor musunuz? 2019'da yargı strateji belgesiyle sayın Cumhurbaşkanı açıklamada bulundu. Daha sonra 2024 Mart ayında insan hakları eylem planlarını ortaya koydular. Hâla vatandaş "insan hakları, adalet, hak, hukuk, adalet" diye bağırıyor. 22 yıl dile kolay. Türkiye korku iklimi içerisinde yarı açık cezaevine dönmüş durumda" ifadelerini kullandı.
"Kendi siyasal geleceklerini belirli bir yerlere götürmek isteyen bir siyaset anlayışı var"
Bülbül konuşmasının devamında ise şunları söyledi:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama, yargı tamamen yürütmeye bağlanmış. Cumhurbaşkanı hükümet sistemi denilen tam anlamıyla vatandaşın derdini değil kendi siyasal geleceklerini belirli bir yerlere götürmek isteyen bir siyaset anlayışı var. Yasama niteliksiz hale gelmiş, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı kalmamış saraya bağlı talimatlı yargıç ve savcılar siyasi kararlarıyla toplumun adalet duygusunu bir kenara itmiş durumda. Bunu yaşıyoruz, hepimiz yaşıyoruz. OECD ülkelerinde 2023'te yapılan bir araştırmaya göre Türkiye 38 OECD ülkesi arasında 36'ncı durumda, sondan ikinci. Adalete güven, yargıya güvendi. İfade özgürlüğünde 149 ülke arasında ifade özgürlüğü ihlallerinde 129'uncu. Düşünebiliyor musunuz? Yani yargıya hükümetin etkisi olduğu artık yerleşik bir hal haline gelmiş. Bu veriler bile Türkiye'de ifade özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının ve adaletin olmadığını ortaya koyuyor.
"Gaz yiyeceğiz, cop yiyeceğiz ama hak ve özgürlüklerimizi sağlayacağız"
Bir tek adalet mahkemelerde değil ki vergide adalet. Sağlıkta adalet, eğitimde adalet. Fırsat eşitliği, eşit yurttaşlık. Nerede? Türkiye'nin her tarafına sarmış durumda. Ne yapmalı? Şunu yapmalı. Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra ilk defa birinci parti oldu. Cumhuriyet Halk Partisi artık geçen yılki değişim kurultayıyla beraber vatandaşa değişimi hissettirmesi gerekiyor. Bunu hissettirmeyi nasıl olacak? Bütün her yerde olacak. Ekonomide, adalette, eğitimde, sağlıkta değişim yaşanacak. Çözümlerle geleceğiz. Çözümlerle vatandaşı ikna edeceğiz. Vatandaşın sorunlarını biliyoruz. Açlık sınırı şu, yoksulluk sorunu şu. Vatandaş çarşıda, evde, çocuğunda, okulunda yaşıyor. Ne yapacağız? Çözümlerimizi koyacağız. Emekliye çözümlerimizi koyacağız. Asgari ücretliye çözümlerimizi koyacağız. "Adalet2 diye bağıran adaletsizlik yüzünden mağdur olmuş vatandaşa çözümlerimizi koyacağız. Yargıyı siyasallaştırmayacağız. Adaleti, hukuk kurumunu, hukuk devletini yeniden inşa edip her vatandaşa hissettireceğiz. Rafa kalkan anayasayı uygulanması için anayasal hak ve özgürlüklerin yaşanması için çözümlerimizi ortaya koyacağız. Ne yapacağız? Güvenlikçi politikaları terk edeceğiz. Özgürlükçü ve demokrasiyi inanmış bir hukuk devleti inşa etmiş bir Türkiye yaratacağız. Hep birlikte yaratacağız. Korkmayacağız. Sokaklardan korkmayacağız. Meydanlardan korkmayacağız. Ama meydanlara çıkacak özgürlük için. Sokaklara çıkacağız. Gaz yiyeceğiz, cop yiyeceğiz ama hak ve özgürlüklerimizi sağlayacağız."
"Hukuk devletini birlikte inşa edeceğiz"
CHP olarak ülkedeki adaletsizliklere karşı mücadele ettiklerini de dile getiren Bülbül, "Biz nereye kadar karşı koysak dahi sizler olmazsanız, taban olmazsa, vatandaş olmazsa, sokaklara çıkmazsa bu karşı koymalarımızdan bir şey çıkmaz arkadaşlar. Bunun için diyorum ki sokaklara da çıkacağız, meydanlara da çıkacağız. El birliğiyle. Meclis’te bizler, genel merkezde genel başkan yardımcılarımız, tabanda örgütte üyelerimiz hep birlikte vatandaşa anlatacağız. Özgürlükleri anlatacağız. Demokrasiyi anlatacağız. Hukuk devletini anlatacağız, anlatacağız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923'te kurmuş olduğu cumhuriyetle birlikte ikinci yüzyılda demokrasiyi hukuk devletini birlikte inşa edeceğiz. Hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Erdem: AKP iktidarında adalet hiçbir zaman bu ülkeye gelmez
CHP Adalet Politikaları Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bahadır Erdem, "Eğer biz bu ülkede adaleti arıyorsak size söyleyeyim ki AKP iktidarında adalet hiçbir zaman bu ülkeye gelmez. AK Parti yönetiminin, toplumsal şiddetin sona ermesini istiyorsak hiçbir surette bu iktidarda, bu iktidarın ortaklarıyla birlikte toplumsal şiddetle bu ülkede sona ermez. Çünkü AK Parti iktidarının ve AK Parti ortaklarının Cumhur İttifakı'nın bütün siyasetinin özü, oy toplama için kendisine bulduğu yöntem zaten toplumsal şiddeti körüklemektir. Toplumu bölerek yönetmek, toplumun karşısına muhakkak ve muhakkak bir düşman bulmak, eğer düşman yoksa bile düşman yaratmak. Bu düşmanı en fazla da kimin karşısına çıkaracaksınız? Kendi seçmenlerinizin karşısına çıkaracaksınız. Oylarınızı konsolide edeceksiniz. Bunu nasıl yapacaksınız? En önce Cumhuriyet Halk Partisi'ne bu ülkede gerçekten adaleti arayan, bu ülkede gerçekten ekonomik eşitliği arayan, bu ülkede gerçekten demokrasiyi arayan, bu ülkede gerçekten cumhuriyetin değerlerine, Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülkeyi kurarken koyduğu değerlere, ilkelere sahip çıkan her bir ferdi kendi seçmeninizin karşısına düşman olarak çıkaracaksınız. AKP'nin 22 yıldan beri maalesef ki gördüğümüz bütün politikası bunun üzerinedir" dedi.
"Adaletsizlikten ve şiddetten beslenen bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız"
Bir hukuk hocası olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından dile getirildiği günden bu yana karşı koymaya çalıştığını dile getiren Erdem, şunları söyledi:
"Şunu görüyorum ki biz bu insanlarla bu mantıkla ülkeye bu bakış açısıyla ortak olarak bu ülkeye herhangi bir şekilde, ne mecliste, ne başka bir yerde bu memleketin hayrına hiçbir şeyi gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Çünkü tamamıyla adaletsizlikten ve şiddetten beslenen bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız. Bakın bugün hukuk dersi verirken üniversitede öğrencilerimize biz ne anlatacağımızı bilemiyoruz. Genç yetiştirdiğimiz hukukçulara nasıl olup da ümit vereceğimizi bilemiyoruz. Avukatlık yapıyoruz adalet sarayı adı altında arkadaş adliyelerin adı niye saray? Ne kadar meraklısınız ya siz bu saraylara. En büyük adalet sarayını biz yapacağız. Saray olmasın bunun adı önemli değil. Adaletin arandığı adliyelerdir bunun adı. Biz böyle yetiştik. O adliyelerde biz adaletin gerçekleşmesi için avukatlar olarak Cumhuriyet Halk Partili her bir nefer olarak uğraşıp duruyoruz.
"Bu düzende bana hakkımı teslim ederler diyecek olan bir tane AKP'li ya da MHP'li seçmen dahi bulamazsınız"
Halkın içinde şu kadarcık umut yok. "Ben adaleti bu ülkede bulurum" diye şu kadar umut yok. Bakın gidin sokağa çıkın. Eğer başım belaya girerse bu adliyelerde bu iktidarda, bu düzende bana hakkımı teslim ederler diyecek olan bir tane AKP'li ya da MHP'li seçmen dahi bulamazsınız. Adalete güven endeksleri yerlerde sürünüyor. Maalesef ki kişiler bu çok acı bir şeydir bu AKP iktidarının bu ülkeye, topluma öğrettiği çok üzülerek söylüyorum. Öğrettiği bir bilgiyi şimdi hep beraber tekrarlayalım. Bu ülkede eğer iktidara yakın, iktidarı tanıyan ya da Milliyetçi Hareket Partisi'ne yakın. Ya da Milliyetçi Hareket Partisi'ni yakından tanıyan bir haminiz varsa o takdirde başınız belaya girse bile siz bu beladan kurtulursunuz. Yargıda, kollukta, poliste, eğer bir şekilde yolunuzu, yönteminizi bulursanız cebinizde de paranız varsa çok acı bir şeydir bu söylediğim. Siz bu ülkede at koşturursunuz. Velev ki paçayı kurtaramadınız ve ceza aldınız. Zaten onda da biliyorsun çok yakın bir sürede hele de cebinizde para varsa en yakın sürede o hapisten kurtulursunuz. Ama siz eğer maddi olanağı olmayan bir sade vatandaş, eğer iktidarın söylediklerine kafa sallayan bu ülkede adaleti arayan, bu ülkede demokrasiyi eşitliği arayan, insanlardansanız siz normal bir vatandaşsanız o takdirde başınız belaya girerse hiçbir surette bundan kurtulamayacağınızı biliyorsunuz.
"Bunların adaletten anladığı tek şey kendi iktidarlarını sürdürmek"
Kanunlara uymak sadece bizler için değil arkadaşlar. 86 milyon için. Kanunlara uyma zorunluluğu iktidara oy verenler için aynı zamanda. Ama bizler biliyoruz ki eğer en ufak bir şekilde gerçek suçlular suç işlediğinde içeriye girmezler. Ama ne kadar suçsuz adam varsa, ne kadar fikir suçlusu varsa, bu ülkede ne kadar adaletli varsa, bu ülkede milletin seçtiği milletvekili dahi olsanız paçanızı o hapisten kurtaramaya bilirsiniz. Adalet milletvekilleri içerideyken, Can Atalay içerideyken, gazeteciler içerideyken doğruları söyleyenler içerideyken bu ülkenin iktidarının orta eğer 50 yıla yakındır bu ülkedeki bütün şehitlerin katili, bütün anaların gözyaşının sebebi, bütün bu acıların sebebi PKK terörist başını Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne çağırma gafletinde bulunursa zaten bu ülkede ne toplumsal şiddet biter, ne de bu ülkeye adalet gelir. Çünkü bunların adaletten anladığı tek şey kendi iktidarlarını ve kendi koltuklarını ölene kadar sürdürmektir. Bunun karşısındaki tek güç de Cumhuriyet Halk Partisi'dir.
"Sadece Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı getirebilir"
Anayasa değiştirmek istiyorlar ya bu ülkeye iyilik gelsin diye, adalet gelsin diye sizin benim en ufacık şu kadarcık vatandaşın milletin hayrına değil sadece ve sadece acaba biz daha bu iktidarımızı ne kadar sürdürebiliriz diye ortalıkta dolanıyorlar. Bunun için güya ellerini ve vücutlarını Türkiye'nin 100 yılının için bilmem neyin altına koyuyorlarmış da, onun için cesur adımlar atıyorlarmış da hadi oradan geçiniz oradan. Sizin tek derdiniz koltuk. Başka bir şey değil. Tek derdiniz koltuğunuzu devam ettirmek. Bu ülkeye toplumsal barış da gelecek. Bu ülkede elli seneden beri çözülemeyen, çözülememesi bu devletin ayıbı olan Kürt meselesi de çözülecek. Ama iktidarıyla, muhalefetiyle akademisiyle, yüksek yargı organlarıyla, akil bu ülkenin ileri gelenleriyle ve bütün bu vatandaşların her birinin ortak aklıyla ve sadece barış gelme samimi amacıyla gelecek. Onu da sadece Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı getirebilir.
"Bizler devlet malı deniz yemeyen keriz diyenlerden de değiliz"
Bunların hiçbirinden bu ülkeye şu kadarcık iyilik gelmez. Şu kadarcık hayır gelmez. Biz çok ümit ettik. 22 senede acaba şu yaptıklarının altında samimiyet var mıdır? Acaba şu adalet dediklerinin altında bizim hayrımıza en ufak bir şey var mıdır diye her birimiz bizler de dahil ömrümüzü verdik. Yaş aldık, yaşlandık, ümit ettik. Hiçbir suretle olmaz, olmayacak. Biz mecburuz onun için bu iktidarı değiştirmeye. Demokrasiyle değiştirmeye mecburuz. Onun için bütün şu ülkeyi sevenler, bütün bu ülkedeki evlatlarının geleceği, torunlarının geleceği için bu ülkenin iyi olmasını isteyenler. Adalete, insan haklarına değer verenler, kim varsa, herkesin Cumhuriyet Halk Partisi'nin çatısı altında bir elden ve ortak bir şekilde önümüzdeki seçimlerde demokrasiyi de, adaleti de seçimleri kazanarak ve iktidar olarak getirmesi gerekiyor. Bunun başka hiçbir yolu yok. Ben en çok gençelere ve kadınlara güveniyorum. CHP'nin her ferdine güveniyorum. Bizler bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenlerden değiliz. Biz yılanı gördüğünde onun başını ezenlerdeniz. Bizler devlet malı deniz yemeyen keriz ya da affedersiniz domuz diyenlerden de değiliz. Devletin bir kuruşuna el uzatmayanlardanız. Biz inşallah hep beraber bir yürek olarak atarak, el ele çalışarak hiçbir suretle pes etmeyerek sonuna kadar mücadele edeceğiz. İlk seçimde de iktidar olacağız inşallah. Hep birlikte de yeniden mutlu olacağız. Yeniden toplumca mutlu olacağız."
Anka Haber Ajansı