Burhanettin Bulut'tan Belediyelere Yönelik Operasyona Tepki: "Toplumun Bilinçaltına Operasyon Yapılıyor"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, CHP'li belediyelere yapılan soruşturmalara ilişkin olarak, "Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemindeki en önemli eleştirimiz denetim mekanizmasının, kontrol mekanizmasının olmaması. Bir denetime, soruşturmaya hiçbir zaman itiraz etmeyiz. Ancak bu soruşturmalar 2014-2016 yılının dahil olduğu, aradan 10 sene geçmiş. Soruşturmaya tabii olanlar kimlerdir, nedir bilmiyoruz. O başlıklar atılıyor, sonra topluma yolsuzluk var, DHKPC var, böyle üst başlıklarla toplumun bilin
(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, CHP'li belediyelere yapılan soruşturmalara ilişkin olarak, "Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemindeki en önemli eleştirimiz denetim mekanizmasının, kontrol mekanizmasının olmaması. Bir denetime, soruşturmaya hiçbir zaman itiraz etmeyiz. Ancak bu soruşturmalar 2014-2016 yılının dahil olduğu, aradan 10 sene geçmiş. Soruşturmaya tabii olanlar kimlerdir, nedir bilmiyoruz. O başlıklar atılıyor, sonra topluma yolsuzluk var, DHKPC var, böyle üst başlıklarla toplumun bilinçaltına operasyon yapılıyor. Algı operasyonlarıdır asıl itibariyle" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Habertürk TV’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bulut, CHP’li belediyelere yönelik başlatılan soruşturmalarla ilgili, şöyle konuştu:
"Bu kadar sabahın köründe bu işlemlere gerek var mı diye soruyor insan. Bu işler gerçekten orada bir yolsuzlukla ilgili soruşturma mı yoksa Cumhuriyet Halk Partisi’nin itibarına yönelik suikast girişimi mi diye insan düşünmüyor değil. Şimdi şöyle bir hale geldik. Savunma yerine geçtik yani bir soruşturma açılıyor, bir yolsuzluk dosyası işte terör ilintili bir soruşturma deniliyor, sonra da Cumhuriyet Halk Partisi başlıyor bunları savunmaya. Böyle bir durum yok. Biz başından beri söylüyoruz temel prensip olarak. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemindeki en önemli eleştirimiz denetim mekanizmasının olmaması. Bir kontrol mekanizmasının olmaması. O yüzden de bir denetime, soruşturmaya hiçbir zaman itiraz etmeyiz. Ancak bu soruşturmalar 2014-2016 yılının dahil olduğu, aradan 10 sene geçmiş, buradaki soruşturmaya tabii olanlar kimlerdir, nedir bilmiyoruz. O başlıklar atılıyor, sonra topluma bir yolsuzluk var, DHKPC var, HDK var, böyle üst başlıklarla toplumun bilinçaltına operasyon yapılıyor. Algı operasyonlarıdır asıl itibariyle.
''Bu algı operasyonlarının yarattığı durum bir korku iklimi yaratmaktır''
Sonra arkasına 100 gün geçiyor bunun dosyaları açıklanmıyor yani soruşturma dosyasının içeriği, iddianame çıkmıyor. Ahmet Özer de 100 günü geçmişti iddianame çıktığında. İddianame çıktığında bakıyorsunuz zorla bir suç unsuru oluşturuluyor. Aynı "Balyoz" döneminde olduğu gibi. Bu yapılanları daha önce bu ülke gördü. Bu yapılanlar hem siyaset kurumuna zarar veriyor, hem belediyelerde memuru artık iş yapamaz hale getiriyor, hem insanlar hiçbir yere güvenemez hale gelmiş durumda ve bunların hepsi ekonomiyi berbat ediyor. Zaten yoksulluk alabildiğine artmış durumda. Artık yoksullukla ilgili değil açlıkla ilgili tartışmalar var.
Bu ülkede şu an da müdahale edilmemiş hiçbir kesim kalmadı. Belediyeler, siyasetçiler, sonra sanat dünyası... Önce sanat dünyasına burada bir haksız rekabet var diye başladılar, sonra TÜSİAD. Söyledikleri herkesin konuştuğu şeyler yani Türkiye’de siyasette yaratılan bu kaos ekonomiyi ve dış yatırımları etkiliyor. Bugün 34 belediye çalışanı, eski belediye başkanı da dahil olduğu bir soruşturma dönüyor. Tüm bunlar bu ülkeye dair güveni azaltıyor. Bu algı operasyonlarının yarattığı durum bir korku iklimi yaratmaktır. Şu an da iğneden ipliğe herkes bir korku var, bir huzursuzluk var. Toplumun her kesiminden sadece siyasetçi endişe duymuyor. Tüm kesim de insanlar endişeli."
"Buna bir sinerji olarak bakılması gerekiyor''
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı ön seçiminde aday olmamasına ilişkin konuşan Bulut, şu ifadeleri kullandı:
"CHP içerisinde bir yarış olacağı kanaatinde değilim. Ancak Türkiye dinamik bir ülke. Bugünkü müdahaleler, bu kara tablo, ülkenin demokrasisine, ülkenin bireysel hak ve özgürlükleri noktasında bakıldığında yarına ilişkin şimdiden bir şey deme imkanı yok. Dolayısıyla burada hareket alanı geniş tutacak, dinamik bir Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu ülkeye faydası olacağı kanaatindeyim. Burada Yavaş’ın adaylığının devam ediyor olması ya da kendisinin bu işin dışında tutup tutmaması kötü bir şey diye görmüyorum. Ama Yavaş'ın Sayın Başkan'a söyledikleri çok kıymetli. Parti ne karar alıyorsa ona uyacağını ifade ediyor zaten. Bu disiplin içerisinde bugüne kadar en küçük bir değişiklik olmamıştır. Adaylık noktası, ön seçim öncesi açıklamaları, ön seçim başladıktan sonraki açıklamaları, partide alınan kararın dışında herhangi bir söylemi olmamıştır. Ancak Mansur Yavaş’ın kendine ait bir siyasi tarzı var. Bakıldığında onun da bir kamuoyunda beğenisi var. O vesileyle Mansur Yavaş’ın o söylemleriyle Ekrem İmamoğlu’nun o söylemleri arasında bir rekabet unsuru değil buna bir sinerji olarak bakılması gerekiyor."
Anka Haber Ajansı